
Esas No: 2013/3145
Karar No: 2013/7799
Karar Tarihi: 21.05.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/3145 Esas 2013/7799 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.08.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.05.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, paydaş olduğu 260 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını davalıların eşit paylı olarak satış yoluyla 15.02.2011 tarihinde 100.000 TL bedel ile edindiklerini, önalım hakkını engellemek için taşınmazın değerinin yüksek gösterildiğini ileri sürerek dava konusu payın tapu kaydının iptali ile 65.000 TL bedel karşılığında adına tescilini istemiştir.
Davalılar, taşınmazın iyiniyetli olmayan davacının bilgisiyle edinildiğini, taşınmazda rıza-i taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazda fiili taksim bulunmadığı ve önalım hakkının koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 260 parsel sayılı taşınmazın bahçeli kargir ev niteliği ile tapuda kayıtlı olduğu, 1/2 payın davacı; 1/4"er payların da davalılar adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalıların bu payları dava dışı ...’dan 15.02.2011 tarihinde tapudan devraldıkları görülmektedir. 08.07.2012 günlü bilirkişi raporunda, iki katlı olan dava konusu taşınmazın zemin katının kahvehane, üst katının da mesken olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Davacı asil 09.02.2012 günlü celsedeki beyanında, on yıl önce üst katı dava dışı ..."nın, alt katı da kendilerinin kullanmak amacıyla satın aldıklarını, ...’nın payını satıncaya kadar da bu şekilde kullanıldığını belirtmiştir.
Görülüyor ki, pay devrini yapan ... ile davacı arasında fiili bir paylaşım bulunmaktadır. Dolayısıyla davalılar dava konusu taşınmazdan bu fiili paylaşıma uygun olarak pay edinmişlerdir. Paylı taşınmazın paydaşlar arasında kullanım biçimi belirlenmiş olup her paydaş payına ilişkin belli bir yeri kullandığı sırada paydaşlardan birinin kendine ayrılan yeri göstererek tapuda payını üçüncü bir kişiye satması durumunda, öbür paydaşların alıcıya karşı önalım hakkını ileri sürmeleri TMK’nun 2. maddesi hükmüne aykırılık oluşturur. Davaya konu olayda da fiili paylaşım kanıtlandığından mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.