Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/222
Karar No: 2017/274
Karar Tarihi: 15.02.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/222 Esas 2017/274 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/222 E.  ,  2017/274 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 9. İş Mahkemesince davanın fazla çalışma ücreti alacağı yönünden reddine; prim ücreti alacağı ve yıllık ücretli izin alacağı yönünden ise kısmen kabulüne dair verilen 13.02.2013 gün ve 2011/732 E., 2013/52 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin 04/06/2014 gün ve 2014/13692 E.,2014/15855 K. sayılı kararı ile;
    (…Davacı vekili; davacının davalıya ait işyerinde Mayıs 1999-11.07.2011 tarihleri arasında satış müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, son altı aya ait primlerinin ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, prim alacağı, fazla mesai ücreti ve yılık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili; davacının satış personeli olduğunu, fazla mesai iddiasının gerçeğe uygun olmadığını, izinlerini kullandığını, hak kazandığı prim alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının 03.05.1999 - 01.03.2000 ve 07.12.2000 - 15.07.2011 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde net 2.000,00 TL ücretle çalıştığı,haftalık yasal 45 saat olan çalışma süresini aşacak şekilde çalıştığı iddiasını ispat edemediği, yapılan satışlara bağlı olarak prim ücreti aldığı, son 6 aya ilişkin prim ücretlerinin ödendiğinin ve yıllık ücretli izinlerinin kullandırıldığının işverence ıspatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Dosya içeriğinden, davacının, işyerinde prim+ücretle çalıştığı anlaşılmaktadır. Davaya konu fazla çalışma ücretinin normal zamsız kısmı prim ücretinin içinde ödenmiştir. O halde fazla çalışma ücretinin %150 zamlı ücret yerine, sadece % 50 zamlı kısmıyla hesaplanarak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, davacının prim ücreti karşılığı çalıştığı, tanık beyanlarına göre tesbit edilen fazla çalışma ücretinin prim ücretinden düşük olduğu, bu nedenle fazla çalışma ücreti alacağının ıspatlanamadığından bahisle hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...)
    gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, prim alacağı, fazla çalışma ücreti alacağı ve yıllık izin ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirkete ait işyerinde Mayıs 1999 ile Temmuz 2011 tarihleri arasında satış müdürü olarak çalıştığını, davacıya ait son altı aya yönelik prim alacaklarının ödenmediğini ve iş sözleşmesinin davalı şirket tarafından 11.07.2011 tarihinde sözlü olarak herhangi bir neden gösterilmeksizin feshedildiğini, fesih işleminin haksız olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL prim alacağı, 100,00 TL fazla çalışma alacağı ve 100,00 TL yıllık izin ücreti alacağı olmak üzere toplam 300,00 TL işçilik alacağının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili 14.12.2011 harç tarihli ıslah dilekçesi ile 100.00 TL fazla çalışma ücreti alacağının 61.460.00 TL; 100.00 TL yıllık ücretli izin alacağının 14.900.00 TL ve 100.00 TL prim alacağının 2.900.00 TL daha yükseltilmesini istemiştir.
    Davalı şirket vekili davacının, müvekkil şirkette satış personeli olarak çalıştığını, ancak şirkete gelen müşteriler üzerinde olumlu etki yaratılması amacıyla kartvizite satış müdürü olarak yazıldığını, davacının fazla çalışma yaptığına yönelik beyanının gerçeği yansıtmadığını, ayrıca davacının izinlerini düzenli olarak kullandığını ve hak kazandığı prim alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece davanın, fazla çalışma alacağı, prim alacağı ve yıllık ücretli izin alacağı istemine ilişkin olduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacının, 03.05.1999 ile 01.03.2000 ve 07.12.2000 ile 15.07.2011 tarihleri arasında davalı şirkete ait iş yerinde en son aylık net 2.000,00 TL ücret ile çalıştığı, davacı tanığı ...’nın yargılama aşamasındaki beyanına göre davacının haftanın 5 günü sabah 08:30 ile akşam 18:00-19:00 saatleri arasında çalıştığı, pazartesi günleri ise gece saat 23:00 veya 24:00"e kadar toplantı dolayısıyla fazla çalışmada bulunduğu, her ay yapılan satışlara göre değişen oranlarda prim ücreti aldığını belirttiği, yine davalı tanığı Elif Taşel’in davacının 09:00 ile 19:00 saatleri arasında haftanın 6 günü çalıştığı, her pazartesi günü ise gece saat 21:00 veya 22:00"ye kadar toplantı dolayısıyla fazla çalışma yaptığı, ancak davacının prim ücreti alıp almadığını bilmediği yönünde beyanda bulunduğu, davalı tanığı Emrah Emre’nin davacının haftanın 5 günü 09:00 ile 18:00 saatleri arasında, cumartesi günleri ise sabah 10:00 öğlen 15:00 saatleri arasında çalıştığı, performansa bağlı olarak yapılan satışlara göre maaş dışında değişen oranlarda prim ücreti aldığını açıkladığı, davalı tanığı Sevda Nur’un ise davacının hafta içi 09:00-18:00 saatleri arasında, Cumartesi günleri ise sabah 10:00 öğlen 15:00 saatleri arasında işyerinde olduğu yönünde ifadede bulunduğu, tanıkların bu beyanları dikkate alındığında davacının haftalık yasal 45 saat olan çalışma süresini aşacak şekilde çalıştığı yönündeki iddiasını ispat edemediği, davacı tanıklarına göre de davacının yapılan satışlara bağlı olarak prim ücreti aldığı, son 6 aya ilişkin prim ücretlerinin ödendiği ve yıllık ücretli izinlerinin kullandırıldığının davalı işveren şirket tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının fazla çalışma alacağı talebinin reddine, prim alacağı ve yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı vekili ve davalı şirket. vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, 19.11.2014 tarihli duruşmada taraf vekillerinin davacının sahada çalıştığını beyan ettikleri, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2011 gün, 2009/5366 E., 2011/5034 K. sayılı ilamında "satış temsilcisi olarak sahada çalışan işçinin çalışma gün saatlerini kendisinin düzenlemede inisiyatif sahibi olduğu, çalışmasının çoğunluğunu iş yeri dışında işverenin denetim ve gözetimine tabi olmaksızın geçirdiği, çalışma saatini düzenleme konusundaki inisiyatif sahibi olma özelliğinin akışını gösteren işveren tarafından davacıya verilmiş bir talimat veya emir verildiğine dair dosyada kayıt ve belge bulunmadığından fazla çalışma alacağının reddine karar verilmesi gerektiğinin" açıklandığı, eldeki davada dosya içerisine ibraz edilen GPS kayıtlarında davacının, sabah 08:30-09:00 ile akşam 17:45-19:00 saatleri arasında mesai yaptığı anlaşılmakta ise de, bu kayıtların hangi kriterlere göre hazırlandığının açık olmadığı, ücret bordrolarında tahakkuk eden ücretlerin garanti ücret olduğu ve davacıya her ay performansa bağlı olarak ve değişen oranlarda prim ödendiği, davacıya ödenen prim ücretinin tanıkların beyanlarına göre tespit edilen 2 saatlik haftalık fazla çalışma ücretinden çok daha fazla olduğu, sahada çalışan ve daha fazla prim ücretine hak kazanabilmek için kendi insiyatifi ile fazla çalışma yapan davacının fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı belirtilerek ve önceki karardaki gerekçeler eklenerek direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık; Prim-ücret sistemi ile çalışan davacı işçinin fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme olarak adlandırılan kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda yerel mahkemece yapılan ilk yargılamada, tanık beyanları uyarınca davacının haftalık yasal 45 saat olan çalışma süresini aşacak şekilde çalıştığı iddiasının ispat edilemediği, davacı tanığı ... ve davalı tanığı Emrah Emre"nin beyanları gözönüne alındığında davacının yapılan satışlara bağlı olarak prim ücreti aldığı, son 6 aya ilişkin prim ücretlerinin ödendiğinin ve yıllık ücretli izinlerinin kullandırıldığının davalı işveren tarafından yazılı ve eşdeğer belge ile ispatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti alacağının reddine karar verilmiş iken; direnme olarak adlandırılan kararda bu kez Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2011 gün, 2009/5366 E., 2011/5034 K. sayılı ilamı ile satış temsilcisi olarak sahada çalışan işçinin çalışma gün saatlerini kendisinin düzenlemesinde inisiyatif sahibi olduğu, çalışmasının çoğunluğunu iş yeri dışında işverenin denetim ve gözetimine tabi olmaksızın geçirdiği, çalışma saatini düzenleme konusundaki inisiyatif sahibi olma özelliğinin akışını gösteren işveren tarafından davacıya bir talimat veya emir verildiğine dair bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu itibarla fazla çalışma alacağının reddinin gerektiği yönündeki kararı ve dosya içerisinde bulunan GPS kayıtlarında davacının sabah 08:30-09:00, akşam 17:45-19:00 saatleri arasında çalıştığı tespit edilmekte ise de, bu kayıtların hangi kriterlere göre hazırlandığının belirgin olmadığı, ücret bordrolarında tahakkuk eden ücretlerin garanti ücret olduğu ve davacıya her ay performansa bağlı olarak değişen oranlarda prim ödendiği, davacıya ödenen prim ücretinin tanıkların Haziran 2009 tarihinden sonraki beyanlarına göre tespit edilen 2 saatlik haftalık fazla çalışma ücretinden çok daha fazla olduğu, sahada çalışan ve daha fazla prim ücretine hak kazanabilmek için kendi insiyatifi ile fazla çalışma yapan davacının fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı gerekçesine yer verilerek; yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak direnme olarak adlandırılan karar verilmiştir.
    Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 22. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi