Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/22287
Karar No: 2015/10309
Karar Tarihi: 28.05.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/22287 Esas 2015/10309 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/22287 E.  ,  2015/10309 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi sıfatıyla çift ölüm aylığına hak kazanıldığının, kesilen aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı ...Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    03.10.2009 günü yaşamını yitiren iştirakçi eşi üzerinden 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri gereğince kendisine ölüm aylığı tahsis edilen davacı hak sahibinin, 1995 yılında ölen 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm aylığı bağlanması için 2010 yılının Eylül ayında davalı Kuruma başvurmasıyla, eşinden aylık aldığını bildirmesine karşın 01.10.2010 tarihi itibarıyla tahsisin gerçekleştirildiği, 2013 yılının Aralık ayında yeniden değerlendirme yapan Kurumca baba üzerinden bağlanan aylık başlangıç günü itibarıyla iptal edilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun 40. maddesinde, ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına aylık bağlanması, ölüm sigortasından sağlanan yardımlar arasında sayılmış, 41. maddesinde, ölüm tarihinde en az 3 tam yıl sigorta primi ödemiş olan sigortalının hak sahibi kimselerine yazılı istemleri durumunda aylık bağlanacağı belirtilerek yaşamını yitiren sigortalıya ait ölüm aylığı bağlama koşulu açıklanmış, bu koşul 02.08.2003 günü yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 21. maddesiyle 5 tam yıla çıkartılmış, ölüm sigortasından aylık tahsisinde hak sahipleri eş, çocuklar, anne, baba yönünden gereken şartlara ise 45. maddede yer verilmiş, 43. maddede, sigortalının ölümünde hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıkların, ölümle aylığı hak kazandıkları tarihten sonraki ay başından başlayacağı bildirilmiştir.
    Diğer taraftan 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun tanımların yer aldığı 3. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında hak sahibinin;

    sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını ifade ettiği belirtilmiş, 32. maddesinde, ölüm sigortasından sağlanan haklardan birinin ölüm aylığı bağlanması olduğu bildirildikten sonra maddenin 2. fıkrasında,
    “Ölüm aylığı;
    a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,
    b) …,
    c) …,
    durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.” hükmüne yer verilmek suretiyle sigortalı açısından tahsis koşulları açıklanmış, 34. maddesinde ise hak sahiplerini oluşturacak olan eş, çocuklar, anne ve baba yönünden aylık bağlama şartları sıralandıktan sonra 35. maddede, ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması durumunda, bu niteliğin kazanıldığı tarihi izleyen ay başından itibaren başlatılacağı belirtilmiş, 54. maddede, bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda uygulanması gereken hükümler belirtilmiştir.
    Ayrıca Kanunun “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri” başlığını taşıyan Geçici 1/2. maddesinde, 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanan veya hak kazan(ıl)an; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 5454 sayılı Kanunun 1. maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edileceği, bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili Kanun hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
    Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında



    değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, sigortalıya ait aylık bağlama koşulunun ölüm tarihinde yürürlükte olan 1479 sayılı Kanun hükümleri kapsamında incelenmesi zorunlu olup 3 tam yıl sigorta primi ödemiş olan sigortalının 41. maddede yazılı koşulunun gerçekleştiği açıktır. Bununla birlikte 5510 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin yürürlüğe girdiği 01.10.2008 gününden sonra eşini kaybeden, başka anlatımla bu tarihe kadar evli olan davacının, babası yönünden hak sahibi kız çocuğu sıfatını söz konusu tarihe kadar kazanmadığı belirgin bulunmakla, hak sahiplerine ilişkin tahsis koşullarının 5510 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde irdelenmesi gerekmekte olup buna göre, anılan Kanunun 34. maddesindeki, evli olmama, bu Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşulları yerine getirilmiş ise de 54/1(a)-(5) maddesinde yer alan, bu Kanuna göre bağlanacak aylıkların birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından aylık bağlanacağı yönündeki hüküm dikkate alındığında sonuç olarak, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacıya ayrıca babası üzerinden aylık tahsis edilemeyeceği açıktır. Şu durumda, aylığın iptaline ilişkin Kurum işlemi yerinde olup yersiz ödenen aylıklar ve faizi bakımından 5510 sayılı Kanunun 96/1(b) maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, uyuşmazlıkla ilgisi bulunmayan 506 sayılı Kanun hükümlerine dayanılarak davanın kabul edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi