Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/10070
Karar No: 2019/11776
Karar Tarihi: 26.12.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/10070 Esas 2019/11776 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/10070 E.  ,  2019/11776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    KARAR

    Davacı, maliki olduğu 477 ada 3 parsel sayılı taşınmaza komşu parsele inşa edilen binanın taşkın olduğunu ileri sürerek davalıların elatmalarının önlenmesine ve davalılar mirasbırakanı tarafından inşa edilen yapının yıkılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., 477 ada 4 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanına aitken taksim sonucu kendisine kaldığını, yapının 20 yıl önce belediyenin vermiş olduğu ruhsat ve aplikasyon krokisi uyarınca inşa edildiğini belirterek temliken tescil isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemece, çapa bağlanmış taşınmazlarda iyiniyet araştırması yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının elatmasının önlenmesine, taşan yapı kısımlarının yıkılmasına dair verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, arsa nitelikli 477 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, komşu aynı ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise davalıların mirasbırakanı Abdullah adına kayıtlı olduğu, yargılama aşamasında 4 parsel sayılı taşınmazın diğer mirasçılar tarafından satış suretiyle davalı ..."a temlik edildiği ve davalı ..."ın taşınmazda malik olduğu, taşınmazların geldisinin 1754 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve anılan taşınmazın ifrazı ile çekişme konusu taşınmazların oluştuğu, 3 parsel sayılı taşınmazın davacıya satış suretiyle, 4 parsel sayılı taşınmazın davalılar murisine hükmen tescil edildiği, 18.05.2015 tarihli fen bilirkişilerinin raporuna göre davalı ..."a ait 4 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın, davacıya ait 3 parsel sayılı taşınmaza 6.85m² taşkın olduğu, 12.06.2015 tarihli inşaat bilirkişi raporuna göre de davalıya ait yapının 26.12.1995 tarih ve 103 no ile bodrum, zemin ve 5 normal kat için yapı ruhsatının alındığının belirtildiği, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü yazısında ise davalıya ait yapının fiziki durumuyla ruhsata esas teşkil eden kadastrodan alınan ölçüler ve imar çapı arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığının, 2011 yılında yapılan 22-A uygulamasıyla ortaya çıkan sınır tecavüzünün kadastro tarafından sehven yapıldığının, yapının mülkiyet ve imar sınırları dışına taşmadığının, yapı sahibinden kaynaklanan bir hata olmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; Türk Medeni Kanunu"nun 683. maddesi uyarınca şey üzerinde mülkiyet hakkı sahibi, hukuk düzeninin sınırları içerisinde kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerine sahip olup malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açılabilir.
    Öte yandan; başkasının taşınmazına temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Türk Medeni Kanunu"nun 684. ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapılar üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Bu konumdaki taşınmaz maliki ile muhdesatı yapan kişi arasındaki ilişki Türk Medeni Kanunu"nun 722, 723 ve 724. maddelerinde düzenlenmiştir.
    Türk Medeni Kanunu"nun 722. maddesinde; taşınmaz malikine taşınmazına rızası olmaksızın yapılmış ve yıkımı aşırı zarar doğurmayan yapının yıkımını isteme hakkı tanınmış, yıkım masrafının yapı malikine ait olacağı hükme bağlanmış, Türk Medeni Kanunu"nun 723/son maddesinde ise “...yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Bir başka ifadeyle; başkasının taşınmazına yapı yapan, ağaç diken malzeme sahibinin iyiniyetini ispat etmesi gerekir. Burada genel kuralın aksine, 14/02/1951 tarihli ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve yerleşik Yargıtay kararları uyarınca, malzeme sahibine iyi niyetli olduğunu ispat yükü getirilmiştir. İyiniyet kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece de re"sen gözönünde tutulmalıdır.
    Diğer taraftan; Türk Medeni Kanunu"nun 724. maddesine dayalı haksız yapılanma sebebiyle temliken tescil isteklerinin müstakil bir davaya konu olması gerektiği halde, Türk Medeni Kanunu"nun 725. maddesinden kaynaklanan taşkın yapı müstakilen temliken tescil davasına konu edilebileceği gibi taşkın inşaatı yapan kişiye karşı açılan elatmanın önlenmesi davasında savunma yoluyla da talepte bulunulması olanaklıdır.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerin sonucu olarak yargısal uygulamalarda; kadastro görmüş, çapa bağlanmış yerlerde iyiniyetin ispat şekli kısıtlanarak, adeta resmi belgelerle ispat edilmesi gerektiği benimsenmiştir. Bu durumda çaplı taşınmaza kendi malzemesi ile yapı yapan veya ağaç diken kimse, kural olarak iyiniyet savunmasında bulunabilir veya açtığı temliken tescil davasında iyiniyetli olduğunu iddia edebilir. Ancak iyiniyetli olduğunun kabul edilebilmesi için kendinden beklenen özeni göstermesi, Tapu Müdürlüğüne veya Belediye İmar Müdürlüğüne başvuruda bulunarak görevlendirilecek kadastro teknisyeni veya harita mühendisinin çap sınırlarını işaretleyip göstermesi, malzeme sahibinin bu sınırlar içerisine yapısını yapması gerekir. Açıklanan yöntemle çap sınırlarını tespit edip resmi memurun gösterdiği sınırlar içerisine yapısını yapan kimse kendinden beklenen özeni göstermiş sayılır. O halde, çaplı yere yapı yapan, ağaç diken malzeme sahibi iyiniyetini yukarıda açıklandığı şekilde ispat etmediği taktirde iyi niyetli kabul edilemeyeceği açıktır.
    Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye elverişli olduğunu söyleyebilmek güçtür.
    Şöyle ki; dava konusu taşınmazda bulunan yapının ruhsata uygun olarak yapılıp yapılmadığı tespit edilmediği gibi taşınmazda 3402 sayılı Kanun gereği uygulanan 22/A çalışmaları sonucu olarak tecavüzün meydana gelip gelmediği de saptanmamıştır.
    Hal böyle olunca, öncelikle davalı ..."ın temliken tescil isteğini harçlandırması için davalıya önel verilmesi, harçlandırdığı takdirde davaya konu yapının ruhsatına uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü yazısı da dikkate alınarak taşınmazlarda 22/A maddesi uyarınca çalışma yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise taşkınlığın bu nedenden mi meydana geldiğinin kuşkuya mahal vermeyecek şekilde saptanması, davalının temliken tescil isteğinin harçlandırması halinde yukarıda yazılı incelemeler de yapıldıktan sonra iyiniyetli olup olmadığı belirlenerek temliken tescil isteği ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, aksi durumda sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istekhalinde temyiz edene iadesine 26.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi