8. Hukuk Dairesi 2014/26386 E. , 2017/5390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı ... vekili, dava konusu 187, 147, 673 parsel sayılı taşınmazların, birleşen davada davacı ... vekili ise 187, 132, 596, 601, 606 parsel sayılı taşınmazların ortak muristen intkal ettiğini, murisin ölümünden sonra yapılan taksimde davacılara bırakıldığını, davacıların 20 yılı aşkın süredir taşınmazlarda zilyet olduklarını ve TMK.nun 713/2. maddesi gereğince kazanma koşullarının gerçekleştiğini, TMK.nun 713. maddesinin uygulanmaması halinde, iyi niyetli olarak üzerine yapılan ev ve dikilen ağaçlar nedeniyle TMK.nun 724. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, davalı ... vekili, dava konusu olayda TMK.nun 713/2 ve 724. maddelerinin uygulanma imkanının bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, davalı....., davacı ..."nın davasında haklı olduğunu, taşınmazların taksim edildiğini açıklamış, diğer davalılar ise savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, taksimin varlığının ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davada ... ve Köy Tüzel kişiliği yönünden açılan davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne, asıl davada 146 ve 673 parsel sayılı taşınmazların 1/3"üne ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline, 187 parsel üzerinde bulunan E, F ve G harfleri ile gösterilen ev ve ahırların davacı ..."ya ait olduğunun tespitine, birleşen davada 132 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 596, 601, 606 parsel sayılı taşınamazların ayrı ayrı 1/3"lerine ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tesciline, 187 parsel sayılı taşınmaz üzerinde A ve B harfleri ile gösterilen ev, ahır ve sundurmanın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili taraflarından temyiz edilmiştir
1- Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, dava konusu taşınmazların ortak muris ..."dan intikal ettiğini ve murisin ölmünden sonra mirasçılar arasında taksim yapıldığını açıklamıştır. Dosya kapsamından, tarafların ortak miras bırakanı ..."un 7.11.1972 tarihinde öldüğü, davacı ve davalıları mirasçı olarak bıraktığı, asıl davaya konu 147 parsel sayılı taşınmazın hükmen tescil nedeniyle 1958 yılında, 673 parsel sayılı taşınmazın satış yoluya 1961 yılında muris ... adına tescil edildiği, birleşen davaya konu 132, 137, 187, 596, 601 ve 606 parsel sayılı taşınmazların ise 1955 yılında yapılan tapulama çalışmalarında muris ... adına tespit ve tescil edildikleri görülmüştür. Bu haliye dava, tapuya kayıtlı taşınmazlarda mirasçılar arasında yapılan taksim ve zilyetlik hukuki sebebi ile birlikte TMK"nun 713/2. maddesindeki "" ölüm "" nedenine dayalı tapu iptali tescil, bu talep yerinde görülmediği takdirde taşınmazlar üzerine yapılan yapı ve dikilen ağaçlar nedeniyle TMK.nun 724. maddesi gereği tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, dayanılan hukuki sebeplerden taraflar arasında murisin ölmünden sonra yapılan taksimin varlığına değer verilerek davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiştir.
Bilindiği üzere ve kural olarak; miras bırakan adına kayıtlı olan bir taşınmaz ölümü ile tereke malı olup, elbirliği mülkiyeti şeklinde tüm mirasçılarına intikal edeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, TMK.nun 676. maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin yazılı olmasına ilişkin şart, bir geçerlilik şartıdır. Davacılar vekili, ortak muristen kalan taşınmazların diğer mirasçı olan davalıların da katılımı ile taksim edildiğini iddia etmiş ise de, yazılı belge sunmadığı gibi bu yönde bir iddiası da mevcut değildir. Yazılı şekil ispat şekli olmayıp, geçerlilik şartı olduğundan mirasçılar arasında geçerli bir taksimin varlığı kabul edilemeyeceğinden taksimin ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Bundan ayrı, davacılar vekili asıl ve birleşen davada TMK"nun 713/2. maddesindeki ""ölüm"" nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğinde bulunmuştur. 26.05.1954 tarih 7/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca elbirliği mülkiyetinde, mirasçılar arasında kazanmayı sağlayan zilyetlik işleyemeceğinden olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile hak iktisap etmek mümkün değildir. Az yukarıda açıklandığı üzere, taraflar arasındaki taksim olgusu ispatlanamamıştır. Taksim olmadığı takdirde bir mirasçının zilyetliği diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır. Bu nedenle sürdürülen zilyetliğin mirasçılık sıfatına dayalı olduğunun ve mülkiyeti kazandıramaycağının kabulü gereklidir. Ancak davacılar vekili, TMK.nun 713. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı halde TMK.nun 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Hal böyle olunca, yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının terditli istemi olan TMK.nun 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil istemi yönünden de dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu konuda değerlendirme yapılmamış olması da doğru görülmemiştir.
2-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Mahkemece, davalı ... hakkında açılan asıl ve birleşen davaların husumetten reddine karar verildiğine ve davalı ..."nin yargılamada vekil ile temsil edildiğine göre, 6100 sayılı HMK"nun 331/3. maddesi ile karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 7. maddesi uyarınca ... yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.