Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/16197
Karar No: 2021/2261
Karar Tarihi: 15.04.2021

Danıştay 4. Daire 2016/16197 Esas 2021/2261 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/16197
Karar No : 2021/2261


TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Elektrik Makine İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden resen tarh edilen 2011/3 ila 11 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Kanun'un 353/1., 353/6. ile mükerrer 355/4. maddeleri uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; Bayrampaşa Vergi Dairesi mükellefi … tarafından düzenlenen belgelerin gerçek bir alım satıma dayanmadığı ve sahte olduğu hususun somut ve net olarak ortaya konulamadığı, vergi ziyaı cezalı KDV'nde ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında gerçek meblağdan farklı meblağa yer verildiği yolunda yasanın aradığı anlamda ve olay cezayı gerektiren yasal unsurlar bir arada gerçekleşmediğinden hukuka uyarlık bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/6. ve 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının temyiz dilekçesinde temyiz konusu kararın 213 sayılı Kanun'un 353/6 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin ileri sürdüğü nedenler, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bu kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Tarafların diğer temyiz istemlerine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; 134. maddesinin birinci fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış; 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da zorunludur.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Kablolamada kullanılan gereçlerin imalatı işiyle iştigal eden davacının ilgili dönemde 393.704,75 TL tutarında fatura aldığı Bayrampaşa Vergi Dairesinin … vergi numaralı mükellefi … hakkında tanzim edilen … gün ve … sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden; 11.10.2010 tarihinde atık ve hurda toptan ticareti faaliyetine yeniden başladığı, bu faaliyetini 31/12/2012 tarihinde terk ettiği, mükellefin 2006-2010 yıllarına ilişkin yasal defter ve belgelerinin bir kısmını ibraz etmediği, 09/10/2010 tarihinde yapılan yoklamada işyerinin 40 m2 olduğu, deposunun olmadığı, işyerinde yaklaşık 5.000 kg hurda plastik bulunduğu, 2011 yılı KDV matrah toplamının 1.544.580,60 TL olduğu ödenmesi gereken KDV'nin 928,75 TL olduğu, 2012 yılı KDV matrah toplamının 1.722.747,25 TL olduğu ödenmesi gereken KDV'nin 196,29 TL olduğu, vergi borçlarının küçük bir kısmı hariç ödenmediği, mükellefin 2011 yılında Ba-Bs formları ile herhangi bir bildirimde bulunmadığı buna rağmen mükellefe satış yaptığını bildirenlerin Bs bildirimleriyle 700.148 TL mal ve hizmet satıldığının, Ba bildirimleriyle de mükelleften 1.307.767 TL tutarında mal ve hizmet alındığının bildirildiği, 2007-2008 yıllarında mal aldığı mükelleflerin bir kısmının mükellefiyetlerinin resen terkin edildiği, bir kısmı hakkında ise sahte belge düzenlemekten dolayı tanzim edilmiş vergi tekniği raporlarının bulunduğu tespitlerinden sonra raporun sonuç kısmında bu tespitlerden hareketle Kader Kazancı'nın gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna varıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bütün halinde değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin düzenlenen fatura tutarı kadar iş yapabilecek organizasyon ve kapasiteye sahip olmadığı, Ba-Bs analizlerinin uyumsuz olduğu, bir kısım vergi borçlarını ödemediği, buna göre anılan mükellef tarafından davacı şirkete düzenlenen ihtilaf konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varılmış olup aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Mahkemece yeniden verilecek kararda, 213 sayılı Kanunun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden yeniden değerlendirme yapılacağı tabidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden ise;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesinin 4. fıkrasında, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflere, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5'i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği kurala bağlanmıştır.
Olayda, inceleme elemanınca, davacı adına düzenlenen faturaların sahte olduğu ve herhangi bir emtia teslimini içermediği kabul edilmesine rağmen, davacının kayıtlarına intikal ettirdiği sahte fatura bedelinin banka veya finans kurumları aracılığıyla ödenmesinin beklenmesinde ve sahte fatura bedellerinin davacı tarafından nakit olarak ödendiğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 213 sayılı Kanun'un 353/6 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA,
3.Mahkeme kararının cezalı tarhiyatlar ile 213 sayılı Kanun'un 353/1 ve 355/4 maddeleri uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarına ilişkin kısmının …'in karşı oyuyla BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde … oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15/04/2021 tarihinde karar verildi.


(X) KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Mahkeme kararının 213 sayılı Kanun'un 355/4 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi