
Esas No: 2016/73177
Karar No: 2016/73177
Karar Tarihi: 28/11/2019
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
AYSEL AKSULAR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2016/73177) |
|
Karar Tarihi: 28/11/2019 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin
GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Burhan ÜSTÜN |
|
|
Hicabi DURSUN |
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ |
|
|
Selahaddin
MENTEŞ |
Raportör |
: |
Ayşe Didem
ÖZDEMİR AKCA |
Başvurucular |
: |
1. Aysel
AKSULAR |
|
|
2. Aytekin
ERZAN |
|
|
3. Derya
ÇİFTCİ |
|
|
4. Dilek
ERZAN |
|
|
5. Gülümser
TÜZÜN |
|
|
6. Kemal
AKSULAR |
|
|
7. Ümit
BIYIKLI |
|
|
8. Ünal
BIYIKLI |
Vekili |
: |
Av. Ali
ELBEYOĞLU |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru zilyetliğe dayalı olarak tasarrufta bulunulan
taşınmazların Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 22/12/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucular 20/9/2013 tarihinde Hazine aleyhine Silivri 3.
Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açmıştır. Başvurucular dava
dilekçesinde, atalarından bu yana hem tapulu malları olan hem de zilyedi
oldukları iki taşınmazın murisleri adına tespit edildiği hâlde orman olarak
Hazine adına tescil edildiğini belirtmişlerdir. Başvurucular, fazlaya ilişkin
hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL tazminat talebinde bulunmuşlardır.
7. Mahkeme 30/1/2014 tarihinde davanın reddine karar vermiştir.
Kararın gerekçesinde; başvurucuların geçerli tapularının bulunmadığı, tapu
almaya matuf kadastro tespitinin Silivri Kadastro Mahkemesinin 17/7/2006
tarihli kararı ile iptal edilerek taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına
tesciline karar verildiği ifade edilmiştir. Mahkeme ayrıca başvurucuların dayandığı
tapu kaydının harita ve krokisinin bulunmadığını, hudutları itibarıyla bütün
köyü kapsadığını, gitti kaydı itibarıyla silsilesinin düzgün olmadığını,
kadastro tespitinin itiraz davasında da davalı tarafın dayanağı olmaktan
çıktığını ve orman vasıflı arazi bakımından devletin kusursuz sorumluluğundan
söz edilemeyeceğini vurgulamıştır.
8. Temyiz edilen karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesince
onanmıştır. Onama kararında; kadastro tespitine itiraz davası ile tapu kaydı
oluşmadan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat
isteğine dayanak yapılan parselin kadastro tespitine esas alınan Ekim 1944
tarihli ve 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin İstanbul Vakıflar
Başmüdürlüğü olduğu belirtilmiştir. Ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan
taşınmazlar yönünden başvurucular ya da murisleri adına oluşmuş bir tapu kaydı
veya tapu sicili bulunmadığından tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın
söz konusu olamayacağı vurgulanmıştır.
9. Başvurucuların karar düzeltme talepleri, aynı Dairenin
10/11/2016 tarihli kararıyla değeri 13.390 TL"den az olan davalara ait
hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları bakımından
karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiştir.
10. Yargıtay onama ilamı, başvurucular vekiline 24/6/2016
tarihinde tebliğ edilmiştir.
11. Başvurucular 22/12/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 28/11/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
13. Başvurucular, murislerinin tapu siciline güvenerek satın
aldığı taşınmazların yapılan kadastro çalışmaları sonucu orman olarak Hazine
adına tapuya tescil edildiğinden yakınmışlardır. Başvurucular 22/11/2001
tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 1007. maddesi
kapsamında açtıkları tazminat davasının ise reddedildiğini belirtmişlerdir.
Başvurucular sonuç olarak herhangi bir bedel veya tazminat ödenmeden
taşınmazlarından yoksun bırakıldıklarını belirterek mülkiyet haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün (İçtüzük)
64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru
yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
15. Karar düzeltme yolu kapalı olan kararların öğrenilmesinden
itibaren bireysel başvuru süresi başlar. Bu nitelikteki kararlara karşı karar
düzeltme yoluna başvurulmasının bireysel başvuru süresine bir etkisi
bulunmamaktadır (Erendiz Önal, B.
No: 2014/1133, 30/6/2014, § 32).
16. Somut olayda 24/6/2016 tarihinde öğrenilen kesin nitelikteki
karara karşı otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 22/12/2016 tarihinde
bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
28/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.