Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1074
Karar No: 2018/19506
Karar Tarihi: 29.11.2018

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/1074 Esas 2018/19506 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı ile davacı arasında görülen bir muhdesatın tespiti davasında, davacı yapıların kendisine ait olduğunu belirterek, davalının da taksim anlaşmasına göre bu yapıları davacıya bıraktığını iddia etmiştir. Mahkeme, dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda yapıların davacıya ait olduğunu tespit etmiş ve davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda Yargıtay, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilse de, davalının cevap dilekçesinde yapıların davacıya ait olduğunu kabul ettiği göz önüne alınarak, yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği sonucuna varmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TMK mad.684/1, mad.718, mad. 722, mad.724, mad.729, HMK mad.312/2, ve HUMK mad.428.
8. Hukuk Dairesi         2016/1074 E.  ,  2018/19506 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, davacı ile davalının ...... olduğunu, ortaklığın giderilmesi davasına konu olan 590 parsel sayılı taşınmazda ½’şer hissedar olduklarını belirterek, 590 parsel içinde yer alan 2 katlı ......... ve işçi evinin davacıya ait olduğunun tespitine; eski ......... evi, davalının ikamet ettiği ......... 2 adet dükkan ve 2 adet dut ağacının da murisleri tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı asil cevabında, 1992 yılında aralarında yaptıkları taksime göre; 2 katlı ......... ve işçi evinin davacıya düşen yerde kaldığını, muristen kalan ......, 2 iş yeri, ardiyenin davalıya düştüğünü ancak taşınmaza 12 adet ......, 6-7 adet ...... ve 3 adet dut ağacı diktiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; ‘‘davanın kabulüne, 1- Dava konusu ... ili ... ilçesi ...... mahallesinde bulunan, tapunun 590 parsel nosunda kayıtlı taşınmazda yer alan dosya kapsamındaki fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A), ( B) ve (C) harfleri ile gösterilen işçi evi, iki katlı ev ve tek katlı ...... ile dosya kapsamındaki 08/10/2015 tarihli olup inşaat ve ... mühendislerince hazırlanan müşterek imzalı raporda cins ve adetleri belirtilen ...... (23 adet), erik (1 adet), şeftali (1 adet), nar ( 6 adet), harnup (1 adet), çam (1 adet) ağaçların davacıya aidiyetinin tespitine, 2- Karar tarihi itibari ile kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve alınması gerekli 8.645,31 TL harcın peşin yatırılan 256,20 TL ve ıslah harcı olan 2.595,00 TL "den mahsup edilerek bakiye 5.794,11 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3- Davacı tarafından iş bu dava için sarf edilen 25,20TL başvurma harcı, 7 davetiye gideri 65,00TL, keşif harcı, 195,40TL, araç ücreti 150,00 TL, bilirkişi ücreti 680,00 TL, 256,20 TL peşin ve 2.595,00 TL ıslah harcı toplamından oluşan 3966,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, 4- Davacı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ...... ve kabul edilen dava değeri üzerinden hesap ve takdir edilen 12.524,80 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,’’ karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
    Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad.718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi ...... Hukuku"nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
    Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
    Somut olaya gelince; dava konusu 3740 m2 yüzölçümündeki 590 parsel sayılı taşınmazda davacının 17/32 hisse, davalının ise 15/32 hisse sahibi olduğu anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde, 590 parsel üzerinde bulunan yapıların kendisine aidiyetine karar verilmesini istemiş, davalı da cevap dilekçesinde, dava konusu yapılan yapıların taksim anlaşmasına göre davacıya düşen tarafta kaldığını beyan ederek herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Sonuç itibariyle, davalı cevap dilekçesinde dava konusu yapılan yapıların davacıya aidiyetini kabul ettiğinden, başka bir anlatımla HMK’nin 312/2 maddesi uyarınca davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi