
Esas No: 2012/6406
Karar No: 2012/7591
Karar Tarihi: 29.05.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/6406 Esas 2012/7591 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.05.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 1/2 paydaşı olduğu 1161 parsel sayılı taşınmaza 20 ve 22 parsel sayılı taşınmaz maliki davalıların haksız olarak elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve 5 yıllık ecrimisil bedeli 250TL’nin davalılardan alınmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Bir davada taraf olunabilmesi için taraf ehliyetinin bulunması gerekir. Taraf ehliyeti dava şartlarından olup, medeni hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin medeni usul hukukundaki görünümüdür. Taşınmaz hakkında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açılabilmesi için de, mülkiyet hakkına veya kişisel hakka dayanılması gerekir. Taşınmaz üzerinde belirtilen bir hakkı olmayan kişi davacı sıfatına sahip olmadığından bu davaları açamaz.
Somut olayda, dava konusu 1161 parsel sayılı taşınmaz dava dışı “... oğlu, ...” adına kayıtlıdır. Davacı bu taşınmazda pay maliki olmadığı gibi, malik ile davacı arasındaki soybağını gösterir belge de sunulmamıştır. Dolayısıyla, davacının davada aktif dava ehliyetinin bulunup
bulunmadığı denetlenememektedir. Davacının taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı veya kişisel hakkı olmadığının anlaşılması halinde davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmelidir.
Bundan ayrı, 01.11.2011 tarihli keşif sırasında davalı ... taşınmazda kullandığı bölümü göstermiş olup, hükme esas alınan 20.12.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda bu bölümün 1161 parsel içinde kalan (A) ile işaretli 596,27m² olduğu belirlenmiştir. Davalı ...’in elattığı kanıtlanmış olmasına rağmen, davalılar Medine ve Sevgiser’in dava konusu taşınmaza elattığına ilişkin bir kanıt bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalılar Medine ve Sevgiser hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunun anlaşılması halinde payı oranında ecrimisil bedeline hükmedilmesi yerine tamamının hüküm altına alınması da doğru değildir.
Mahkemece, yukarıda yapılan saptamalar bir yana bırakılarak yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 29.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi