
Esas No: 2016/14414
Karar No: 2020/799
Karar Tarihi: 12.02.2020
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14414 Esas 2020/799 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ... ve ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı bedel isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanları ... adına kayıtlı taşınmazın davalı kardeşleri tarafından muristen alınan usulsüz vekaletname ile satıldığını, payına isabet eden satış bedelinin kendisine verilmediğini, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte murisin akli melekelerinin yerinde olmadığını, davalıların hileli davranışları ile söz konusu vekaletnamenin alındığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın satış bedelinden payının karşılığı miktarın satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili katıldığı duruşmalarda davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... savunma getirmemiştir.
Mahkemece, iddianın sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1929 doğumlu mirasbırakan ...’un 15.11.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızı ...., davalı oğulları ... ve ... ile dava dışı oğlu İsmail’in kaldıkları, mirasbırakan adına kayıtlı 989 ada 11 parsel sayılı taşınmazın, murisin, Bakırköy 36.Noterliğinin 03.05.2011 tarih ve 16261 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin ettiği davalı ... tarafından 27.05.2011 tarihli satış işlemi dava dışı...ye temlik edildiği, daha sonra 15.07.2011 tarihinde dava dışı ...ye 12.10.2011 tarihinde dava dışı ..."a 05.03.2012 tarihinde ise dava dışı ...’a devredildiği, vekilin satış parasını murise ödediğini kanıtlamayadığı, ancak davacı tarafın delilleri arasında sunulan “Babamın hastane masrafları, ...1.Yatış, ... 2.yatış, arsa satış bedeli” başlıklı belgelerde dava konusu taşınmazın satış bedelinin 285.000 TL olarak yazıldığı, söz konusu bedelden bir kısmının murisin ve eşinin tedavi giderleri için harcandığının ifade edildiği, mahkemece de alınan bilirkişi raporunda söz konusu masrafların düşülerek belirlenen miktara hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, yukarıda belirlenen somut olgular karşında vekalet görevinin kötüye kullanıldığı belirlenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki; muris adına kayıtlı dava konusu taşınmazın satış işlemi vekil olan davalı ... tarafından gerçekleştirilmiş olup, diğer davalı ...’in olayla ilgisi saptanamamıştır. Öte yandan konusunda uzman bilirkişi marifetiyle çekişmeli taşınmazın akit tarihindeki gerçek bedeli de saptanmamıştır.
Hal böyle olunca, davalı ... hakkındaki davanın reddedilmesi, akit tarihi itibariyle taşınmazın gerçek değerinin konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyeti marifetiyle tespit edilerek belirlenecek miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.