
Esas No: 2020/219
Karar No: 2021/2795
Karar Tarihi: 19.04.2021
Danıştay 9. Daire 2020/219 Esas 2021/2795 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/219
Karar No : 2021/2795
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
… İnşaat Sanayi Tic. Ltd. Şti.
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Asıl borçlu … Gıda ve Şarapcılık San. Tic. Ltd. Şti.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci olan davacının ortağı olduğu şirketlerde bulunan hisselerine uygulanan … tarih ve … sayılı haciz işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonucunda borcu karşılayacak miktarda malvarlığına rastlanılmadığından bahisle davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla 07/11/2014 tarihinde ödeme emirleri gönderilmiş ve akabinde itiraz edilmediğinden bahisle haciz işlemi tesis edilmiş ise de; davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinden sonra 12/08/2015 tarihinde asıl borçlu şirket nezdinde fiili haciz işlemi yapılarak şirkete ait menkuller üzerine haciz konulduğu anlaşıldığından; şirket hakkında 6183 sayılı Yasa'da öngörülen tüm takip yolları tüketilmeden amme alacağının şirketten tahsili imkanının bulunmadığı kesin bir şekilde ortaya konulmadan, kesinleşen kamu alacağından söz edilemeyeceğinden, şirketin kanuni temsilcisi olan davacı hakkında tesis edilen haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu haciz işleminin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Asıl borçlu şirketin vergi borçlarının ödenmemesi üzerine haciz varakalarının düzenlendiği, şirkete ait banka hesaplarına çeşitli tarihlerde e-haciz uygulandığı, yine şirkete ait bir gayrimenkulun satıldığı, iş yerinde fiili haciz uygulanarak çeşitli menkullere haciz konularak bunların bir kısmının icra kanalıyla satışının gerçekleştirildiği, diğer kısmının tağşiş edildiğinin Tütün ve Alkol Kurumundan alınan yazıyla sabit olduğu, tağşiş edilmeseydi ve tüm şarapların satışı mümkün olsaydı da bu satıştan elde edilecek tutarın amme alacağını karşılamayacağının açık olduğunun anlaşılması karşısında davacının sorumluluğuna gidilmesinin ve ortağı olduğu şirketlerdeki hisseleri üzerinde haciz tesis edilmesinin hukuka aykırı olmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Dairelerinin 2577 sayılı Danıştay Kanunu'na 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek-1 maddesi uyarınca birlikte yaptığı toplantıda gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu … Gıda ve Şarapçılık San. Tic. Ltd. Şti.'nin vergi borçları dolayısıyla düzenlenen ödeme emirlerinin muhtelif tarihlerde şirkete tebliğ edildiği, borcun ödenmemesi üzerine mal varlığı araştırması yapıldığı, şirkete ait bir adet taşınmazın icra kanalıyla satıldığı, muhtelif tarihlerde banka hesaplarına haciz konulduğu ancak haczedilecek bir meblağa ulaşılmadığı, şirketin kanuni temsilcisi olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin 07/11/2014 tarihinde vergi dairesinde memur eliyle davacıya tebliğ edildiği, daha sonra 12/08/2015 tarihinde şirket nezdinde fiili haciz yapıldığı, çeşitli makinalar, şişelenmiş şarap ve tanklarda bulunan 770 ton şarabın haczedildiği, haczedilen menkullerden bir kısmının icra kanalıyla satıldığı, tanklarda bulunan 770 ton şarabın ise satışa çıkarılmasına rağmen satılamaması sonrasında şirket borcunun tahsili amacıyla davacının ortağı olduğu şirketlerde bulunan hisselerinin haczedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (olay tarihinde yürürlükte olan) 55. maddesinin 1. fıkrasında:''Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı'' , yine olay tarihinde yürürlükte bulunan 58. maddesinin 1. fıkrasında: ''Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunulabileceği''; aynı Kanunun 62.maddesinde ise: ''Borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimekullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı'' hükümleri yer almaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde ise; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin, kanuni temsilciler, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen madde hükümlerinin değerlendirilmesinden; tüzel kişiliğe sahip şirketin vergi borçlarından dolayı öncelikle o şirket adına tarh ve tahakkuk işlemlerinin yapılması, borç ödenmediği takdirde şirket adına ödeme emrinin düzenlenmesi ve kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için idarece 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının tüketilmiş olması gerekmekte olup ve buna rağmen kamu alacağı borçlu şirketten tahsil edilemezse, kamu alacağının tahsili amacıyla şirket kanuni temsilcisi adına ödeme emri düzenlenmesi veya haciz işlemi tesis edilmesinin mümkün olduğu görülmektedir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; asıl borçlu … Gıda ve Şarapçılık San. Tic. Ltd. Şti.'nin muhtelif yıllara ait vergi borçlarının ödenmemesi üzerine şirket aleyhine haciz varakalarının düzenlendiği, şirkete ait banka hesaplarına çeşitli tarihlerde e-haciz uygulandığı, yine şirkete ait bir gayrimenkulun satıldığı, şirketin iş yerinde fiili haciz uygulanarak çeşitli menkullere haciz konulduğu ve bunların icra kanalıyla satışının gerçekleştirildiği, tüm bu işlemlere rağmen şirketin borcu karşılayacak miktarda mal varlığının bulunmadığından bahisle davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emirleri düzenlendiği,daha sonra şirket deposunda bulunan emtiaya haciz uygulandığı, haczedilen ve yediemin sıfatıyla davacıya bırakılan şarapların 06/04/2016 ve 13/04/2016 tarihlerinde açık artırma ile satışa çıkarılmasına rağmen satılamadığı, sonrasında pazarlık usulü ile satış denendiği, ancak yine satış gerçekleşmediği, şaraplar uzun süre satılamadığı için davalı idarece Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan, şarapların hala bu vasfını koruyup korumadığının tespitinin talep edildiği, ilgili kurumun … tarih ve … sayılı yazısı ile "otuz dokuz adet tankta mevcut, yediemin sorumluluğunda bulunan, hacze konu dökme şarabın bir kısmının ya da tamamının boşaltılıp su vb. sıvı ile tankların doldurularak tağşiş işlemi yapıldığı, dolayısıyla tanklarda bulunan sıvının şarap olmadığı" yönünde değerlendirmede bulunulduğu anlaşılmış olup asıl borçlu şirkete ait borç tutarı da göz önüne alındığında idarece borcun tahsili amacıyla gerçekleştirilen işlemler sonucunda şirketin anılan borcun ödenmesine yeterli malvarlığının bulunmadığı hususunun sabit olması karşısında şirketten tahsil edilemeyen borç için kanuni temsilci olan davacı nezdinde takibe devam edilmesinde ve borcun ödenmemesi üzerine davacının ortağı olduğu şirketlerdeki hisseleri üzerinde haciz işlemi tesis edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda kanuni temsilci olan davacının davalı idarece uygulanan haciz işlemlerinden sorumluluğunun açık olması karşısında yukarıda yer verilen gerekçe ile dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf istemini reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 19/04/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.