
Esas No: 2013/5223
Karar No: 2013/7036
Karar Tarihi: 09.05.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5223 Esas 2013/7036 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.09.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit kakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davalı davanın reddini savunmuştşur.
Mahkemece kesin süreye uyulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Bilindiği gibi süreler, kanun tarafından tespit edildiği gibi (kanuni süreler) hakim tarafından da tayin edilir.(HMK m.90) Kanuni süreler, (örneğin cevap süresi, temyiz süresi gibi) kesindir ve hakim tarafından bu süreler kısaltılıp uzatılamaz. Ancak, hakimin tayin ettiği süreler kesin değildir. Yargılama hukukunda egemen olan ilkelerden usul ekonomisi ilkesi gereğince, hakim bir davayı, makul süre içinde ve en az giderle sonuçlandırmak zorunda olduğundan bazen taraflara yapacakları işlemlerin mahiyeti gereği kesin süre verebilir. (HMK m.94/2)
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Somut olayda; davacıya davaya konu taşınmaza komşu olan tüm taşınmaz maliklerinin davaya dahil edilmesi için 28.9.2012 günlü oturumda iki haftalık kesin süre verilmiş ise de mahkemece hangi parsel maliklerinin davaya dahil edilmesi gerektiği de somut olarak tespit edilip davacıya bildirilmediği gibi verilen bu süre içinde tüm parsel maliklerinin ve bu kişilerin adreslerinin tespit edilmesi mümkün olmadığından verilen kesin süre usule uygun değildir. Bu nedenle verilen kesin süreye uyulmadığından bahisle davanın reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.