13. Hukuk Dairesi 2015/37039 E. , 2018/3209 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava konusu aracı noterde yapılan satışla 36.400,00 TL bedelle satın aldığını, ancak satış işleminden sonra aracın pert kaydı olduğunu öğrendiğini, aracın bu durumunun kendisinden saklandığını ileri sürerek araç için ödediği bedelin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, araçtaki hasar kaydını alıcının bildiğini, aracın bu nedenle adi yazılı şekilde yapılan sözleşme ile 31.000,00 TL bedelle satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama, benimsenen bilirkişi raporu ve tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davalının davacıya aracın hasar kaydını gösterdiği ve alıcıyı ayıptan haberdar ettiği, ayrıca araç satış değerinin aracın mevcut hali ile uyumlu olduğu, bu haliyle araçta gizli bir ayıp bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ayıplı araç satışından kaynaklanan bedel iadesi isteğine ilişkindir. Davacı aracın ayıplı olduğunu, daha doğrusu pert olduğunu, bunu satıştan sonra öğrendiğini, davalı ise davacının aracın pert olduğunu bilerek satın aldığını savunmuştur. Bu durumda ayıbın gizlenmediğinin ispat yükü davalıdadır. Dava tarihi ve değer itibariyle tanık dinlenemez. Mahkemece anılan husus göz ardı edilerek tanık beyanına itibar edilmesi doğru değildir.
2-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal hasarsız 2014 yılı araç değerinin 36.000,00 TL olduğu aracın ayıplı olmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de aracın davacıya satış tarihinin 06.08.2013 olduğu ve aracın 09/02/2010 tarihinde meydana gelen kaza neticinde çekme belgeli olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Mahkemece, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.