
Esas No: 2013/6150
Karar No: 2013/7889
Karar Tarihi: 23.05.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/6150 Esas 2013/7889 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.07.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, davalının 4 no"lu bağımsız bölümünden 2 no"lu bağımsız bölümüne su aktığını, dairenin ve içerisindeki eşyaların kullanılamaz hale geldiğini belirterek 8.125,39 TL zararının giderilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının taşınmazında meydana gelen zararın kendi taşınmazının sıhhi tesisatından kaynaklanmadığını, delil tespitini ve bu tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunu kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 8.125,39 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.
Mahkemece, dava tarihinden önce ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/47 D. iş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucu ibraz edilen rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Ancak tespit kararı ve bilirkişi raporu aleyhine tespit istenen davalıya tebliğ edilmemiş ve davalı tarafından yokluğunda yapılan tespite ve bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de yargılama esnasında keşif yapılmadan karar verilmiştir. Bu şekilde kurulacak hüküm ile davalının savunma hakkı kısıtlanmış olacağından mahkemece, uzman bilirkişiler aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak ve bilirkişilerden yeniden rapor alınarak meydana gelen zararın davalının bağımsız bölümünden kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve miktarı kesin bir biçimde belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.