19. Ceza Dairesi 2020/747 E. , 2020/2205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Şikayetçi Gümrük İdaresi vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük idaresi"nin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından Gümrük idaresi vekilinin vaki temyiz talebininin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
B- Sanığın temyiz istemine yönelik incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında 15/11/2012 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Uludere Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/327 (E) - 2015/133 (K) sayılı hükmün Yargıtay 7. Ceza Dairesince kesinleştiğinin anlaşılması karşısında;
Anılan dosya getirtilip incelenerek suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanık hakkında TCK"nin 43/1. maddesi uygulanarak cezadan mahsup yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- Sanığın eyleminin 4733 sayılı Kanun"un 8/4. maddesine aykırılık suçunu oluşturacağının gözetilmemesi,
3- Suçta kullanılan ve sanığa ait olan nakil aracının kaçak eşyanın değeri itibarıyla müsaderesinin hakkaniyete aykırı olmayacağı ve eşyanın naklinin aracın kullanılmasını gerekli kıldığı gözetilmeksizin müsaderesi yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
4- 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten ve bu karar kesinleştikten sonra, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi durumunda, önceden verilen açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, verilen hapis cezasının TCK"nin 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi,
5- Suça konu gümrük kaçağı sigaraların 5607 sayılı Kanun"un 13/1. maddesi delaletiyle TCK"nin 54/4. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi ve suçta kullanılan nakil aracının iadesi ya da müsaderesi hususunda bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.