17. Hukuk Dairesi 2013/2856 E. , 2014/3301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2011/306-2012/467
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar Esedullah ve E.. E.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve Trafik (ZMSS) Sigortacısı olduğu aracın kusurlu şekilde davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarparak davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, geçici ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden ıslahla birlikte toplam 27.749,22 TL. maddi tazminatın tüm davalılardan, 5.000,00 TL. manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere göre, ıslah edilen maddi tazminat talebinin toplam 16.649,53 TL. yönünden kısmen kabulüne, fazla istemin reddine, manevi tazminat talebinin de 3.500,00 TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar Esedullah ve E.. E.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-)Mahkemece bilirkişi raporuna göre davalı yanın olayda % 60 oranında kusurlu olduğundan bahisle kusur indirimi yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde maddi tazminat tutarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiş olup, her ne kadar kaza sırasında davacının üzerinde yolcu olarak bulunduğu (bilirkişi raporuyla olayda % 40 oranında kusurlu olduğu belirlenen) 07 KV 219 plaka sayılı motosikletin işleten ve sürücüsüne yönelik bir dava açılmamış ise de, davacı kaza sırasında anılan motosiklet üzerinde yolcu olup olayda kusurunun bulunmadığı, buna göre zarara sebebiyet verenlerin BK.nun 50, 51.maddeleri gereğince zarardan müteselsil sorumluluk esaslarına göre sorumlu olacakları açıktır.
Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, BK.nun 141. 142. Maddesine göre, borcun tamamından sorumludur. Nitekim, 2918 sayılı KTK.nun 88/1 maddesinde trafik olayı nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. BK.nun 146.maddesi uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.
Bu durumda, mahkemece davalıların müteselsil sorumluluk ilkeleri gereğince kusur indirimi yapılmadan zararın tamamından sorumlu tutulmaları gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
b-) BK."nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, kaza sırasında yolcu olup olayda kusuru bulunmayan davacının lise öğrencisi olduğu, kaza nedeniyle ayak bileğinde kırık meydana geldiği, hastanede yatıp tedavi gördüğü, ameliyat geçirdiği, okul ve öğrenim
hayatının kesintiye uğradığı ve % 6.3 oranında maluliyete uğradığı anlaşılmaktadır. O halde, kusur durumu ile meydana gelen yaralanma sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacı için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.076,41 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar Esedullah ve Erkan"dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.