Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7887
Karar No: 2015/10300
Karar Tarihi: 28.05.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/7887 Esas 2015/10300 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/7887 E.  ,  2015/10300 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Türk vatandaşlığından izinle çıkan davacı, Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen sürelerini, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sayılmak üzere 3201 sayılı Kanuna göre borçlanabileceğinin ve sigorta başlangıcının ...sigortasına tabi çalıştığı 23.07.1987 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; sigorta başlangıcına ilişkin talebi tefrik edilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Mahkemelerin her türlü kararlarının, gerekçeli ve açık olması T.C. Anayasası"nın 141. maddesi gereğidir. Mahkeme hükmünün gerekçesinde ve bir hükümde nelerin bulunması gerektiği Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde gösterilmiştir. Bu maddenin “c” bendine göre, mahkeme kararında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesi zorunludur.
    Değinilen hukuksal sebeplerle dava ve cevap dilekçesine veya rapor ve belgelere atıfta bulunularak hüküm kurulamayacağı gibi, kurulan hükümde tarafların hangi taleplerinin kabul veya ret edildiğinin hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde maddeler halinde belirtilmesi gereklidir. Çünkü taraflar ancak gerekçe sayesinde hükmün hangi madde ve hukuki sebebe dayandırıldığını ve hüküm fıkrasıyla da hangi taleplerinin ve haklarının kabul veya ret edildiğini anlayabilecekleri gibi, Yargıtay denetimi ve hükmün infazı da bu şekilde mümkün olabilecektir. Yapılan açıklamalar çerçevesinde hükmün gerekçesinde, davacının, tefrik edilerek mahkemenin başka esasına kaydına karar verilen sigorta başlangıcına yönelik talebi tartışılıp değerlendirilmiş olup; hüküm fıkrasında kabul ve reddedilen taleplerle ilgili herhangi bir gerekçenin yazılmayıp, buna göre kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası kendi içinde çelişkili olacak şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.



    Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30"uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen Geçici 3"üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 438"inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün gerekçesinin 4, 5, 6 ve 7. paragraflarının tamamen silinerek, yerine, ""Yapılan yargılama, incelenen belgeler ve tüm dosya kapsamından; Bakanlar Kurulu’nun 20.05.2002 tarih ve 4229 sayılı kararı ile Türk Vatandaşlığından çıkmasına izin verilen davacının çıkma belgesini teslim aldığı 19.12.2002 tarihi itibariyle Türk Vatandaşlığını kaybettiği, 17.04.2013 tarihli taleple yurtdışında geçen sürelerini 3201 sayılı Kanuna göre borçlanmak isteyen davacının talebinin, Kurumca borçlanma talep tarihinde Türk Vatandaşı olmaması nedeniyle kabul edilmediği, davacının borçlanma talep tarihinden önce yurtiçi sigortalılık kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 19.12.2002 tarihinde Türk Vatandaşlığı kaybetmesi nedeniyle yurtdışında geçen sürelerini 3201 sayılı yasaya göre borçlanıp borçlanamayacağı ve borçlanmanın 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında yapılıp yapılamayacağı konusundadır.
    Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki 3201 sayılı Kanunun 1. Maddesine göre, “Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.”
    11.02.1964 tarih ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 06.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 29.06.2004 gün ve 5203 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değişik 29. maddesinde, “Bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tâbi tutulur. Ancak, doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanlar ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı reşit olmayan çocukları; Türkiye Cumhuriyetinin millî güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü ve seçme-seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler.” denilmiş; aynı yasal düzenlemeye 5901 sayılı yeni Türk Vatandaşlık Kanununun, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere tanınan haklar başlıklı 28. maddesinde de yer verilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.11.2005 tarih ve 10-492/646, 08.03.2006 tarih ve 21-6/56, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 20.11.2006 tarih ve 11422-14965, 20.06.2006 tarih ve 2251-9376, 23.03.2006 tarih ve 2215-3162, 16.10.2006 tarih ve 10610-12898 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere 3201 sayılı Kanun bir borçlanma yasası olup, Kanunun 1. maddesine göre, Türk vatandaşlarının, Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen çalışmalarını borçlanabilmeleri öngörülmüştür. Anılan Yasa, yurtdışı hizmet borçlanması hakkının kullanılabilmesi için çalışmanın geçtiği dönemde sigortalı ile uyrukluk ilişkisini aramaktadır. 3201 sayılı Kanunun uygulama yönetmeliğinde, borçlanma



    tarihinde de Türk vatandaşı olunması gerektiği belirtilmiş ise de; gerek, 12.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28. maddesinde de, gerekse, önceki 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29. maddesindeki yasal düzenlemeye yer verilerek, doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanların, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş olup; anılan kişilerin bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri belirtilmiştir. Kanun, açıkça, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağını belirtmektedir.
    Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 28"inci maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 1"inci maddesi “Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
    Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetildiğinde, Türk vatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşlığını haiz olmayan davacının, Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışında geçen sürelerini 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma hakkının bulunduğu belirgindir.
    Davacının borçlanma talep tarihinden önce yurtiçi sigortalılık kaydı bulunmadığından, 3201 sayılı kanunun 5. maddesine eklenen 4. fıkrasındaki "yurtdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanuna göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde Türkiye"de sigortalılıkları varsa, borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa, aynı kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının b bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir" hükmü gereğince, borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde sayılmasına yönelik davacı isteminin reddi gerekmiştir."" cümlelerinin yazılmasına ve gerekçenin bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi