8. Hukuk Dairesi 2016/18381 E. , 2018/19598 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... Öğütcen vekili, davalı adına Alternatifbank bünyesinde bulunan 17.000 TL, Trabzon 2 nolu Beşirli mahallesindeki 4 dönüm fındık bahçesi, ,,,,,,,, 1586 parselde bulunan taşınmaz ve ev eşyaları üzerine tedbir talebi ile birlikte taşınmazların gerek aynından gerekse elde edilen bedelden kaynaklanan katılma alacağı olarak şimdilik 10.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ,,,,,,,, Öğütcen vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; ön inceleme duruşmasında davacı tarafa delillerini bildirmesi için kesin süre verildiği, kesin süre içinde delillerini bildirmediği bu nedenle davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 225.maddesine göre; ,,,,,,,, rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir ,,,,,,,, rejiminin kabulüyle, mahkemece ,,,,,,,,ya, evliliğin iptaline veya ,,,,,,,, ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, ,,,,,,,, rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.Yargıtay"ın ve Dairemizin uygula,,,,,,,,arına göre, ,,,,,,,, rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki ,,,,,,,, rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki ,,,,,,,, rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da ,,,,,,,, rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. ,,,,,,,, rejiminin sona ermesi, ,,,,,,,, rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur. ,,,,,,,, rejimini sona erdiren ,,,,,,,, davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 sayılı HMK mad. 30) bekletici mesele yapıl,,,,,,,,ıdır.
Yukarıda yapılan açıkla,,,,,,,,ar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tarafların ,,,,,,,,sına ilişkin davanın 24.04.2014 tarihinde açıldığı, 24.03.2016 tarihinde tarafların boşan,,,,,,,,arına ilişkin verilen kararın, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 15.05.2018 tarihli ilamı ile onandığı, onama kararına karşı davalı vekilince süresinde karar düzeltme talebinde bulunulduğu, bu talepten 06.07.2018 tarihinde feragat edildiği, kararın 10.09.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eşler arasındaki ,,,,,,,, rejimi de evliliğin sona ermesi koşuluyla, ,,,,,,,, dava tarihinden geçerli olarak sona ermiştir (TMK mad. 225/2). ,,,,,,,, rejiminin tasfiyesine yönelik açılan eldeki davada hüküm, 15.09.2015 tarihinde verilmiş olup UYAP"tan alınan, dosya içinde yer almayan ,,,,,,,, ilamına göre, hükmün verildiği tarihte ,,,,,,,, davasının derdest olduğu anlaşıldığından, bekletici mesele yapılması gerekirken esasa ilişkin delillere yönelik araştırma yapılması doğru olmamıştır
Bunun dışında Mahkemece, 12.05.2015 tarihli celsede; ""Taraflara tüm delillerini iki hafta içerisinde sunmak, getirtilecek belge/evrak varsa bunların getirtilmesini sağlamak ve davalı tarafa 200,00 TL delil / gider avansını yatırmak üzere kesin mehil verilmesine, davacı tarafın masraflarının yatırmış olduğu gider avansından karşılanmasına, davalı tarafın masraflarının ise yatıracağı delil / gider avansından karşılanmasına, HMK"nin 94. ve 140. maddeleri gereğince kesin mehilin sonuçlarının hatırlatılmasına, tanık dinletme talebinden vazgeçmiş sayılacağının ve dosya kapsamına göre karar verileceğinin ihtarına, (İhtar edildi.)"" şeklinde ara kararı kurulmuştur. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sun,,,,,,,,arı veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yap,,,,,,,,arı için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir. (HMK mad. 140/5) Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere taraflara dilekçelerinde dayandıkları delillerle ilgili açıklama yapmak veya yine dilekçelerinde gösterdikleri fakat dosyaya sunmadıkları belgeleri dosyaya sun,,,,,,,,arı için kesin süre verilir. Kesin süreye uymamanın müeyyidesi , o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesidir. Bunun anlamı, taraflar kesin süre içinde gerekli belge ve açıkla,,,,,,,,arı dosyaya sunmadıkları takdirde, dilekçelerinde bildirilen deliller var ise bunların toplanması suretiyle davanın esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğidir. Zira taraflar dava veya cevap dilekçeleri ile de tüm delillerini bildirebilir.Somut olayda , davacı vekilinin dava dilekçesinde delillerini bildirmiş olması karşısında, HMK"nin 140/5 maddesine aykırı olarak delil bildirmesi için davacı tarafa kesin süre verilmesi ve bunun sonucunda davanın reddedilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 388/4. (HMK madde 297/ç) ve 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.