Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2016/14726
Karar No: 2021/2106
Karar Tarihi: 07.04.2021

Danıştay 8. Daire 2016/14726 Esas 2021/2106 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/14726
Karar No : 2021/2106

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Müdürlüğü

İstemin Özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca zararı doğuran nihai işlemi tesis eden idarenin sorumlu olacağı tabiidir.
Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olup, idare hukukunda kusur sorumluluğu ve kusursuz (objektif) sorumluluk olmak üzere iki tür sorumluluk kabul edilmektedir.
İdare hukukunda asıl olan kusur sorumluluğu olmakla beraber belli bazı durumlarda idarenin kusuru olmamasına rağmen kusursuz sorumluk kabul edilmektedir. Kusursuz sorumluluğun ilkeleri ve esasları da yargı kararları ile şekillenmiştir. Kusursuz sorumluluk yargı içtihatları ve öğretide genel kabul gördüğü üzere hasar veya risk yahut muhatara ilkesi ile kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesine dayanmaktadır.
Olayda, Rize ili, İkizdere havzasında ... Hidroelektrik Santrali şalt sahası yapımı için yeni belirlenen 16.638 m² lik ormanlık sahada ... Enerji Üretimi San. ve Tic. A.Ş. adına ek izin verilmesine ilişkin ... tarih ve... sayılı işlemin iptali istemiyle Orman Genel Müdürlüğü'ne karşı daha önceden ... İdare Mahkemesi'nin E: ... sayısına kayıtla dava açıldığı, açılan bu dava sonucunda Anayasa'nın 17'nci ve 56'ncı maddelerinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiği ileri sürülerek ... nolu başvuru ile ... Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunulduğu, yapılan bu başvuru neticesinde ... Mahkemesi'nce 25/02/2016 tarihli kararın hüküm kısmında "...maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasa'nın 17'nci maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve gelişitirlmesi hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine..." yönünde karar verildiği, alınan bu
karar sonrasında davacı tarafından, maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğinden bahisle 100.000 TL lik tam yargı davası açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, "idare mahkemelerinde görülebilmesi mümkün olan davalar idari işlemlerden kaynaklı iptal davaları ile idari işlem ve eylemlerden kaynaklı tam yargı davaları olup, bakılmakta olan tazminat istemli davanın konusunun idari işlem veya eylemden kaynaklı iptal veya tam yargı davası olmadığı, yargı kararıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülmeyen bir idari dava türü ihdas edilemeyeceği gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde ... mahkemesinin ... başvuru numaralı kararındaki hak ihlali olduğu gerekçesiyle tazminat talep ettiğini belirtilmiş olsa da davacı tarafından iptal davasına dayalı bir tazminat davası açılmaya çalışıldığı görülmektedir. İdarenin kusursuz sorumluluğu gereği, kamu hizmetinin yerine getirilmesinde kusuru olmasa bile davacının şalt sahası yapımı için izin verilen ormanlık alana yakın mesafede bulunan evinde meydana gelebilecek zararlardan sorumlu tutulması ve meydana gelen zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmin edilmesi, hakkaniyet kuralı gereğidir.
Bu durumda; mahkemece dilekçe reddolunarak tazminatın maddi veya manevi, veya hem maddi hem manevi miktarının, konusu sebepleri ve dayanaklarının belirtilmesi yönünde karar alınması; dilekçenin yenilenmesi halinde de olaya uygun düşecek "kamu külfetleri önünde eşitlik " ilkesi gereği işin esasının incelenmesi gerektiği açık olduğundan, davacının temyiz talebinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci ve Altıncı Dairelerince 2575 sayılı Yasaya 3619 sayılı Yasayla eklenen Ek 1 maddesi hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/04/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
Dava, Rize ili, İkizdere Havzasında ... Hidroelektrik Santrali için yeni belirlenen 16.638 m² lik ormanlık sahada şalt sahası yapımı için ... Enerji Üretim San. ve Tic. A.Ş. adına ek izin verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada ... İdare Mahkemesinin ... günlü ve E: ..., K: ... sayılı davanın reddi yolundaki kararın kesinleşmesi üzerine bireysel başvuru yolu ile Anayasa Mahkemesine başvurulması sonucu, anılan Mahkemenin ... günlü ve ... başvuru numaralı kararı ile Anayasanın 17. Maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi sonucu yeniden yapılan yargılamada tekrar yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesine dayanılarak, verilen izinde hukuka aykırılık görülmemesi nedeniyle ... günlü ve E: ..., K: ... sayılı ... İdare Mahkemesi kararı ile davanın reddine karar verilmesi üzerine olayda, ... Mahkemesince maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğinin ... Mahkemesince belirlendiği ileri sürülerek ilk davanın açıldığı 31/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 100.000,00TL'nin tarafına ödenmesi istemiyle açılmıştır.
Mahkemece davanın, idari işlem veya eylemden kaynaklı tam yargı davaları kapsamında olmadığı, yargı kararları ile 2577 sayılı Kanunda öngörülmeyen bir dava türü ihdas edilemeyeceği, Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararının ise iptal davasında yeniden yargılama yolu ile gereğinin yerine getirildiği gerekçeleri ile davanını incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
2577 saylı İdari Yargılama Usulü Kanununun iptal ve tam yargı davaları başlıklı 12. Maddesinde, ilgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya veya idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır, kuralı yer almıştır.
Olayda, davacının ormanlık alanda verilen izne karşı açtığı iptal davasında yeniden yargılama yapılmasına ... Mahkemesince karar verilmesi sonucu iş bu tazminat davasını açtığı, mahkemenin iptal davasında yeniden yargılamayı daha sonra sonuçlandırdığı, ancak tazminat davasında tazminatın maddi sebep ve dayanakları ile manevi tazminat isteniyor ise buna ilişkin konu ve sebepler dilekçede ortaya konulmaksızın dava açıldığı, diğer bir ifade ile iptal davasına dayalı bir tazminat davası açılmaya çalışıldığı görülmektedir.
Bu hale göre, mahkemece dilekçe reddolunarak tazminatın maddi veya manevi, veya hem maddi hem manevi miktarının, davanın konusu sebepleri ve dayanaklarının belirtilmesi yönünde karar alınması; dilekçenin yenilenmesi halinde de olaya uygun düşecek "kamu külfetleri önünde eşitlik " ilkesi gereği işin esasının incelenmesi gerektiği görüşü ile; incelenmeksizin ret kararının bozulması yönünde çoğunluk kararına katılmıyorum.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi