
Esas No: 2021/4989
Karar No: 2022/1304
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4989 Esas 2022/1304 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sanık taksirle yaralama suçundan mahkum edilmiştir. Yargılama sonucunda, sanığın emniyet şeridinde dörtlüleri yanar vaziyette park halinde bulunan aracı gören müştekinin, geçiş istikametini kapatarak asli kusuruyla kazanın meydana gelmesi sonucu yaralandığı ve müştekinin iyileşmesinin mümkün olmadığı belirlenmiştir. Mahkeme, TCK'nın 89/1, 89/3-a-b-c, 22/3 maddelerine dayanarak sanığın mahkumiyetine hüküm vermiştir.
TCK'nın 89/1 maddesi, taksirle suç işleyen kişilerin cezalandırılacağını belirtir. TCK'nın 89/3-a-b-c maddeleri ise, taksirle yaralama suçu işlendiğinde artırımlı cezaların uygulanacağını düzenler. Son olarak TCK'nın 22/3 maddesi, suçun işleniş şekline göre ceza miktarında artırım yapılmasını öngörür.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK'nın 89/1, 89/3-a-b-c, 22/3 maddeleri gereği mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251.maddenin 1. fıkrasında yer alan ''Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir'' şeklindeki düzenlemeye göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı, bozma ilamından sonra yapılan yargılamada mahkemece genel hükümlere göre yargılamaya devam edilip karar verildiği gözetildiğinde mahkemenin uygulama yapılmayacağına ilişkin takdirinin olduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki bu hususta bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Dairemizce verilen 03/07/2019 gün ve 2019/7051 esas- 2020/5335 karar sayılı karara Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından direnilmesi üzerine, direnme hükmünün incelenmesi için Dairemize gönderilmekle; dosya yeniden incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarihli, 2013/50 esas, 2013/525 sayılı kararına ve süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak suretiyle verilen karar; özde direnme niteliğinde olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay'ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir. Dairemizin bozma ilamından sonra yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda önceki uygulama aynen benimsenmiş ise de; yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulmasından ve bozma kararında belirtilen hususların tartışılmasından dolayı yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, direnme kararının eylemli uyma olarak kabulü ile hükmü temyizen inceleme görevinin Dairemize ait olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Sanığın eylemi neticesinde, müştekinin iyileşmesi olanağı bulunmayacak, organlarından birinin yitirilmesi ve konuşma yeteneğini kaybedecek şekilde yaralandığı olayda, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulurken, 5237 sayılı TCK'nın 61/2. maddesi gereğince temel cezadan sonra ilk olarak bilinçli taksir nedeniyle artırım yapılması gerekirken, hataya düşülerek 5237 sayılı TCK'nın 89/3-a-b-c maddesi gereğince artırım yapıldıktan sonra, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması, sonuç cezaya etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Aralarında sanığın ve müştekinin bulunduğu üç kişinin idarelerindeki motosikletlerle, gece vakti, meskun mahal dışı, aydınlatmanın bulunduğu, emniyet şeridiyle beraber dört şeritten oluşan otobanda birbirleriyle yarış halinde seyrederlerken, araçların zaman zaman sağından ve solundan geçmek, sıklıkla zigzag çizmek, birden fazla kez şerit ihlali yapmak ve yatar vaziyette araç kullanmak suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye düşürdükleri, yarışın sonuna doğru müştekinin emniyet şeridinde, sanığın en sağ şeritte seyri esnasında, emniyet şeridinde dörtlüleri yanar vaziyette park halinde bulunan aracı gördükleri, müştekinin, bulunduğu şeritte geçecek yer olmayınca yolun en sağ şeridine, gidiş yönüne doğru sola manevra yaptığı sırada, sanığın, müştekinin geçiş istikametini kapatarak asli kusuruyla kazanın meydana gelmesi ile müştekinin iyileşmesi olanağı bulunmayacak, organlarından birinin yitirilmesi niteliğinde ve konuşma yeteneğini kaybedecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Bozma ilamından sonra yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine, kararın hukuka ve usule aykırılık taşıdığına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.