
Esas No: 2018/2848
Karar No: 2021/1491
Karar Tarihi: 17.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2848 Esas 2021/1491 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2848 Esas
KARAR NO: 2021/1491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/07/2018
NUMARASI: 2015/861 Esas, 2018/714 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında ... no.lu ve 17.10.2014 tarihli "Katılım Sözleşmesi" başlıkla sözleşme imzalandığını, müvekkili tarafından 12-13-14 Aralık 2014 tarihlerinde organize edilecek fuar için davalının peşinat ödemesi gerektiğini, fakat davalı şirketin ödemeyi yapmadığını, bu konuya ilişkin yapılan görüşmelerden sonuç alıhamadığını, 10.11.2014 tarihinde davalı şirketin faks mesajı ile fuara katılmayacaklarına dair iptal iradesini beyan ettiğini, sözleşmenin 6.1 ve 14.3 maddeleri gereğince davalının ödemekle yükümlü olduğu tutarın, sözleşme bedelinin %70 + KDV'si olduğunu, buna ilişkin faturanın Kadıköy ... Noterliğinin 18.11.2014 tarih ve ... Yevm. No.lu ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle davalı aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın da hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacı tarafın göndermiş olduğu ihtarnameye karşı Beyoğlu ... Noterliğince tanzim 08.12.2014 tarih ve ... Yevm. No.lu ihtarnameyi gönderdiklerini, faturanın iade edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 365 gereğince anonim şirketin yönetim kurulu tarafından idare ve temsil olunabileceğini, m. 367/2'ye göre de idare hak ve yetkilerin yönetim kurulu tarafından kullanılabileceğini, m.371'de şirket adına hukuki işlem yapma yetkisinin şirket yetkililerine ait olduğunu, m. 673/1'de yönetim kurulunun temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretinin, tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline verilmesi gerektiğini, karar gereğince yönetim kurulu üyelerine imza sirküleri verildiğini, bir sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı kabul edilmesi için şirket yetkilileri tarafından imzalanması gerektiğini, yetkisiz olarak yapılan hukuki işlemin hukuksal olarak geçersiz olduğunu ve şirketi bağlamayacağını, 17.10.2014 tarihli "Katılım Sözleşmesi"nin müvekkili şirket yetkilileri tarafından imzalanmadığını, sözleşmeye onay/rıza gösterilmediğini, dolayısıyla sözleşmenin müvekkili şirket açısından bağlayıcı olmadığını, bu durumun davacı şirkete de bildirildiğini, açıklanan nedenlerle sözleşme ve icra takibine konu faturadan dolayı müvekkili şirkete ait herhangi bir sorumluluğun, ifası gereken bir borcun bulunmadığını, icra takibine itirazın haklı olduğunu, sözleşmeye müvekkili şirketçe onay verilmiş olsa dahi, davacı tarafından onun lehine ve tek taraflı olarak hazırlanan matbu sözleşmenin küçük puntolarla yazıldığını, sözleşmenin ve cezai şartın geçersiz olduğunu, ayrıca fuarın açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı cevaba cevap dilekçesinde; davalının savunmasının gerçeği yansıtmadığını, sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olduğunu, davalı şirketin sözleşmeden habersiz olduğuna dair savunmasının yerinde olmadığını, davalı tarafla görüşmelerin davalı şirketin pazarlama müdürü ... vasıtasıyla yapıldığını, buna ilişkin e-maillerin sunulduğunu, davalı şirketin genel müdürü olan ...'ye de e-maillerin gönderilerek haberdar edildiğini, ...'nin bu süreçte herhangi bir itirazının bulunmadığını, davalı şirketin 10.11.2014 tarihinde göndermiş olduğu faksta "06.11.2014 tarihinde yapılacak olan fuara katılmayacaklarına ilişkin iptal beyanını" açıkladığını, bu durumda, davalının sözleşmeyi bildiği ve sözleşmeye icazet verdiğinin açık göstergesi olduğunu, ayrıca şirket yetkilisi ... tarafından müvekkili şirket genel müdürü ...'ya gönderdiği 05.11.2014 tarihli mailin içeriğinde de, davalı şirketin sözleşmeden haberdar olduğu ve sözleşmeye onay verdiğinin açıkça anlaşıldığını, sözleşmede şirket kaşesinin bulunduğunu, sözleşmeye konu fuarın 12-13-14 Aralık 2014 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; davalı şirketin yetkilisi ...'nin bilgisi dahilinde sözleşmenin şirket çalışanı ... tarafından imzalandığı, fuarın belirtilen tarihlerde gerçekleştiği, davalının sözleşmeyi 06/11/2014 tarihinde fesih ettiği, bu belgenin davacıya ulaştırıldığı, bu sebeple sözleşmenin 14/3.maddesi gereğince sözleşme bedelinin %70'inin ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, Kararın salt bilirkişi raporuna dayanılarak verildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından gönderilen faturanın müvekkili şirketçe iade edildiğini, anonim şirketlerde yetkili temsilci tarafından hukuki işlemlerin yapılması gerektiğini, aksi takdirde sözleşmenin bağlayıcı nitelikte olmayacağını, müvekkili şirketçe sözleşmeye onay verilmediğini, bu durumun davacı şirkete bildirildiğini, sözleşmeye müvekkili şirketçe onay verilmiş olsa dahi, davacı tarafından onun lehine ve tek taraflı olarak hazırlanan matbu sözleşmenin küçük puntolarla yazılı ve kasıt içerdiğini, sözleşmenin geçerli olamayacağını, cezai şartın da geçersiz olduğunu iddia ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmeyi, fuarın yapılacağı tarihten yaklaşık bir ay önce feshettiği, sözleşmenin ilgili maddelerine dayanarak davacı tarafından fatura düzenlendiği, faturada belirtilen miktarın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; sözleşmenin yetkili temsilciler tarafından imzalanıp imzalanmadığı, sözleşmenin geçerli olup olmadığı, fuara katılmayan davalının sözleşmede belirtilen fuar katılım ücretinin %70'ini ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyadaki 06.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı ticari defterlerinin hukuka ve usulüne uygun tutulduğunu, iadeye konu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının ticari defterlerinde yer almadığını, ...'nin şirket yetkilisi, ...'nün ise şirket çalışanı olduğunu, e-postaların içeriği ve akışından ...'nin sözleşmeden haberinin ve bilgisinin olduğunu, ancak sözleşmenin yapılmasına karşı çıkmadığını, bu durumda yetkisiz temsil bulunmadığını dair kanaatini belirtmiştir. 6102 s. Türk Ticaret Kanunu m. 365'e göre, anonim şirketler yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Celp edilen Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre, şirket yetkilileri arasında ... bulunmaktadır. Sözleşmede imzası bulunan ... isimli kişinin ise davalı şirketin yetkilileri arasında yer aldığına dair bir kayda rastlanmamıştır. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu m. 46/1'e göre "Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar." Ancak bu onama açık olabileceği gibi örtülü de olabilecektir. O halde, davalı şirket yetkilisi ...'nin şirket çalışanı ... tarafından imzalanan sözleşmeye rıza gösterip göstermediği irdelenmelidir. Tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin çalışanı ...'nün 17.10.2014 tarihli "Katılım Sözleşmesi" başlıklı sözleşmede "Pazarlama Müdürü" olarak imzasının bulunduğu, sözleşmenin altında davalı şirket kaşesinin yer aldığı, taraflar arasındaki elektronik yazışmalar ve postalar incelendiğinde, ...'nün göndermiş olduğu maillere davalı şirket yetkilisi ...'nin bilgi alan sıfatıyla ekli olduğu, davacı şirket tarafından "önceki yazışmanızda belirtmiş olduğu halde bugün 10.11.2014 tarihi itibariyle iptal talebiniz halihazırda tarafımıza ulaşmamıştır. %100 ödeme cezalı duruma düşmemek için ya iptal yazınızı ya da katılıma devam edecekseniz ödemenizi yapmak üzere sözleşmede yer alan tutarda çeki tarafımıza iletmenizi" yazılı e-mailin gönderilmiş olduğu, ... tarafından gönderilen 05/11/2014 - 06.06 PM tarihli e-mailde "iptal ile ilgili olarak yazılı beyanımızı kaşe ve imzalı olarak fax ve posta yolu ile tarafınıza yarın göndereceğiz. Ancak, bu iptal için size herhangi bir ödeme yapmayacağız. Katılmamız için almak istediğiniz çek, tutarında süresiz banka teminat mektubu verilmek koşulu ile verilebilir. Aksi halde, yasal süreci hemen başlatabilirsiniz." beyanlarının bulunduğu, 06.11.2014 tarihli fax gönderisinde, fuara katılınmayacağına ilişkin beyanın davacı şirket yetkilisi ... muhatap gösterilerek ... imzasıyla gönderildiği, dolayısıyla davalı şirket yetkilisi ...'nin sözleşmeden haberdar olduğu, sözleşmeyi inkar etmediği, aksine iptal ile ilgili postanın gönderileceğini beyan ettiği, daha sonra iptal beyanını içeren dilekçeyi fax yolu ile gönderdiği, bu suretle de sözleşmeye onay verdiği hususları nazara alındığında, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli ve davalı şirketi bağlayıcı nitelikte olduğu, diğer bir ifade ile sözleşmeye onay verdiği, davacının sözleşmenin küçük puntolarla ve tek taraflı olarak hazırlanmış olmasının sözleşmeyi geçersiz kıldığı iddiasının ticaret hukukunda tacirlerin basiretli bir iş insanı gibi hareket etmesi ilkesi ile bağdaşmayacağı ve bu sebeple kabul edilebilir olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca, sözleşmenin 14.3 maddesinde, fuarın r açılış tarihine göre, sözleşmenin 30-60 gün içerisinde iptali halinde, sözleşme bedelinin %70'i oranında ödeneceğinin hüküm altına alındığı, sözleşmede fuarın açılış tarihinin 12.12.2014 olarak belirlendiğini, davalı tarafından iptale ilişkin faksın ise 06/11/2014 tarihinde fuardan yaklaşık bir ay önce gönderildiği, dolayısıyla davacı şirketin 2.832,00 Euro'nun %70'i olan 1.982,40 Euro ödemesi gerektiği, takibe konu faturanın dosya içeriğine ve sözleşme maddelerine uygun olarak düzenlendiği, alacak miktarında hukuka aykırılık olmadığı, yukarıda ki açıklamalar kapsamında davacının davasında haklı olduğu ve davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin HMK'nin 353/1.b.1 bendi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/861 Esas, 2018/714 Karar ve 04/07/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 97,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 37,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 3- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/12/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.