8. Hukuk Dairesi 2014/24722 E. , 2017/5712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Yargılanmanın Yenilenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
... A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/207 Esas sayılı dosyası ile dava konusu 25278 ada 8 parsel (eski 870) hakkında TMK 639/2 maddesi gereğince tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğunu ancak ... mirasçı tespit edildiğinden davanın reddine karar verildiğini, ret kararından sonra tapu maliki... mirasçılarının tespit edildiğini ve ..."nin mirasçı olduğunu gösteren veraset ilamının iptal edildiğini açıklayarak, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/207 Esas, 2004/229 Karar sayılı ilamının yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılamanın yenilenmesi talebi yerinde görülmediği takdirde ayrı müstakil dava olarak kabul edilerek 25278 ada 8 parselde davalılar murisi ....adına kayıtlı hissenin TMK 713/2 maddesi gereğince iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., ..., ..., ... vekilleri, davacının işgalci olduğunu ve kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak, davalı ... vekili ise kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, dahili davalılar ... ve Gürdal Ergin savunmada bulunmamışlardır.
Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne, Mahkemenin 29.06.2004 tarih 2004/207 Esas, 2004/229 Karar sayılı ilamının iptaline, ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine, davalılar ..., ... mirasçıları ..., ..., karşı açılan tapu iptali ve tescil davasının ise dava konusu taşınmazın satın alındığının ispatlanamadığı, zilyetliğin malik sıfatı ile gerçekleşmediği gerekçeleriyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı tarafından TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan; " ... maliki 20 yıl önce ölmüş ..." hukuki sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının, HUMK.nun 445/1.bendinde (6100 sayılı HMK"nun 357/1-ç) yer alan hukuki nedene dayalı yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılması, mümkün olmadığı halde müstakil dava olarak görülmesi isteğine ilişkindir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamından, davacı tarafından ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/207 Esas sayılı dosyası ile dava konusu 870 parsel (yenisi 25278 ada 8 parsel) sayılı taşınmazın 1966 yılından bu yana zilyedi olduğu, tapu malikinin ölü olması nedeniyle TMK 639/2 maddesi gereğince tapu iptali ve tescil davası açıldığı Mahkemece ilk hükümde, dava konusu taşınmazın malikin ölümünden sonra davacılarca kullanıldığı ispat edildiğinden davanın kabulüne karar verildiği, hükmün ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz"in 2003/7938 Esas. 2004/474 Karar sayılı kararı ile "...tapu maliki.....mirasçısının ... olduğunun belirtildiği, bu yerin zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi..." gereğine işaret edilerek bozulduğu, Mahkmece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verildiği ve 08.06.2007 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/737 Esas, 2009/779 Karar sayılı dosyasında ise, davacının ... olduğu, hasımsız olarak muris .... mirasçılık belgesinin talep edildiği, Mahkemece ..., ..., ..., ..."ın mirasçı olarak belirlendiği, yine aynı Mahkeme"nin 2009/828 Esas, 2009/1400 Karar sayılı dosyasında, davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine açılan davada ..."nin mirasçı olarak tespit edildiği ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2001/333 Esas, 2002/233 Karar sayılı veraset ilamının iptalinin talep edildiği, davanın kabulü ile ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2001/333 Esas, 2002/233 Karar sayılı veraset ilamının iptaline, ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/737 Esas, 2009/779 Karar sayılı veraset ilamı doğrultusunda mirasçıların belirlenmesine karar verildiği, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, ... tarafından yargılamanın iadesi isteminde bulunulduğu, yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilerek hükmün 09.02.2012"de kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, Kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nın 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. TMK"nun 713. maddesinin 1 .fıkrasında; " tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir " denilmiştir. Aynı maddenin 2.fıkrasında ise; " aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir " amir hükmüne yer verilmiştir. TMK"nın 713/2. maddesinde yer alan üç halden biri olan "... ölmüş..." ibaresi, Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de; Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi"nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir.
TMK"nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davaların başarıya ulaşması için bu fıkrada belirtilen koşullar yanında aynı zamanda 713/1. fıkrasındaki koşullarında gerçekleşmiş bulunması gerekir. Çünkü 2. fıkrada; “aynı koşullar altında...” denilmek suretiyle aynı maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle 1. fıkradaki koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Başka anlatımla mülkiyetin kazanılabilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında ve dava konusu taşınmazda davacı tarafın aralıksız, çekişmesiz malik sıfatıyla 20 yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunması gerekir. Bu koşullardan biri de 20 yıllık kazanma süresidir.
Bundan ayrı, harici satış senetleri sadece tapulu taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren kural olarak satın alan kişi veya kişilerin zilyetliğinin hangi tarihte başladığı bakımından kabul edilebilir. Bunun dışında tapulu taşınmazların TMK"nun 706, TBK"nun 237, 2644 sayılı TK"nun 26. maddesi gereğince alım ve satımları resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayıp, alıcıya herhangi bir hak bahşetmez, TMK"nun 713/1. maddesine dayalı istek hakkında da hiç şüphesiz olumlu bir sonuç doğurmaz. Yani, tapulu taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi mümkün değildir. Sadece bunun istisnalarından birisini, TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davalar oluşturmaktadır.
Somut olaya gelince; dava konusu 870 parsel sayılı taşınmaz tapulama nedeniyle 20.03.1956 tarihinde davalılar murisi .... adına tescil edilmiş, 22.05.1998 tarihinde yapılan imar uygulaması ile 25278 ada 8 parsele gitmiş ve 448/1700 hisse ...adına kaydedilmiştir. Muris ...."ın 20.01.1969 tarihinde öldüğü, bu süre içerisinde tapu kaydının intikal görmediği, dosya arasındaki kayıtlarla sabittir. Tüm dosya kapsamı, keşif tutanağı, keşifte dinlenen tanık beyanları ile tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının 1966 yılından sonra dava konusu taşınmaza babasını yerleştirdiği, babasının 1985 yılında vefatından sonra da taşınmazla ilgilenmeye devam ettiği, 1966 yılından itibaren TMK"nun 713. maddesindeki nizasız fasılasız 20 yıl malik sıfatıyla zilyetliğinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacı lehine olağanüstü kazanma koşulları oluştuğu gözönünde bulundurularak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 18.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.