16. Ceza Dairesi 2020/1502 E. , 2020/3175 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Anayasayı ihlal
Hüküm : Mülga 765 sayılı TCK’nın 146/1, 31, 33, 40 maddeleri uyarınca kurulup kesinleşen mahkumiyet hükümlerinin CMK’nın 323. maddesi
uyarınca onaylanması
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/138 Esas, 2011/184 Karar sayılı kesinleşen mahkumiyet hükümlerinin yeniden yargılama sonucu CMK’nın 323/1 maddesi uyarınca onaylanmasına dair karar temyiz edilmekle;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/138 Esas, 2011/184 Karar sayılı kesinleşen mahkumiyet hükümlerinin verildiği yargılamaya ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından “müdafi yardımından faydalanma hakkı ile makul sürede yargılama hakkının ihlal edildiği” gerekçesi ile hak ihlali yapıldığına karar verilerek dava dosyasının yeniden yargılama yapılmak üzere 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 50/2. maddesi uyarınca İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesiyle yapılan yargılama neticesinde; sanıklar hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin kaldırılmasını veya cezanın azaltılmasını gerektirir bir neden bulunmadığı gerekçesiyle mezkur mahkumiyet hükümlerinin CMK’nın 232/1. maddesi uyarınca onaylanmasına karar verildiği anlaşılmakla;
1-Hükümlü ... yönünden verilen kararın incelenmesinde;
Yargılamanın yenilenmesi üzerine Anayasa Mahkemesinin kararında gösterilen ihlal nedenleri nazara alınarak yapılan yargılama sonunda, hükümlü ...’in müdafii huzurunda savunması alınarak ihlal nedeni giderilmiş, suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, hükümlü müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Hükümlü ... yönünden verilen kararın incelenmesinde;
Yargılamanın yenilenmesi üzerine Anayasa Mahkemesinin kararında gösterilen ihlal nedenleri nazara alınarak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, verilen hükümde aşağıdaki hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre örgüt üyeliği suçlarında suç tarihinin temadinin kesildiği failin yakalandığı tarih olup, “Anayasası ihlal” suçunda ise suç tarihi son vahim eylemin işlendiği tarih (765 sayılı Kanundaki tabirle “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını ilgaya teşebbüs” suçuna matuf fiil tarihidir) olduğu nazara alındığında;
Somut olayda, hükümlü ...’in, mahkumiyete esas alınan iki adet vahim eyleminin bulunduğu, bunlardan bir tanesinin 31.12.2000 tarihli Çorlu’daki Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait askeri kantine bomba konulması eylemi, bir diğerinin ise 26.01.2001 tarihli Kocaeli ili Körfez ilçesinde Trafik Amirliğine ve Polis Karakoluna bomba konulması eylemi olduğu, bu kapsamda hükümlü ... için Anayasayı ihlal suçu yönünden suç tarihinin en son gerçekleştirdiği vahim eylem tarihi olan 26.01.2001 tarihi olduğu, Adli Tıp Kurumu raporuna göre de gerçek yaşı ile uyumlu olan nüfus kaydına göre 05.02.1984 doğumlu olan hükümlünün suç tarihinde 18 yaşından küçük (16 yıl 11 ay 22 gün) olmasına karşın mahkemenin yanılgıyla suç tarihini yerleşik içtihatlara aykırı olarak yakalama tarih olan 05.06.2003 olarak kabul ettiği ve bu tarihte hükümlünün 18 yaşını doldurmuş olduğundan yaş küçüklüğünden dolayı indirim yapmadığı halde Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 10.12.2013 tarih ve 2013/4630 Esas, 2013/15327 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk hakkında suç tarihi itibariyle lehe olan 765 sayılı TCK’nın 55/3. maddesi gereğince yaş küçüklüğü nedeniyle cezanın indirilmesi gerektiği gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, hükümlü ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 1402 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükümlünün tutuklu kaldığı süre, uygulanması gereken maddelerin öngördüğü muhtemel ceza miktarına göre tutukluluk halinin devamına, 25.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ:
25.06.2020 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ......"nun huzurunda, duruşmada savunma yapmış bulunan sanıklar ... ve ... müdafii Av. ......’ın yokluğunda, 01.07.2020 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.