17. Hukuk Dairesi 2014/2277 E. , 2014/3305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2013/303-2013/540
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda Yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı maliki ve sürücüsü olduğu aracın davalılardan N.. A..’in maliki, N.. K..’nın sevk ve idaresindeki aracın tam kusurlu olarak çarpması nedeniyle hasarlandığını bildirip 1.546,00 TL hasar bedelinin yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı N.. A.., dava konusu aracın satımı hususunda vekalet verdiğini ancak noter satışının gerçekleşmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı N.. K.. dava konusu aracın sürücüsünün kendisinin olduğunu aracın sigortası ve muayenesi olmadığı için kaza sonrası olay yerini terk ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile 1.485,00 TL hasar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı N.. K..’dan tahsiline, davalı N.. A.. hakkında açılan davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarına yönelik maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Kanun’un 85. maddesinde araç işleteninin sorumluluğu düzenlenmiş, işletenin ve araç işleticisi teşebbüsün sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 20/d bendinde ise, motorlu araçların satış ve devirlerinin trafik tescil müdürlüklerinde veya noterliklerde yapılacağı öngörülmekte olup, ancak böyle bir satış ve devir işleminin araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişli olduğu açıklanmıştır.. Bu devrin yöntemince aracın kayıtlı olduğu tescil müdürlüğüne bildirilmemesi yüzünden aracın tescil kaydında bir değişiklik yapılmaması satışa konu aracın mülkiyetinin geçişini engellemez ise de, anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir.
Somut olayda davalı N.. A.., aracı haricen sattığını, alım satım ve devrine ilişkin olarak vekalet verdiğini, noter satışı gerçekleşmediğini, aracın kendisi üzerinde göründüğünü ve son durumu hakkında bilgisi olmadığını beyan etmiş, aracın kaza tarihinden önce satışına ilişkin resmi bir belge ibraz edememiştir. Yapılan yargılama sonunda mahkeme tarafından kazayı yapan kişinin araç sürücüsü Namık Kaya olduğu belirtilerek davalı Nermin Kaya hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesinde öngörülen biçimde devrini gerçekleştirmeyen araç sahibi davalı N.. A.. hakkında, araç sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı gözetilerek yargılamaya devamla sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.