Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2021/1033
Karar No: 2021/1516
Karar Tarihi: 21.04.2021

Danıştay 13. Daire 2021/1033 Esas 2021/1516 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/1033
Karar No:2021/1516


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Radyo ve Televizyon Yayıncılığı A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "…" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 15/10/2017 tarihinde saat 18.01'de yayınlanan "…" isimli şarkının klibinde yer alan görüntülerde 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun'un 32. maddesi uyarınca 14.908,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Mahkemelerinin 16/01/2019 tarihli ara kararıyla çözümü teknik bilgi gerektiren dava konusu uyuşmazlıkta bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği görüş ve kanaatine yer verildiği, raporda, her ne kadar cinsellik kavramının sanat eserlerinde kullanımının tarihin çok eski çağlarına dayandığı belirtilmekte ise de, anılan klipteki görüntülerin çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyıp taşımadığı hususunun uyuşmazlığın temelini oluşturduğu ve değerlendirmenin bu bağlamda yapılması gerektiği, bununla birlikte, yine bilirkişi raporunda, değerlendirmeye konu olan kliplerin çocuk ve gençler üzerindeki olası etkileri, model alma, taklit etme yoluyla öğrenme ve kişilik gelişimi açısından ele alınabileceği, tutumlarının önemli olduğu, dolayısıyla görsel medya önemli olmakla birlikte tek başına kişiliği şekillendirme gücüne sahip olmadığı, kliplerin tek başına cinsel davranışı belirleme gücüne sahip olmadığı görüş ve kanaatlerine yer verilmiş ise de, dava konusu yayına ilişkin ihlâle konu maddenin, radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlara yönelik taşıdığı amacı da dikkate alındığında, medya kuruluşlarında yayınlanan kliplerin çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimini etkileyebileceğinin öngörüldüğü, bu durumda, 15/10/2017 tarihinde saat 18.01'de yayınlanan "…" isimli müzik klibinde yer alan görüntülerde, değişik yaş, ırk ve cinsiyetlerde bir çok kişinin eşli ya da eşsiz olarak temelde belden daireler çizmeye dayalı figürler yaptıkları, söz konusu danslarda yer yer eşli dans yapanların birbirlerine yakın temasla dans ettikleri, yarı çıplaklık gibi cinsel öğeler içeren tekrarlayan görüntülerin dikkat çektiği, anılan hareketlerin tüm klip boyunca devam ettiği, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere bu görüntülerin cinsel çağrışım oluşturduğu, yansıtılan cinsel çağrışımın yöntemi de dikkate alındığında, çocukların ve gençlerin ekran başında olabileceği saatlerde yayınlanan klipte aktarılan görüntülerin, çocuk ve gençlerin zihinsel gelişimini olumsuz etkileyecek nitelikte içerik taşıdığı, dolayısıyla söz konusu klipte yer alan görüntülerin 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasını ihlâl ettiği anlaşıldığından, davacı şirkete idarî para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesince; Dairelerinin 16/09/2020 tarihli ara kararıyla bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişilerce hazırlanan ek raporda özetle, "RTÜK tarafından oluşturulan 'Akıllı İşaretler' bilgilendirici simge sistemine göre çocukların gelişim evre özelliklerine göre yayın içeriklerinin 'Genel İzleyici', '7 yaş ve üzeri', '13 yaş ve üzeri' ve '18 yaş ve üzeri' olmak üzere farklı yaş kategorileri dikkate alınarak sınıflandırıldığı, zararlı içeriğin ise, 'Şiddet, korkutucu içerik, cinsellik ve olumsuz örnek olabilecek davranışlar' olarak tanımlandığı, olumsuz örnek olabilecek davranışın da, ayrımcılık, madde kullanımı, alkol ve tütünün aşırı tüketimi, suç ve yasalara aykırı davranışlar, kaba konuşma ve küfürler ana başlıklarından oluştuğu, yayın içeriklerinin bilimsel verilerle değerlendirilmesi gerektiği, Akıllı İşaretler Kodlayıcı Uygulama Rehberi'nde 'Cinsellik' başlığı altında düzenlemeler yapıldığı, buna göre programda cinsel içerikli dil kullanılıp kullanılmadığına, cinsel eylem anlatan konuşmalar, cinsel aşağılama, kaba cinsel şakalar bulunup bulunmadığına, kullanılan bu dilin yaygın yani program boyunca tekrarlanarak kullanılıp kullanılmadığına ve cinsel eylemlerin uzun süreli veya yakın plan ve yaygın olarak ya da cinsel uyarılma yaratacak biçimde gösterilip gösterilmediğine bakılacağı, bahse konu klipte cinsellik çağrıştıran görüntülerin belli sınırlar içinde olduğu, eşli yapılan danslar çerçevesinde doğal sınırlar içerisinde kaldığı" belirtilerek, yayın ilkesinin ihlâl edilmediği yolundaki kanaatin tekrarlandığı, bu durumda, müzik klibinde yer verilen görüntülerin davalı idarece bilimsel veriler ışığında hazırlanan Akıllı İşaretler Kodlayıcı Uygulama Rehberinde zararlı içerik olarak tanımlanan yayınlar kapsamına girmediği gibi klipte cinsellik çağrıştırma özelliği bakımından da Rehberde belirtilen sınırlar dışına çıkılmadığının çocuklar açısından oluşturulan yaş grupları da dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporu ile ortaya konulduğu göz önüne alındığında, sözü edilen klipte 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği sonucuna varılmış olup, dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Bilirkişi heyetinden istenen ek raporda Akıllı İşaretler Kodlayıcı Sisteminin yüzeysel olarak değerlendirildiği, sunulan beyanların gerekçelendirilmediği, söz konusu müzik klibi değerlendirildiğinde; 3 dakikalık klip süresi boyunca bir kadın ve bir erkek şeklindeki çok sayıda çiftin yakın temas hâlinde dans figürleri gerçekleştirdiklerinin görüldüğü, dans esnasında bikinili veya mayolu kadınların önde, mayolu veya şortlu erkeklerin ise onların arkasında yer aldığı, kadınların kalçalarını erkeklerin kasık bölgesine yakın tutmanın ötesinde o bölgeye temas edecek şekilde konumlandırdığı, çiftlerin bu pozisyonlarını bozmadan birbirlerinin ellerini tutarak veya erkeklerin elleri kadınların bellerinde olacak şekilde vücutlarını ileri geri veya sağ sol şeklinde ritmik olarak oynatarak dans figürleri sergilediği, kameranın birçok sahnede çiftlerin temas hâlindeki kalça ve kasık bölgelerine yakın çekim yaptığı ve bu görüntünün 3 dakikalık klip süresi boyunca sürekli olarak tekrarlandığı, tasvir edilen bu hususların cinselliği çağrıştırıcı nitelikte olduğunun Mahkeme kararına esas teşkil eden bilirkişi raporundan anlaşıldığı, bu bağlamda, cinselliği çağrıştırıcı nitelikte olduğu açık olan dans figürlerinin 3 dakikalık klip süresi boyunca sürekli olarak tekrarlandığı ve kameranın birçok sahnede çiftlerin temas hâlindeki kalça ve kasık bölgelerine yakın çekim yaptığı, müeyyide raporunda yer verilen çalışmaya göre 7-12 yaş arası çocukların içinde bulundukları gelişim dönemi göz önünde bulundurulduğunda klipler aracılığıyla sürekli, birbirinden bağımsız, cinselliği çağrıştırıcı öğeler içeren görüntüleri izlemelerinin onların hazır olmadıkları cinsel uyaranlarla karşı karşıya kalmalarına ve bilişsel çatışma yaşamalarına neden olduğu ve çocukların gelişim dönemlerine uygun olmayan bu tür görüntülere maruz bırakılarak istismar edildiklerinin belirtildiği, bunun da çocuk ve gençlerde bilinçaltı düzeyde cinsellik yaşının aşağı çekilmesi, pornografik gösterimlere duyarsızlaşma ve bunları meşrulaştırma, bu tür eylemleri taklit etme ve müstehcenliğin kabul edilebilirlik sınırının genişlemesi gibi bir takım olumsuz etkilere neden olabileceğinin ifade edildiği, izah edilen hususlar ve klip görüntüleri birlikte değerlendirildiğinde "…" isimli klibe dair görüntülerin cinselliği çağrıştırıcı hatta erotizmle bağdaştırılabilecek nitelikte olduğu, söz konusu görüntülerin diğer bazı müzik kliplerinde olduğu gibi çok kısa süreli kareler hâlinde klibin içine serpiştirilmiş olarak değil 3 dakikalık klip süresi boyunca sürekli olarak ekrana getirildiği ve zaman zaman kadın ve erkeklerin cinsel bölgelerine yakın çekim yapıldığı, sonuç itibarıyla çocuğun istismar veya şiddet olarak algılamadığı durumlarda dahi çocuk ve gençlerin fiziksel ve psikolojik bakımdan olumsuz etkilenebileceği, uyuşmazlığa konu klibin sürekliliği hâlinde çocukların ve gençlerin duygusal istismar ve ihmalle karşı karşıya kalacakları göz önüne alındığında Bölge İdare Mahkemesi'nce eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği, dava konusu müzik klibinin çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkilediği, böylece 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesinin ihlâl edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, uyuşmazlık konusu müzik klibinde yer verilen görüntülerin davalı idarece bilimsel veriler ışığında hazırlanan Akıllı İşaretler Kodlayıcı Uygulama Rehberinde zararlı içerik olarak tanımlanan yayınlar kapsamına girmediği, klipte cinsellik çağrıştırma özelliği bakımından Rehberde belirtilen sınırlar dışına çıkılmadığının çocuklar açısından oluşturulan yaş grupları da dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporu ile ortaya konulduğu dikkate alındığında 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait "…" logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcısı kuruluşta 15/10/2017 tarihinde saat 18.01'de yayınlanan "…" isimli şarkının klibinde yer alan görüntülerde 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz." şeklindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle, aynı Kanun'un 32. maddesi gereğince 14.908,00-TL idarî para cezası verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında, "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz."; 32. maddesinin ikinci fıkrasında ise, "8. maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun'un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlâlin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idarî para cezası verilir. (...) İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz." kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. ve takip eden maddelerinde, mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı; mahkemenin bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında inceleme konusunun bütün sınırlarıyla açıkça belirlenmesine ve bilirkişinin cevaplaması gereken sorulara ilişkin hususlara yer vermek zorunda olduğu; bilirkişi raporunun gerekçeli olması gerektiği, bilirkişinin hukukî değerlendirmelerde bulunamayacağı; mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği; hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kurallara göre, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasının zorunlu olduğu; bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi hâlinde bilirkişilerce hazırlanan raporların olayın özel veya teknik bilgi gerektiren yönlerini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde aydınlatan bilimsel esaslara dayalı gerekçeleri içermesi gerektiği, bu nitelikte olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağı, mahkemenin böyle bir durumda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturabileceği ve hükme esas alınabilecek rapor elde edinceye kadar bilirkişi incelemesine devam edebileceği; kural olarak bilirkişi raporunun hâkimi bağlamayacağı ve hâkimin raporu serbestçe takdir edeceği açıktır.
Bölge İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, insanın temel dürtülerinden bir tanesi olan cinselliğin, sanat eserlerinde kullanımının tarihin çok eski çağlarına dayandığı, 20. yüzyılda çıplaklığın, cinsellik ile birlikte görsel sanatların her alanında kendine yer bulduğu, kliplerin tek başına cinsel davranışı belirleme gücüne sahip olmadığı, dava konusu işleme esas alınan klibin cinsellik çağrıştıran görüntülerinin belli sınırlar içinde olduğunun belirtildiği ancak bu görüntülerin çocuk ve gençlerin zihinsel ve ahlâki gelişimine zarar verebilme ihtimalinin bulunup bulunmadığına ilişkin olarak bilimsel esaslara dayalı hiç bir değerlendirmenin mevcut olmadığı ve davalı idarenin Dairemiz kararlarına atfen bilirkişi raporuna yönelttiği esaslı itirazların karşılanmadığı anlaşılmakta olup bu hâliyle bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı açıktır.
Bilirkişi, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen sorulara cevap oluşturacak nitelikte ve görüşüne başvurulan hususu tam olarak açıklayıcı mahiyette bir rapor vermelidir. Somut duruma uygun olmayan ya da somut durum karşısında yetersiz kalan beyanlar, bilirkişi raporu olarak kabul edilmemelidir (ATALAY Oğuz, Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul, 2017, s.1940-1941).
Bölge İdare Mahkemesi'nce bilirkişilerden, uyuşmazlığa konu müzik klibindeki görüntülerle 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilip edilmediğinin tespit edilmesinin istenildiği, ancak anılan bilirkişi raporunda, cinsellik, pornografi ve erotik yayınlara ilişkin genel nitelikli bilgilere yer verildikten sonra, müzik klibinin içeriğinin çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek pornografik veya erotik nitelikte olmadığı görüşüne yer verildiği, dolayısıyla uyuşmazlık konusu yayının çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimi üzerindeki etkisinin sadece bu kavramlar yönünden sınırlı olarak incelendiği, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek diğer hususların bulunup bulunmadığı hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Oysa … İdare Mahkemesi'nde açılan E:…, … İdare Mahkemesi'nde açılan E:.., … İdare Mahkemesi'nde açılan E:… ve … İdare Mahkemesi'nde açılan E:… sayılı davalarda hükme esas alınan ve Dairemizce de hükme esas alınabilir nitelikte olduğuna karar verilen bilirkişi raporlarında çıplaklık görüntülerinin çocuklarda cinsel istismardan korunmaya yönelik olarak öğretilmesi salık verilen özel bölgenin korunması ve mahremiyet algısının geliştirilmesini olumsuz yönde etkileyebileceği, cinsel ifade ve görüntülerin çocukların yaş ve gelişim düzeylerine uygun olmayan erken bir uyaran almasına yol açabileceği, örtük ve açık cinsel ifade, ima ve görüntülerin olduğu sahnelerin ergenler tarafından ise algılarında seçiciliğe ve sosyal öğrenme ve model alma yoluyla benzer eylemleri deneme arzusu duymalarına neden olabileceği, zamanından önce verilen uyarıların sosyo duygusal gelişimle birlikte ergenlik problemlerine neden olabileceği, cinsellikle ilgili mesajlara maruz kalmanın ergenlerin davranışlarında gözlemlenmesi zor değişmelere neden olduğunu yapılan alan araştırmalarının kesin bir biçimde gösterdiği, ergenlerin her zaman cinselliğin gizemi hakkında bitmez tükenmez bir meraka sahip oldukları, televizyondaki cinselliği izlemenin ergenlerin cinsel tutum ve davranışlarını etkileyebildiği, araştırmaların cinsel içeriğe maruz kalmanın evlilik öncesi ve rastgele cinsel ilişkiye yönelik daha izin verici tutumlarla ilişkili olduğunu gösterdiği, cinselliğin halka açık ortamlarda konuşulması ve gösterilmesinin çocuklarda olumsuz model davranışlarını pekiştireceği, Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırmanın ergenlik çağında cinsel ilişkiye girenlerin % 76'sının televizyon ve filmlerde izledikleri cinsel sahnelerin etkisinde kalarak ve medyanın cinsel ilişkiye girmenin son derece olağan bir eylem olduğu iletisi vermeleri ile açıkladıklarını gösterdiği, cinsel içerikli medya programlarını izleyen ergenlerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkilerini ortaya koyan çeşitli araştırmalar yapıldığı, 2010 yılında yapılan bir araştırmanın bulgularına göre cinsel içerikli programları izleyen erkek öğrencilerin cinsel tacize kalkıştıkları, cinsel normlarında çözülme olduğu ve liseye geldiklerinde cinsel ilişkiye girdiklerinin tespit edildiği, bu konuda yapılan boylamsal araştırmalarda da ana akım medyada cinsel içeriğe maruz kalanların erken yaşta cinsel ilişkiyi denedikleri, planlanmamış hamileliklere neden oldukları ya da cinsel yollarla bulaşan hastalıklara maruz kaldıklarının belirlendiği, araştırmacıların bunu medyanın ergenlere seksin risksiz olduğu mesajını sistematik olarak vermesi ile açıkladıkları, psikoloji, pediatri ve eğitim bilimleri alanında yapılan araştırmaların film ya da dizilerde yer verilen cinsel sahnelerin çocuk ve ergenlerin duygularını yoğun biçimde etkileme potansiyeline sahip olduğunu ve ayrıca yeni inanç, değer ve davranış kalıpları oluşturabileceğini gösterdiği, bu nedenle izlediklerinden olumsuz etkilenen insanların da olduğu ve istenmeyen sonuçlar doğabileceğinin unutulmaması gerektiği, Kolhberg'in ahlâkî gelişim, Piaget'in çocuk zihin gelişimi ve Bandura'nın sosyal öğrenme yaklaşımına göre cinselliğin halka açık ortamlarda keyifli görünümlerle verilmesinin çocuklarda olumsuz model davranışlarını pekiştireceği, bu kapsamda Charles Morris'in Psikolojiyi Anlamak ve Peplau, Shelly ve Taylor'un Sosyal Psikoloji adlı eserlerinde ayrıntılı bilimsel izahatın bulunduğu belirtilmiştir.
Çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek yayın veya programlar erotik veya pornografik içerikli olanlardan ibaret değildir. Nitekim, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen söz konusu yayın ilkesinde de bu yönde bir sınırlamaya yer verilmemiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (m) bendinde yayınların müstehcen olamayacağı kurala bağlanmasına rağmen, ayrı bir yayın ilkesi olarak düzenlenmek suretiyle, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türdeki içeriklerin müstehcenlik, cinsellik, erotizm ve pornografi kavramlarından daha geniş ve kapsamlı nitelikte olduğu kabul edilmiş ve bu içeriklerin tamamının bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde yayınlanması yasaklanmıştır.
Bu bağlamda, Bölge İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun, bu hâliyle, tespiti istenilen ve bilirkişi görüşüne başvurulan hususlara ilişkin tam bir açıklama içermediği, somut olay bakımından eksik ve yetersiz olduğu sonucuna ulaşıldığından ihlale konu görüntülerin 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen yayın ilkesini ihlâl edip etmediği hususunda çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ile çocuk ve ergen psikoloğundan oluşturulacak bilirkişi heyetince yeniden rapor düzenlendikten sonra karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, hükme esas alınabilecek nitelikte bilirkişi raporu temin edilmeden eksik incelemeye dayalı olarak verilen davanın reddi yolundaki Mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 21/04/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi