Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1259
Karar No: 2022/1542
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1259 Esas 2022/1542 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2022/1259 E.  ,  2022/1542 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : TCK’nın 85/2, 62/1 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dairemizce verilen 02.11.2021 gün ve 2021/3177 E.- 2021/7495 K. sayılı karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle, 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesine 02/07/2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesine eklenen 3. fıkra uyarınca itiraz konusu değerlendirildi;
    Sanık ... hakkında hakkında Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/01/2016 gün ve 2014/26 esas, 2016/35 sayılı kararı ile sanığın taksirle öldürme suçundan TCK'nın 85/2, 62/1 maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün süresi içinde sanık müdafii, katılan ... vekili ile katılan ... tarafından temyiz edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14/06/2021 tarihli tebliğname ile katılan ...’nin temyiz talebinin süresinde olmadığından REDDİ, diğer temyiz talepleri yönünden ise sanık hakkında asgari hadden çok fazla uzaklaşılarak ceza tayini ve TCK'nın 50/1 maddesindeki gerekçelerin soyut şekilde sıralanması suretiyle sanık hakkında verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi sebebiyle BOZULMASI, talebi üzerine Dairemizce yapılan temyiz inceleme neticesinde katılan ... yönünden süresinde olmayan temyiz talebinin reddiyle, hükmün onanmasına karar verildiği; ancak karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.12.2021 tarihli yazıları ile “ 1-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failinkusuru, suçun işleniş biçimi ile meydana gelen tehlikenin ağırlığı nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, bir kişinin ölümü, kesin raporu olmamakla birlikte geçici raporuna göre hayati tehlike geçirecek şekilde katılan Hilalin yaralanmasına sebebiyet verdiği anlaşılan sanık hakkında asgari hadden çok fazla uzaklaşılarak ceza tayin edildiği değerlendirilmiştir. 30.10. 2010 tarihinde saat 16.15 sıralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sınırları içersinde kalan dört yönlü dönel kavşakta meydana gelen kazanın hemen akabinde tanzim edilen kaza tespit tutanağında, kazaya karışan hakkında TCK 22/6 uygulanan katılan sanık ...'ya 2918 sayılı KTK'nın 84 maddesinde asli kusur sayılan "kavşaklarda geçiş önceliğine uymama" kuralını ihlal ettğinden asli kusur, kazaya karışan kamyon sürücüsü sanık ...'ın ise " kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmama" kuralını ihlal ettiğinden tali kusur, yol yapım çalışmasına dair bir işaretlemenin bulunmamasına da kusur atfedildiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan Adil Tıp Kurumu Trafik ihtisas Dairesinin 02.03.2015 tarih ve 2015/1418/538 sayılı raporunda katılan sanık ...'ya atfedilen 2918 sayılı KTK'nuna göre aslu kusur sayılan "kavşaklarda geçiş önceliğine uymama" eylemi dikkat ve özen yükümlülüğüne uymama olarak nitelendirme ile tali kusura, yolun yapım, bakım ve denetlenmesinden sorumlu sanık ...'a atfedilen kusur da yeterli gerekçe gösterilmeden ve irdelenmeden asli kusura dönüştürülmüştür. Böylelikle ölümlü ve birden fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumuna doğrudan etkili olan yukarıda açıklanan kusurlu eylemlerden sorumlu katılan sanık ... hakkında şahsi cezasızlık nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına, sanık ...'ın ise atfedilen tali kusuru nedeniyle hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken, kazanın oluşumunda dolaylı, ihmali, kollektif, kurumsal, idari tahkikat yapılması halinde bağlı birimde kendisinden başaka birden fazla kamu görevlisinin de muhtemel ihmali sorumluluklarının tamamının ve sanıklar ... ve ...'a yüklenen doğrudan etkili olan kusurlu eylemlerin sonucunu, anılan kavşağın yapımından sorumlu gösterilen büyükşehir belediyesinin fen işlerinde mühendis olarak görevli sanık ...'a yüklenmesi neticesini doğurur şekilde asli kusurlu sayılarak dört yıl iki ay hapis cezasına hükmedilmesi hak ve nesafet duygusunu zedeler mahiyette değerlendirilmiştir. Dosya kapsamına göre suça konu kavşağın inşaası sırasında trafik akışının yönlendirilmesi ile ilgili kusurlu eylemlerin bulunduğunun anlaşılması karşısında, inşaadan sorumlu sanığın uzmanlık gerektiren trafik yönlendirmesine ve işaretlendirilmesinden kaynaklı kusurlu eylemlerin sonucunun da fazladan yüklenmesine neden olacağı düşünülmüştür. Açıklanan gerekçeler ile sanık ...' a atfedilen kusurlu eylemlerin tali kusur addedilerek işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği kanaati hasıl olmuştur.
    2-)Herhangi bir suçtan sabıkası olmayan sanığın atılı suçun işlenmesinde kusurlu kabul edilse de, suçun işlenmesi bakımından sanık açısından olumsuzluk yaratacak bir özelliğin bulunmadığı gibi sanığın sosyal ve ekonomik durumunun tespit edilmemiş olmasıyla birlikte sanığın beyan ettiği ekonomik durumunun verilen cezanın paraya çevrilmesinde ne gibi olumsuzluk yarattığının belirtilmediği anlaşılmakla; TCK'nın 50/1. maddesindeki gerekçelerin soyut şekilde sıralanması suretiyle sanık hakkında verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yasaya aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmiştir” gerekçesiyle itiraz edildiği anlaşılmakla;
    Gereği düşünüldü:
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Dairemizin 02.11.2021 gün ve 2021/3177 E.- 2021/7495 K. sayılı red ve onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii, katılan ... vekili ve katılan ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    (I) Katılan ...’nın temyiz talebine yönelik yapılan incelemede;
    Katılanın yokluğunda verilen kararın kendisine 04/05/2021 günü tebliğ edilmesinin ardından katılanın, kararı CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 27/05/2021 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE,
    (II)Sanık müdafii ile katılan ... vekilinin temyiz talebinin incelenmesine gelince;
    Her ne kadar katılan vekilinin 27.05.2021 havale tarihli dilekçesinin başlık kısmında tebliğnameye yönelik cevap dilekçesi olduğundan bahsedilmiş ise de; dilekçenin sonuç kısmında kararın sanık aleyhine bozulmasının talep edildiği ve temyiz dilekçesinin katılana 21.05.2021 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra 7 günlük temyiz süresi içerisinde dilekçe sunulduğu anlaşıldığından, katılan vekilinin dilekçesinin temyiz talebi kabul edilerek yapılan incelemede,
    Dosya içeriğine göre, katılan ...’ın idaresindeki araçla gündüzün meskun mahaldeki bölünmüş yoldan seyri sırasında kaza mahalli olan dört yönlü dönel kavşaktan sola dönmek suretiyle bölünmüş yolun diğer istikametine gitmek istediği ancak; yol yapım çalışması nedeniyle bölünmüş yolun katılanın dönmek istediği kısmının henüz inşa aşamasında olduğu ve bölünmüş yapımı tamamlanan kısmından tarfiğin çift yönlü olarak sağlandığı ve buna dair bir işaretlemenin de bulunmaması nedeniyle ada etrafından sola dönemeyeceğini anlayan katılanın, yol içinde bir anlık tereddüt yaşaması nedeniyle duraksadığı, bu sırada yol üzerinde solundan düz şekilde seyrederek kavşağa giren hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık ... idaresindeki kamyonun 17 metre fren iziyle kendisine solundan çarpması sonucu aracında bulunan oğlunun hayatını kaybettiği, geçici raporlarına göre kendisinin kot kırıkları olacak ve hayati tehlike geçirecek, eşi olan katılan ...’nin ise hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde yol yapım işleri şube müdürü olarak görev yapan sanık ...’ın yol yapımı sebebiyle çift yönlü olarak kullanılan bölünmüş yola dair işaretlemelerin bulunmaması sebebiyle asli kusurlu olduğu olayda, mahkemenin ceza miktarı bakımından takdirinde isabetsizlik görülmemiş olup;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin, sanığın kusursuz olduğuna, katılan ... vekilinin ise; cezanın az olduğuna yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
    5237 sayılı TCK'nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, kendisi ve müdafii aracılığıyla lehe hükümlerin uygulanması yönünde talepte bulunan, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz tutum ve davranışı bulunmayan bu sebeple hakkında TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim yapılan, sosyal ekonomik durum araştırması yapılmayan sanık hakkında “Olayın meydana geliş şekli ve meydana gelen zararın ağırlığı ile sanığın kusur durumu ve mağdurların şikayetleri dikkate alınarak sanığa verilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine takdiren yer olmadığına” şeklindeki dosya kapsamıyla uyuşmayan gerekçe ile, sanık hakkında TCK'nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK'nın 50/1-a maddesinde belirtilen paraya çevirme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi