17. Hukuk Dairesi 2012/13350 E. , 2014/2399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2012
NUMARASI : 2010/572-2012/237
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar N.. U.. ve Y.. K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu N.. U.."ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 11.8.2010 tarihinde abisi davalı Y.. K.."ya sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işleminin Borçlar Kanununun 18.maddesi gereğince iptaline karar verilmesin talep etmiştir.
Davalı borçlu N.. U.. vekili, ev hanımı olan müvekkilinin, eşinin borcu nedeniyle kefil olmak zorunda kaldığını, bu borca mahsuben davacı şirkete iki taşınmaz devrettiğini, dava konusu taşınmazı da devretmek istediği halde davacı şirketin taşınmaz üzerinde intifa hakkı bulunduğu için almayıp satıp parasını getirmelerini istediğini, bunun üzerine taşınmazı 8.000 TL bedelle abisine satarak satış bedelinin 6.000 TL"si ile davacıya verilen beş senedi ödediğini, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Y.. K.. vekili, takip konusu borcun aslında Nilüfer"in eşine ait olmasına rağmen yirmibeş adet senede zorla Nilüfer"inde imzasının alındığını, Nilüfer"in borca mahsuben davacı şirkete iki taşınmaz devrettiğini, bakiye borç içinde üzerinde intifa hakkı bulunan dava konusu taşınmazı 8.000 TL bedelle müvekkiline satıp, satış bedeliyle beş senet ödediğini, müvekkili tarafından satış bedelinin 22.1.2010 tarihinde banka kredisi kullanılarak ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre,borçlu ile davalı 3.kişi Yusuf"un kardeş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 278/1 maddesi gereğince bağış hükmünde olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar N.. U.. ve Y.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi (BK"nun 18)gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak,uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir.
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
Somut olayda, davacı ile davalı N.. U.. arasında imzalanan 21.12.2009 tarihli sözleşme içeriğinden, davalı Nilüfer tarafından davacıya 22.12.2009 tanzim 31.12.2009-30.12.2011 tarihleri arasındaki vadeleri içeren 25 adet senet verildiği, bu senetlerden ilk beşinin davalı Nilüfer tarafından ödendiği, ödenmeyen 22.12.2009 tanzim 31.5.2010-30.12.2011 tarihleri arasındaki vadeleri içeren 20 senet için davacı tarafından dava konusu 2010/14036 sayılı dosya ile takibe başlandığı anlaşılmaktadır. Davalılar vekili savunmasında dava konusu taşınmaz satışının gerçek bir satış olduğunu, davalı Nilüfer tarafından davacıya ödenen ve bu nedenle takip konusu yapılmayan 22.12.2009 tanzim 31.12.2009, 31.1.2010, 28.2.2010 31.3.2010,30.4.2010 vadeli toplam 6.000,00 TL meblağlı beş senet için davalı Yusuf"un 22.1.2010 tarihinde 7.500,00 TL banka kredisi kullanarak bu meblağı kardeşi Nilüfer"e verdiğini ve bu para ile de Nilüfer"in takip konusu yapılmayan beş senedi ödediğini, Nilüfer"in abisinden aldığı parayı ödeyememesi nedeniyle de dava konusu taşınmazı devrettiğini belirterek banka kredi sözleşmesini sunmuştur. Dinlenen tanık beyanlarından davalı Yusuf"un dava konusu taşınmazı aldıktan sonra tamirat yaptırdığı, taşınmazın halen davalıların annesi ve intifa hakkı sahibi F.... K... tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraf delillerinin yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda Türk Borçlar Kanununun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine göre değerlendirmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, dava konusu 2010/14036 takip dosyası içeriğinden dava koşulu olan aciz belgesi bulunmadığı anlaşıldığından davanın önkoşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın İİK 278/3-2 madde gereğince kabulü isabetli görülmemiştir.
Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanması gerekir.Somut olayda iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki gerçek değeri olan 6.476,80 TL, takip konusu alacak miktarı olan 35.566,00 TL"den daha düşük olduğundan harç ve davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinin tasarruf değeri üzerinden hesaplanması gerekirken alacak miktarı üzerinden hesaplanması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar N.. U.. ve Y.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar N.. U.. ve Y.. K.."ya geri verilmesine 24.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.