4. Ceza Dairesi 2020/31882 E. , 2021/11947 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1 (iki kez), 125/4 (iki kez), 31/3, 62/1 (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası ve 1.740,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 30/01/2012 tarihli ve 2008/81 esas, 2012/33 sayılı kararının itiraz edilmeden 27/03/2012 tarihinde kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuk ve sanığın denetim süresi içerisinde 20/10/2014 tarihinde işledikleri kasıtlı suçtan mahkum olduklarının ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına, suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1 (iki kez), 125/4 (iki kez), 31/3, 62/1 (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası ve 1.740,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2019 tarihli ve ... sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02/11/2020 gün ve ...sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, suç tarihinin 12/12/2006 olduğu, bu tarih itibariyle suça sürüklenen çocuğun 5-18 yaş grubu aralığında bulunduğu, gerek suça sürüklenen çocuk gerekse sanığın talimat yoluyla 09/06/2008 tarihinde savunmalarının alındığı, haklarında verilen 30/01/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 27/03/2012 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuk ve sanığın denetim süresi içerisinde 20/10/2014 tarihinde yeniden suç işlediği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 27/03/2012 tarihi ile denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği 20/10/2014 tarihi arasında dava zamanaşımı süresinin 5271 sayılı Kanun"un 231/8-son cümlesi gereğince duracağı, 5237 sayılı Kanun"un 66/2, 66/1-e maddeleri uyarınca dava zamanaşımının suça sürüklenen çocuk yönünden 4 yıl, sanık yönünden 8 yıl olup, anılan Kanun"un 66/2, 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince olağanüstü dava zamanaşımı süresinin ise suça sürüklenen çocuk yönünden 6 yıl, sanık yönünden 12 yıl olduğu dikkate alındığında, suça sürüklenen çocuk ve sanığın sorgusunun yapıldığı tarih ile hükmün açıklandığı tarih arasında zamanaşımını kesen başkaca bir sebep bulunmadığı, bu haliyle zamanaşımının durduğu 27/03/2012 ile 20/10/2014 tarihleri arasındaki 2 yıl 6 ay 23 günlük sürenin, suça sürüklenen çocuk ve sanığın sorgusunun yapıldığı 09/06/2008 tarihi ile hükmün açıklandığı tarihe kadar geçen süreden mahsup edilmesi sonucu kalan sürede, 4 yıllık ve 8 yıllık olağan dava zamanaşımı sürelerinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk ve sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık hakkında uygulanması gereken 5237 sayılı TCK"nın 66. maddesi;
"(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.
(2)Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3)Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4)Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5)(Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./8.mad) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6)Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz." şeklinde,
Anılan Kanun"un 67. maddesi;
"(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a)Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar." biçiminde düzenlenmiştir.
Görüleceği gibi 5237 sayılı TCK"da bütün suçlar bakımından kesme nedenleri ortak olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun"un 67/2. maddesinde, suçla ilgili olarak şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
Dava zamanaşımının durması ise, Kanunda açıkça sayılan bazı hallerde soruşturma veya kamu davasının yürütülememesinden dolayı, bu halin ortaya çıkmasından, kalkması anına kadar geçen sürede zamanaşımının işlememesini ifade etmektedir. Zamanaşımını durduran nedenlerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi en son kesen işlemden itibaren, durdurucu nedenin ortaya çıktığı ana kadar işleyecek, bu engelin kalkmasıyla duran zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında ise önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle zamanaşımı süresi belirlenecektir.
Anayasının 38. maddesinde dava zamanaşımının kanunilik ilkesi kapsamında olduğu benimsenmiş olup dava zamanaşımını durduran veya kesen nedenlerin kanunda açıkça gösterilmesi gerekir, bu nedenlerin yorum veya kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/03/2017 tarihli ve 2015/8-268 esas ve 2017/124 sayılı, 17/01/2017 tarihli ve 2015/15-536 esas ve 2017/14 sayılı, 01/03/2016 tarihli ve 2015/3-599 esas ve 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde yeni suç işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte yeniden işlemeye başlayacaktır.
İncelenen somut olayda, sanık ... ve 15-18 yaş grubu aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında hakaret suçundan iddianame düzenlendiği, sanık ve suça sürüklenen çocuğun 09/06/2008 tarihinde savunmaları alınıp haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararların 27/03/2012 tarihinde kesinleştiği, sanık ve suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 20/10/2014 tarihinde kasten yaralama suçunu işlemelerinden dolayı ihbar üzerine hükümlerin 28/03/2019 tarihinde açıklandığı anlaşılmıştır.
Sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında 2 yıl 6 ay 23 günlük durma süresi de göz önüne alındığında, yargılama sürecinde olağan dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl ve 5 yıl 4 aylık sürelerin dolmasıyla TCK’nın 66/1-e, 66/2, 67 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince üzerlerine atılı suçtan kamu davalarının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2019 tarihli ve ... sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Bozma nedenine göre karardaki hukuka aykırılığın, CMK"nın 309. maddesinin 4-d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektiğinden; sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında, hakaret suçundan açılan kamu davalarının, CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davalarının düşmesi nedeniyle bu suçlar için yapılan yargılama giderinin Hazine üzerinde bırakılmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 06/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.