11. Hukuk Dairesi 2018/3575 E. , 2019/3569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 27/03/2018 tarih ve 2018/31-2018/303 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili ve fer"i müdahiller vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 26.647 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin, TMSF"ye devirden önce Yurtbank A.Ş."nin Bursa Şubesi"ne 17/11/1999 tarihinde 8.100,00-TL parasını vadeli olarak yatırdığını, 21.12.1999 tarihinde Yurtbank A.Ş yönetimine BDDK tarafından el konularak bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak yönetimin TMSF"ye devredildiğini, yapılan araştırmada müvekkillerinin murisinin bankaya yatırmış olduğu mevduatın davalı Yurtbank A.Ş yönetimi tarafından KKTC" de kurulan dava dışı Yurt Security Off Shore Bank Ltd. adlı paravan banka hesabına aktarıldığını, bu şekilde toplanan paranın Yurtbank A.Ş yönetimi tarafından grup şirketlere usulsüz kredi vermek suretiyle, tüketildiğinin tespit edildiğini ileri sürerek, müvekiline ait 8.100,00 TL"nin bankaya yatırıldığı 17/11/1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile Off Shore Bank Ltd’nin ayrı tüzel kişilikler olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili bankanın davacının talebi doğrultusunda sadece havale talimatı gerçekleştirdiğini, hesap cüzdanına karşı çıkmadığını, istemin zamanaşımına uğradığını, diğer iddiaların da yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer"i müdahil TMSF vekili, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının parasının talebi doğrultusunda havale edildiğini, bu nedenle davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer"i müdahil ... vekili, davalı bankanın sorumluluğunu bankaların devrolunması nedeniyle TMSF"nin üstlenmiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; muris Mehmet Aydoğdu"nun 08.09.1999 tarihinde 7.065,00 TL yatırarak hesap açtırdığı, 17.11.1999 tarihinde 8.219,724 TL"ye ulaşan hesaptan 119,00 TL faiz ödemesinin murise yapıldığı, davalının sorumluluğunun mülga 818 sayılı BK"nın 41, 55 ve 6762 sayılı TTK"nın 321 maddeleri gereğince haksız fiil sorumluluğu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.065,00 TL ana paraya işleyen 1.083,95 TL avans faizinden davacı murise ödenen 119,00 TL düşüldükten sonra kalan 964,95 TL nin anaparaya eklenmesi sonucu oluşan 8.029,25 TL nin 17/11/1999 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine , fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve feri müdahiller vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin ve feri’i müdahiller vekillerinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece davanın kısmen kabulü ile “7.065,00 TL ana paraya işleyen 1.083,95 TL avans faizinden davacı murisine ödenen 119,00 TL düşüldükten sonra kalan 964,95 TL nin anaparaya eklenmesi sonucu oluşan 8.029,25 TL’nin 17/11/1999 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine” yönünde verilen hüküm ile 6098 Sayılı TBK"nin 121/son maddesinde belirtilen ve kısaca “faize faiz işletilmesi yasağı” şeklinde ifade edilebilecek emredici nitelikteki düzenlemeye aykırı olarak karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu nedenle bozulması gerekmekte ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK Geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK 438/7 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının ve fer’i müdahillerin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının ve fer’i müdahillerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. numaralı bendinin “7.065,00 TL ana para ile 1.083,95 TL işlemiş faizden davacıların murisine ödenen 119,00 TL düşüldükten sonra kalan 964,95 TL nin, ana para olan 7.065,00 TL’ye 17/11/1999 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.