11. Hukuk Dairesi 2018/1872 E. , 2019/3568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 19/12/2017 tarih ve 2017/348-2017/403 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı holdingin yüksek faiz verileceği ve paraların her an geri çekilebileceği söz verilerek binlerce Türk vatandaşından mevduat topladığını, müvekkilinin de Aksaray Holding Hisse Devir Sözleşmesi ibaresi bulunan belge karşılığında 100.000 DM ödediğini ve hisse devraldığını, ancak davalının hisse senedi çıkarma yetkisi bulunmadığını, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek müvekkiline kanunlara uygun olarak yapılmış geçerli bir hisse senedi devrinin olmadığının tespitine, müvekkilinden tahsil edilen 100.000 DM karşılığı 111.558,36 TL"nin en yüksek avans faizi ile birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı şirket hakkındaki kararın kesinleştiği, TTK 336/5 uyarınca şirketin yönetim kurulu başkanının da müteselsil olarak dava konusu borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 111.558,36 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ...ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Aksaray Holding A.Ş. hakkında daha önce verilen hüküm kesinleştiğinden tekerrür olmaksızın kararın uygulanmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, her ne kadar dava tarihi 28/05/2009 olmasına rağmen gerekçeli kararda dava tarihinin 12/07/2017 olarak belirtilmiş ise de bu husus maddi hataya dayalı olup mahallinde her zaman düzeltilebilecek olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.