
Esas No: 2021/913
Karar No: 2021/1930
Karar Tarihi: 19.04.2021
Danıştay 12. Daire 2021/913 Esas 2021/1930 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/913
Karar No : 2021/1930
KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVALI) : …Müdürlüğü
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Beşinci Dairesince verilen 30/03/2017 tarih ve E:2016/27902, K:2017/9708 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanunla değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığında 1. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun geçici 27. maddesi uyarınca re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin 17/04/2015 tarih ve 2015/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlilikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine ve 04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanun'un 32. maddesiyle 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'na eklenen geçici 27. maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; uyuşmazlığın çözümü için, re'sen emekliye sevk işleminin hangi durumda kimlere uygulanabileceği hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği, 6638 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen geçici 27. madde hükmünde yer alan "01/01/2015 tarihi itibarıyla, Birinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz edenlerden..........Daire Başkanı...... kadrolarında bulunanlar dışında kalanlar...." ibaresinin, Kanunun lafzı ve amacıyla birlikte değerlendirilmesinden, 01/01/2015 tarihinde aynı anda hem birinci sınıf emniyet müdürü hem de aynı tarih itibariyle daire başkanı olanların doğrudan emekliye sevk edilemeyeceği, bu şartın dışında kalanlar açısından ise idarenin takdir hakkı bulunduğunun açık olduğu, bu durumda, davacının 01/01/2015 tarihi itibariyle birinci sınıf emniyet müdürü ve haberleşme dairesi başkanı olduğu, dolayısıyla söz konusu geçici maddenin 27. maddesi kapsamına girmediği sonucuna varıldığından, davacının 6638 sayılı Kanunun 32. maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen geçici 27. madde hükmü doğrultusunda re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, dava konusu işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle, Anayasanın 125. maddesi uyarınca davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava tarihi olan 10/06/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava tarihi olan 10/06/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 30/03/2017 tarih ve E:2016/27902, K:2017/9708 sayılı kararıyla, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI: Dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Düzeltilmesi istenen kararın usul ve Kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ….
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kısmen kabulüyle, İdare Mahkemesi kararının; dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi isteminin kabulüne ilişkin kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Danıştay Beşinci Dairesince devredilen dosyada, kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 30/03/2017 tarih ve E:2016/27902, K:2017/9708 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi ve gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı'nda 1. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı, Emniyet Genel Müdürülüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun 17/04/2015 tarih ve 2015/1 sayılı kararı ile 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun geçici 27. maddesi gereğince re'sen emekliye sevk edilmiştir.
Bunun üzerine, kararın düzeltilmesi istem nedeniyle incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun (04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanun'un 32. maddesiyle eklenen) Geçici 27. maddesinde, "01/01/2015 tarihi itibarıyla, Birinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz edenlerden Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, Özel Güvenlik Denetleme Başkanı, Birinci Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, İl Emniyet Müdürü, Emniyet Müşaviri, Polis Moral Eğitim Merkezi Müdürü, Akademi Başkan Yardımcısı, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürü, Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı, Teftiş Kurulu Grup Amiri, Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü, Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü ve Polis Eğitim Merkezi Müdürü kadrolarında bulunanlar dışında kalanlar ile 01/01/2015 tarihi itibarıyla İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz edenlerden emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olanlar; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile resen emekliye sevk edilebilir. Bu şekilde emekliye sevk edilenler hakkında da 55 inci maddenin yirmi birinci fıkrası hükümleri uygulanır." hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise, "3201 sayılı Kanuna eklenen geçici 27 nci maddeyle; kıdeme dayalı otomatik terfi sistemi nedeniyle bozulan kadro piramidinin düzeltilmesi, kadro sayılarının 55 inci madde ile belirlenen oranlara çekilmesi için, özellikle yığılmalar meydana gelen emniyet müdürü rütbesinde bulunan personelden emeklilikle ilgili şartları haiz olanların resen emekli edilmesine yönelik düzenlemeye gidilmiştir. Bu şekilde emekli edilecek personelin mağdur edilmemesi bakımından, Türk Silahlı Kuvvelerinde olduğu gibi, bunlara belli bir miktar kadrosuzluk tazminatının yaş haddine kadar ödenmesi öngörülmüştür." açıklamasına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu karar, davacının re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin işlemin iptaline yönelik kısmı yönünden incelendiğinde;
Yukarıda yer verilen Kanun hükmü ile gerekçesi bir arada değerlendirildiğinde; Kanun'un amacının, emniyet hizmetlerinin hizmet gereklerine uygun olarak yürütülebilmesi için her bir rütbede ihtiyaç duyulan polis amirlerinin kadro sayılarının belirlenmesi ve sayıları Kanunla belirlenen bu kadrolara atamalarda liyakat ilkesi çerçevesinde bir değerlendirmeye ve seçmeye imkan sağlanması olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, 01/01/2015 tarihi itibarıyla bazı yönetim kadrolarında bulunanlar hariç Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini elde edenlerden emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olanların, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde re'sen emekliye sevk edilebileceği düzenlenmiş olup, kural uyarınca bunlardan ancak Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklif ettiği ve İçişleri Bakanının onayladığı kişilerin re'sen emekliye sevk edilebileceği ve bu şekilde emekliye sevk edilenler hakkında da 55. maddenin 21. fıkrasında yer alan kadrosuzluk tazminatının ödenmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu Kanun hükmü ile idareye, Kanun'da belirtilen çerçeve kapsamındaki ve yine Kanun'da belirtilen koşulları taşıyan personel arasından re'sen emekliye sevk edeceği personeli belirleme konusunda takdir yetkisi tanındığı açık olmakla birlikte, idareye tanınan söz konusu takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Nitekim, dava konusu işlemin dayanağı olan 3201 sayılı Kanun'un geçici 27. maddesinin iptali istemiyle açılan davada verilen ve 03/08/2017 tarih ve 30143 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 04/05/2017 tarih ve E:2015/41, K:2017/98 sayılı kararında; Kanun'da belirtilen çerçeve kapsamında ve yine Kanun'da belirtilen koşulları taşıyan personel arasında hangilerinin re'sen emekliye sevk edileceği hususunda idareye tanınan takdir yetkisinin, keyfilik anlamına gelmeyip kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla ve objektif kriterlere uygun olarak kullanılabileceği, idarenin bu yetkisini kullanırken kamu hizmetinin daha iyi işlemesi veya kamu yararı esasına göre ayrım yaparak işlem yapmak zorunda olduğu, bunun için ise söz konusu kadrolarda çalışanlar yönünden birtakım ayırt edici objektif kriterlerin kullanılması gerektiği hususlarına vurgu yapılmış olup, söz konusu kriterlerin uygulanması sırasında eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın sağlanması, hukuk devleti ilkesinin zorunlu bir sonucudur.
Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, re'sen emekli edilecek personelin belirlenmesinde birtakım ayırt edici objektif kriterlerin kullanılması gerekmektedir.
Davalı idarece bu kapsamda yapılan değerlendirmelerin incelenmesinden; görevine devam ettirilen personelin, kimi zaman sicil not ortalaması yüksek olmasına rağmen ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri bakımından re'sen emekli edilen personelin gerisinde kaldığı, bir personelin görevine devam edebilmesi için önünde engel olan bir fiilin diğer bir personel açısından engel olarak görülmediği; dolayısıyla, davalı idarece yapılan değerlendirmede dikkate alındığı belirtilen; personelin geçmiş hizmetleri, haklarındaki soruşturma ve cezalar, performans puanları, temsil ve yöneticilik yetenekleri, özgüveni, verimlilik ve benzeri özellikleri yönünden eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın söz konusu olmadığı, bunlardan birine öncelik verilmiş ise bunun gerekçelerinin açıklanmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davalı idarece, re'sen emekliye sevk edilecek personelin seçiminde kullanıldığı belirtilen ölçütlerin uygulanmasında eşit, objektif ve istikrarlı şekilde işlem tesis edildiği ortaya konulamadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında ise hüküm fıkrası itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Temyize konu karar, re'sen emeklilik işlemi nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmı yönünden incelendiğinde;
Davacının re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığından bahisle iptali yolundaki Mahkeme kararı, Dairemizce de sonucu itibarıyla yerinde bulunmakla birlikte, bu kararın, davacının doğrudan görevine başlatılması sonucunu doğurmayıp, re'sen emekliye sevk edilip edilmeyeceği konusunda, idare tarafından yeniden bir değerlendirme yapılmasını gerektirmesi nedeniyle, bu aşamada davacının parasal hak kaybının varlığından söz edilemeyeceğinden, Mahkeme kararının "işlem nedeniyle mahrum kaldığı özlük ve parasal haklarının dava tarihi olan 10/06/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine" ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Anılan İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığı özlük ve parasal haklarının, dava tarihi olan 10/06/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 19/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.