
Esas No: 2020/10476
Karar No: 2022/2775
Karar Tarihi: 11.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10476 Esas 2022/2775 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, adam öldürme suçundan 8 ay tutuklu kalmış ancak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacı, gözaltına alınması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Ancak, mahkeme dosya incelendikten sonra davacının talebinin yasal dayanağı olan 466 sayılı yasa maddesinde belirtilen şartları yerine getirmediğine karar vermiştir. Mahkeme, davacının iddiasını doğrulayan hiçbir delile rastlanmaması sebebiyle davayı reddetmiştir. Kanun maddeleri ise; 466 sayılı yasanın 2. maddesi ve Ek cümle: 10/1/1991 - 3696/1 md. şeklindedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat talebinin dayanağı olan Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/6291 soruşturma – 2010/4376 takipsizlik sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının nitelikli şekilde adam öldürme suçundan beyanına göre yaklaşık 8 ay tutuklu kalıp, yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu hükmün 01.04.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla;
Davacının 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 466 sayılı yasanın 2. maddesinde " 1'nci maddede yazılı sebeplerle zarara, uğrıyanlar, kendilerine zarar veren işlemlerin yapılmasına esas olan iddialar sebebiyle haklarında açılan davalar sonunda verilen kararların kesinleştiği veya bu iddiaların mercilerince karara bağlandığı tarihten itibaren üç ay içinde, ikametgahlarının bulunduğu mahal ağır ceza mahkemesine bir dilekçeyle başvurarak uğradıkları her türlü zararın tazminini isteyebilirler. Dilekçede, zarar isteminde bulunan kimsenin açık adresinin, zarara sebebiyet verdiği ileri sürülen işlemlerin özetinin, zararın dayandığı sebepler ile sübut delillerinin ve tazmini istenen zararın neden ibaret olduğunun yazılı olması ve sübut delillerinin dilekçeye bağlı olarak verilmesi gereklidir. (Ek cümle: 10/1/1991 - 3696/1 md.) Dilekçeye delillerini bağlı olarak ibraz etmeyenlere Mahkeme, delillerini ibraz için 1 aylık süre verir. Yukarıdaki fıkrada yazılı hususları kapsamayan dilekçe, mahkeme kararıyla reddolunur." düzenlemesi getirilmiştir. Davacı zarar konusunun sebeplerini ve sübuta ilişkin dayanak belgeleri dilekçe ekinde sunmak zorunda olup mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı da yapmaya yetkilidir. Davacının davasını ispatında yardımcı olmak açısından da mahkemece her türlü araştırma yapılmış ancak davacının istemini sübuta erdiren bilgi ve belgelere ulaşmak mümkün olmamıştır. Hiç şüphesiz ki davacıdan kaynaklanmayan sebep ve durumlar (dosyanın deprem sırasında kaybolması) aleyhine olacak şekilde yorumlanamaz. Bu amaçla da davacının davasını ispata yarayacak yan delillerin araştırılması yoluna gidilmiş cezaevleri ile yazışmalar yapılmış yine sulh ceza mahkemelerine ilişkin sorgu kartonları celbedilerek inceleme yapılmış ancak davacının iddiasını doğrular mahiyette hiçbir bilgiye rastlanmamıştır. Nitekim son aşamada resmi belge niteliğini haiz ve davacının üzerine atılı suçtan tutuklu kaldığına ya da gözaltı uygulandığına ilişkin hiçbir ibarenin rastlanmadığı ibarenin takipsizlik karar muhteviyatına itibar edilerek davacının davasını ispatlayamaması gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 11.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat talebinin dayanağı olan Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/6291 soruşturma – 2010/4376 takipsizlik sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının nitelikli şekilde adam öldürme suçundan beyanına göre yaklaşıl 8 ay tutuklu kalıp, yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu hükmün 01.04.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla;
Davacının 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 466 sayılı yasanın 2. maddesinde " 1'nci maddede yazılı sebeplerle zarara, uğrıyanlar, kendilerine zarar veren işlemlerin yapılmasına esas olan iddialar sebebiyle haklarında açılan davalar sonunda verilen kararların kesinleştiği veya bu iddiaların mercilerince karara bağlandığı tarihten itibaren üç ay içinde, ikametgahlarının bulunduğu mahal ağır ceza mahkemesine bir dilekçeyle başvurarak uğradıkları her türlü zararın tazminini isteyebilirler. Dilekçede, zarar isteminde bulunan kimsenin açık adresinin, zarara sebebiyet verdiği ileri sürülen işlemlerin özetinin, zararın dayandığı sebepler ile sübut delillerinin ve tazmini istenen zararın neden ibaret olduğunun yazılı olması ve sübut delillerinin dilekçeye bağlı olarak verilmesi gereklidir. (Ek cümle: 10/1/1991 - 3696/1 md.) Dilekçeye delillerini bağlı olarak ibraz etmeyenlere Mahkeme, delillerini ibraz için 1 aylık süre verir. Yukarıdaki fıkrada yazılı hususları kapsamayan dilekçe, mahkeme kararıyla reddolunur." düzenlemesi getirilmiştir. Davacı zarar konusunun sebeplerini ve sübuta ilişkin dayanak belgeleri dilekçe ekinde sunmak zorunda olup mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı da yapmaya yetkilidir. Davacının davasını ispatında yardımcı olmak açısından da mahkemece her türlü araştırma yapılmış ancak davacının istemini sübuta erdiren bilgi ve belgelere ulaşmak mümkün olmamıştır. Hiç şüphesiz ki davacıdan kaynaklanmayan sebep ve durumlar (dosyanın deprem sırasında kaybolması) aleyhine olacak şekilde yorumlanamaz. Bu amaçla da davacının davasını ispata yarayacak yan delillerin araştırılması yoluna gidilmiş cezaevleri ile yazışmalar yapılmış yine sulh ceza mahkemelerine ilişkin sorgu kartonları celbedilerek inceleme yapılmış ancak davacının iddiasını doğrular mahiyette hiçbir bilgiye rastlanmamıştır. Nitekim son aşamada resmi belge niteliğini haiz ve davacının üzerine atılı suçtan tutuklu kaldığına ya da gözaltı uygulandığına ilişkin hiçbir ibarenin rastlanmadığı ibarenin takipsizlik karar muhteviyatına itibar edilerek davacının davasını ispatlayamaması gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 11.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.