MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.10.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı idare, adına tahsisli olan Hazine adına kayıtlı 227 parsel sayılı, kanal vasıflı taşınmazı davalının kullanarak elattığını belirterek, müdahalenin önlenmesi ve kal isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Davacı kurum tarafından müdahaleye ilişkin olarak yapılan tespit krokisinde 228 parsel sayılı taşınmaz malikinin dava konusu 227 parsel sayılı taşınmaza "İşgal - 1 ve İşgal - 2" olarak gösterilen yerlerde tecavüzü olduğu tespit edilmiştir. Yargılama sırasında yapılan keşif sonucu alınan 09.03.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda ise davalının kırmızı ile işaretli (A) ile gösterilen 138,84 m2 ve (B) ile gösterilen 34,22 m2 yere tecavüzünün bulunduğu bildirilmiştir. Her iki kroki ile paftanın karşılaştırılması sonucu (B) ile gösterilen kısmın davacı tespit krokisinde gösterilmediği, paftaya göre ise davalı taşınmazı sınırları içerisinde kaldığı "İşgal - 2 " olarak nitelendirilen yerin de bilirkişi raporunda değerlendirilmediği görülmektedir. Davalının yanlış yer ölçüldüğü iddiası da göz önüne alınarak mahallinde yeniden keşif yapılarak raporlar ve pafta arasındaki çelişki giderilmelidir.
Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 23.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.