8. Hukuk Dairesi 2017/4245 E. , 2018/154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 01.04.1987 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 13.10.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 1.650,00 kira alacağı ve 99,91 TL ihtar masrafının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 16.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 21.10.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, takip konusu borca tüm ferileriyle birlikte itiraz ettiğini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava konusu taşınmazın mirasçılarından ...’nin hissesini satın aldığını, davacının kendi hissesine ait kira bedelini isteyebilecekken 1.650,00 TL aylık kira bedelinin tamamını talep ettiğini, ayrıca diğer 5/6 hissedarların muvafakati alınmaksızın tahliye davası açılamayacağını, tahliye isteminin bölünebilir olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, borçlunun itiraz dilekçesinde kira sözleşmesine, alacaklının sıfatına, taşınmazın ediliş şekline itiraz etmediği, itirazın kaldırılması davasında ileri sürülen sebeplerin itiraz dilekçesinde yer almadığı ayrıca davalı borçlunun da kira borcunun olmadığını İİK"nın 269/c maddesinde belirtilen belgelerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın alacağa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Türk Borçlar Kanunu"nun 315. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya veren tarafından açılması gerekir. Kiraya verenler
birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur. Kiraya veren durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacı tarafça takip dosyasına eklenen dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydının incelenmesinden, taşınmazın aralarında davacının da bulunduğu 7 kişi adına paylı olarak kayıtlı olduğu, davacının payını satın aldığı kişi ve diğer maliklerin kiraya veren ...’un mirasçıları olduğu ve taşınmazın paylı mülkiyete tabi bulunduğu anlaşılmaktadır. Mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan takibin yeni malik ile birlikte pay ve paydaş çoğunluğun tarafından birlikte başlatılması ve davanın da birlikte açılması gerekir. Ancak takip yalnızca paydaş yeni malik ... tarafından başlatılmıştır. Başlatılan takip sonucu gönderilen ihtarlı ödeme emrindeki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün olmadığından ve ihtar pay ve paydaş çoğunluğun tarafından gönderilmediğinden hukuki sonuç da doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan ihtarlı ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemez. Bu durumda, mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte yazılı nedenle davalı vekilinin tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın alacağa hasren BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 10.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.