
Esas No: 2014/7478
Karar No: 2015/17457
Karar Tarihi: 14.05.2015
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/7478 Esas 2015/17457 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14.05.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
(M)
MUHALEFET ŞERHİ
Davaya konu olayda davacı işçinin, davalı işveren nezdinde kepçe operatörü olarak çalıştığı, görevinin, kullandığı araç ile kar sebebiyle kapanan yolları açmak olduğu, iki farklı tarihte kar yağışı nedeniyle kapanan yolun açılması için kendisine açık ve acil talimat verildiği, davacının derhal görev yerine hareket edeceğini söylemesine rağmen gitmediği, kar mücadelesi için görev yerine gönderilen iki iş arkadaşının davacıyı iki saat kadar beklediği, sonuçta yolun iki saat gecikmeyle trafiğe açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Olayda; verilen emrin geç yerine getirilmesi değil, davalının yanıltılması ve kandırılması söz konusudur. Çünkü davacı, kendisine verilen “acilen olay yerine gidilmesi” yönündeki açık talimat karşısında mazeret ileri sürerek gitmeyeceğini beyan etmemiş, ./..
“tamam” diyerek kendisine talimat vereni yanıltmış ve onun başkaca bir tedbir almasına engel olmuştur. Davacının bu davranışı dürüstlük ve sadakatle bağdaşmayan ve bu yönüyle de iş sözleşmesinin haklı nedenle feshini gerektiren bir harekettir. İlaç pazarlama elemanlarının ziyaret etmediği bir doktoru ziyaret etmiş gibi raporlaması veya kendisine nerede olduğu sorulunca yalan beyanla görüşme yaptığını söylemesi birçok Daire kararında iş sözleşmesinin haklı nedenle feshini gerektiren bir davranış olarak değerlendirilmiştir.
Davacı işçiye verilen talimatın sıradan bir işin yerine getirilmesi şeklinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Söz konusu olan, acilen yapılması ve gecikilmesi halinde trafik kazasına veya ciddi zararların meydana gelmesine neden olabilecek bir iştir. Diğer bir deyişle davacıya acilen yapması söylenen iş, yol ve trafik güvenliğini ilgilendiren bir görevdir. Bu yönüyle iş güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğünden söz edilmesi de mümkündür. Olayın, belirtilen şekilde cereyan ettiği iki farklı tutanakla da sabittir. Üç ayrı çalışan tarafından imzalanan iki farklı tutanak içeriği davacı tarafından inkâr edilmiş de değildir. Bu nedenle tutanak altında imzası olan işçilerin dinlenilmesine ve tutanak içeriğinin sorulmasına gerek de yoktur.
İş sözleşmesinin feshinde maddi vakıaların bildirilmesi tarafların beyanına bağlı ise de bu vakıaların hukuki açıdan nitelendirilmesi ve delillerin değerlendirilmesi hâkimin takdirine bağlıdır. Davalının iş sözleşmesinin feshine ilişkin hukuki nitelemede yanılması sonuca etkili değildir. Sözleşmenin feshine konu edilen maddi olgu, dürüstlük ve sadakatle bağdaşmayan ve iş güvenliğini tehlikeye düşüren bir olaydır. Bu maddi vakıanın “verilen emri ısrarla yerine getirmeme” biçiminde değerlendirmek, yapılan haklı feshi geçerli fesih haline dönüştürmez.
Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 14.05.2015