
Esas No: 2015/38665
Karar No: 2018/3314
Karar Tarihi: 20.03.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/38665 Esas 2018/3314 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalının açmak istediği etüd merkezi için borç istediğini, kendisine elden ve banka kanalı ile ödeme yaptığını, davalının email adresinden göndermiş olduğu maillerin bu iddiasını doğruladığını, borç ödenmeyince davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptalini ile davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya borcu olmadığını, tanık dinlenmesine muvafakat etmediğini, davacının, kabul etmediği e-postayı delil başlangıcı olarak kullanmak suretiyle yalan tanık beyanları ile kendisini mağdur etmeye çalıştığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davalının ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2013/2156 sayılı takip dosyasında ödeme emrine yapmış olduğu itirazın 37.500,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, bu miktar yönünden icra takibinin devamına, 37.500,00 TL asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, işlemiş faize yönelik itirazların iptaline ilişkin talebin reddine, asıl alacağın % 20" si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarça temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki davada, davalıya borç olarak verdiği paranın tahsili için başlatın icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, davacı tarafa borcu olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından davalıya gönderilen havale dekontu HMK"nun 199. maddesinde belirtilen belgelerden kabul edilmiş ve aynı yasanın 202.maddesi gereğince delil başlangıcı bulunmasına göre davacı tarafın tanıklarının dinlenmesi yoluna gidilmiştir. Davacının dayandığı banka dekontlarında paranın davalıya ödünç olarak verildiğine dair bir açıklama bulunmamaktadır. Banka dekontunda paranın davalıya borç olarak verildiği yazılı olmadığından bu paranın davalıya borç olarak verildiği kabul edilemez. Davacının dayandığı banka dekontları yazılı delil başlangıcı niteliğinde de değildir. Bu durumda olayda miktar itibariyle tanık dinlenemez ve tanık beyanlarına dayalı olarak hüküm tesis edilemez. Davacı, davalı hesabına yatırdığı paranın borç verildiğine ilişkin iddiasını yasal deliller ile ispatlayamamış ise de, dava dilekçesinde açıkça “yemin” deliline de dayandığı anlaşıldığından davacıya yemin hakkı hatırlatılarak neticesine göre dava ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 640,40 TL harcın istek halinde davalıya, 27,70 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.