17. Hukuk Dairesi 2018/4151 E. , 2019/1580 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ...Ş. vekili, davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacıların eşi/ babası/ oğlu olan ..."in öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradıklarını, davalı ... şirketi tarafından 102.604,00 TL ödenmişse de bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 15.04.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 66.498,50 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, davaya konu kazayı yapan aracın minübüs olduğunu ve taşıma sigortacısının zarardan sorumlu olduğunu, şirketlerine husumet düşmeyeceğini, taşıma sigortası şirketlerinde olmadığı halde davacılara sehven 102.604,00 TL. tazminatı 18.03.2013"te ödediklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bakiye limitle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, yapılan ödemenin güncellenmiş bedelinin tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili, davaya konu kazada davalı sürücü kusurlu kabul edilse dahi, davacılar yakınının emniyet kemerini çıkarması ve araçtan atlamaya çalışması nedeniyle, ölüm yönünden illiyet bağının kesildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 31.236,76 TL, ... için 8.318,98 TL, ... için 10.127,93 TL, Mehmet için 5.149,97 TL ve Sevim için 11.664,86 TL olmak üzere toplam 66.498,50 TL maddi tazminatın, davalı ... şirketi yönünden 18.03.2013 tarihinden ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; davacı ... için 10.000,00 TL, ... ve ... için 8.000,00"er TL, ... için 10.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ...ve ..."dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı ...Ş. vekilinin temyiz talebi yönünden; davalı vekili tarafından, mahkemece verilen 26.05.2015 tarihli kararla ilgili temyiz dilekçesinin, HUMK"nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal sürede verildiği, davalı vekilinin temyiz başvurusu yaparken temyiz yoluna başvuru harcı ile birlikte maktu temyiz karar harcı yatırdığı ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği; eksik harcın tamamlanması konusunda işlem yapılmak üzere Dairemiz"ce verilen geri çevirme kararından sonra davalı vekiline eksik harcın 7 günlük kesin sürede yatırılması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağı ihtarını içeren 25.96.2018 tarihli muhtıranın 09.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği; davalı vekilinin muhtıra ile verilen kesin sürede harç ikmalini yapmadığı görülmektedir.
HUMK"nun 434/3. (yeni 6100 sayılı HMK"nın 344.) maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin uygulanmasına rağmen, davalı tarafın 7 günlük kesin sürede eksik temyiz karar harcını yatırmamış olması karşısında; davalı tarafın temyiz isteminin reddi yönünde mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, davalı ...Ş. vekilinin, kesin sürede eksik temyiz karar harcını ikmal etmemiş olması nedeniyle temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davalı ... vekilinin temyiz talebi yönünden: dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesine bir usulsüzlük görülmemesine göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK"nun 53. maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı ve aynı kanunun 56. maddesi gereği manevi tazminat istemine ilişkindir.
TBK"nun 53. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, herşeyden önce, destek alma hakkı olan kişinin destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir. Bu itibarla; ölenin eşi sıfatıyla destek alan kişinin yeniden evlenmesi halinde, bu kişinin desteğinden yararlandığı kişinin yardımından yoksun kaldığından bahsedilemeyeceği ve desteği olan eşinden dolayı destek tazminatına hak kazanamayacağı açıktır.
Somut olaya bakıldığında; davaya konu kazada ölen ..."in eşi olan davacı ..."in, ölen eşinin desteğinde yoksun kaldığı iddiası ile tazminat talep ettiği; davacının 10.07.2017 tarihinde yeniden evlenmiş olduğu; mahkemenin hükme esas aldığı 16.03.2015 tarihli hesap raporunda ise, davacının muhtemel bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesabı yapıldığı; mahkemenin de davacı ... için bu raporla hesaplanan bedeli hüküm altına aldığı görülmektedir.
Oysa, destekten yoksun kalma tazminatının yukarıda ifade edilen amaç ve kapsamı; somut gerçeğin bulunduğu durumda varsayımlara dayalı hesaplama yapılamayacağı; destek alacaklısı davacı eşin ancak eşinin ölümü ile kendisinin yeniden evlendiği tarih aralığındaki dönem için tazminata hak kazanabileceği gözetilip hesaplama yapılmalıdır.
Bu durumda mahkemece; davacı ... için, davaya konu kaza tarihi ile davacının yeniden evlendiği tarih arasındaki süre için tazminatın hesaplanması konusunda, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekilinin temyiz isteminin, mahkemece verilen kesin sürede eksik temyiz karar harcının ikmal edilmemiş olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar... Sigorta A.Ş. Ve ..."a geri verilmesine, 18/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.