9. Hukuk Dairesi 2012/39559 E. , 2013/2489 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, ücret ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, bakiye yıllık izin ve ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bakiye yıllık izin alacağı kabul edilmiş, ücret konusunda kesin hüküm bulunmakla davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Bilindiği üzere; maddi anlamda kesin hüküm, yargısal ( kazai ) kararlara tanınan yasal gerçeklik ( hakikat ) vasfıdır. Bu vasıf yargısal ( kazai ) kararların gerçeğe ( hakikata ) uygun olarak verildiğinin kabul edilmesini zorunlu kılar. Kesin hüküm kuralı, haklı ve adil kararların korunması yanında, kişiler arasındaki çekişmelerin sonsuza dek davam etmesini önlemek, toplumun istikrar ve düzenini sağlamak, hukukun ve yargının güvenirliğini korumak amacıyla da kabul edilmiştir. Bütün yasal yollar kapandıktan ve verilen hüküm kesinleştikten sonra, aynı davanın tekrar yargı önüne getirilmesi, toplumda sonu gelmeyen çekişmelere, huzursuzluklara, istikrarsızlıklara, kazanılmış hakların her zaman ortadan kaldırılabileceği endişesine neden olur. Çelişkili kararların çıkmasına sebebiyet verir. Bu itibarla, tarafları, mevzuu ve sebebi aynı olan Devletin iştiraki, hakimin tarafsız araştırması ve iradesi ile kurulan, tüm yasal yollardan geçmek suretiyle; diğer bir anlatımla şekli yönüyle de kesinleşen önceki hükmün korunmasında kamunun büyük yararı bulunmaktadır.
Hukukumuzda kamu düzeninden sayılan ve 6100 Sayılı HMK 303. maddesinde düzenlenen kesin hüküm tarafların anlaşmaları ile ortadan kaldırılamadığı gibi, HMK 114/i .maddesinde dava şartları arasında yer aldığından mahkemece HMK 115/1 maddesi gereği kendiliğinden ( resen ) gözönünde tutulur. Kesin hüküm düzenlediği hak ve çıkar ilişkileri yönünden yasal gerçeklik ( hakikat ) sayıldığından taraflarını bağlar.
Kesin hüküm itirazı, HMK 114/i .maddesinde dava şartları arasında yer aldığından mahkemece HMK 115/1 maddesi gereği davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemede; (..."da) davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm itirazı mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa ..."da (temyiz veya karar düzeltme aşamasında) da, dahası bozmadan sonrada ileri sürülebilir. Bu bakımdan usulü kazanılmış hakkın istisnasıdır ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir etkiye sahiptir. O nedenle kesin hükmün varlığı, yargılamanın bir kesiminde nazara alınmamış olması diğer bir kesiminde ele alınmasını engellemez.
Somut olayda; ... 8. İş Mahkemesi 2007/24-2009/758 E-K. sayılı dosyasında Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından 5521 SK. 10.maddesi gereği gönderilen talepler doğrultusunda yargılama yapılmıştır. 27.12.2006 tarihli ... Bölge Müdürlüğü raporunda Mahkemeye bildirilen alacaklar kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, telefon ve araba yakıtı gideri olmak üzere toplam 37542 TL’lik alacaktan ibarettir. Görüldüğü üzere alacaklar arasında ücret alacağı yoktur.
Mahkemeler ancak harçlandırılmış talepler hakkında karar verebileceğinden, davacı 09.01.2007 tarihinde sayılan alacakları harçlandırarak davayı takip etmiştir. Yargılama aşamasında talepler arasında ücret alacağı bulunmamasına rağmen bilirkişi raporuyla tespit edilmiş ise de Mahkeme 31/12/2009 tarihli kararında ücret alacağı hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurmamıştır.
... 8. İş Mahkemesi’nin 2007/24-2009/758 E.-K. sayılı dosyasında kurulan hüküm aynen;
“H Ü K Ü M:Yukarıda izah edilen nedenler ile
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
- Telefon ve araç yakıtı ücretlerine yönelik davanın REDDİNE,
- 5.008,51 TL brüt kıdem tazminatı alacağının akdin fesih tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte,2.483,60 TL brüt ihbar tazminatı alacağının, 1500 TL brüt yıllık izin ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
- Bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti yönünden hesaplanan miktarın hakkaniyet ilkesi gereği 1/3 oranında indirim yapılarak miktarın 3.210,64 TL brüt olarak tespiti ile 3.210,64 TL brüt fazla çalışma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
- Kıdem, ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücreti yönünden fazla talebin REDDİNE,
- Yıllık izin ücreti yönünden fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına” şeklindedir.
Davacının ücret alacağı hakkında daha önce yargılaması yapılıp, kesin hükümle sonuçlandırılan bir dava bulunmamakla kesin hüküm yoktur.
Mahkemece ücret alacağının varlığı hakkında değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davanın kesin hüküm nedeni ile reddi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.