16. Hukuk Dairesi 2013/7953 E. , 2013/8065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Karbastı Köyü çalışma alanında bulunan 253 ada 16 parsel sayılı 1115.79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen ve taksimen intikal ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazın kendisine murisinden intikal ettiği ve zilyet bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişme konusu 253 ada 16 sayılı parselin davalı adına kayıtlı tapusunun iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli değildir. Taşınmaza ilişkin davalarda tanıkların taşınmaz başında dinlenmesi gerektiği halde tanıklar duruşmada dinlenmiş, keşifteki dinlenen yerel bilirkişi ve tespit bilirkişileri taşınmazı davacının öncesinde de babasının 25-30 yıldır zilyetliğinde bulunduğunu beyan etmişler, duruşmada dinlenen davalı tanıkları ise taşınmazın davacı ve davalıya ait ve ortak olduğunu müşterek kullandıklarını davalı Mersin"de yaşadığından belli dönemlerde gelip taşınmazdaki cevizleri topladığını haber vermişlerdir. Beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilmemiş olması nedeniyle taşınmazın kime ait olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin kime ait bulunduğu, kimden kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazda kimin zilyet bulunduğu ve süresi tam olarak ortaya konulmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
12.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.