(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/16390 E. , 2012/1533 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ... ile evli olduklarını, davalıya boşanmasının karşılığında ... 3. Noterliğince düzenlenen 31.10.2003 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesini düzenleyerek verdiğini, davalının boşanma davasının duruşmalarına gelmediğinden T.M.K. 166/3. maddesi uyarınca boşanmanın mümkün olmadığını iddia ederek sözleşmenin iptalini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile evlendikten sonra davacının ısrarları ve çıkardığı huzursuzluklar nedeniyle maliki olduğu davaya konu evin mülkiyetini davacıya devrettiğini,ancak anlaşmazlığın devam etmesi nedeniyle evlilik birliğini sona erdirdiklerini,davacının kendi rızası ile davaya konu yerin satışını vaat ettiğini,davacı ile boşanma davası açtığını yargılamanın devam ettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı,dava konusu taşınmazın satışına ilişkin satış vaadi sözleşmesini davalı tarafın anlaşmalı boşanmasını sağlamak üzere yaptığını,ancak davalının taraf olduğu boşanma davasına katılmamak suretiyle bu şarta uymaması nedeniyle sözleşmenin geçerliliğini kaybettiğini ileri sürerek satış vaadi sözleşmesinin feshini talep etmiş,davalı ise davacının kendi rızası ile dava konusu taşınmazın tapu devrini yapmayı taahhüt ettiğini savunmuştur. Taraflar arasında noterde düzenlenen 31.10.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davacı kendisine ait taşınmazı davalıya bedeli mukabilinde sattığını ve satış bedelini aldığını belirterek davalıya tapu devrinin 31.01.2004 tarihine kadar devredileceği taahhüt edilmiş,ancak dava konusu olan hususlara ilişkin bir şarta yer verilmemiştir. Taraflar dava tarihi itibariyle evli olsalar da aralarındaki ilişkiyi yazılı belgeye bağladıkları için, dava konusu olayda artık tanık dinlenmesi ve tanık beyanlarının hükme esas alınması olanaklı değildir. Toplanan delillerden davacının iddiasını yasal delillerle ispat edemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekir. Ne var ki davacı dava dilekçesinde "sair deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış bulunduğundan davacıya yemin hakkı hatırlatılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönleri gözardı ederek tanık beyanlarına itibar edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.