
Esas No: 2013/6622
Karar No: 2013/8118
Karar Tarihi: 28.05.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/6622 Esas 2013/8118 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.05.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, paydaşı bulunduğu 11 parsel sayılı taşınmazda diğer pay sahiplerinden Nuran Çiğdem"in 1/4 payını 07.07.2011 tarihinde davalıya sattığını beyan ederek önalım nedeniyle bu payın iptali ile kendi adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, gerçek bir satışın bulunmadığını, taşınmazda fiili taksim olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmişlerdir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü kişiye satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından davanın reddi gerekir. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 günlü ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Böyle bir durumda savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde önalım hakkına konu olan payın bulunduğu parsel üzerindeki binanın paydaşlarca rızaen taksim edildiğini ve paydaşların ayrı ayrı yerleri kullandıklarını belirtmiştir. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde de dava konusu taşınmaz üzerinde her paydaşa bir daire düşecek şekilde yapı olduğu bildirilmiştir. Fiili taksim iddiaları re"sen araştırılacak hususlar olması nedeniyle bu iddialar üzerinde durulmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 28.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.