Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/493
Karar No: 2021/1574
Karar Tarihi: 09.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/493 Esas 2021/1574 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2018
NUMARASI : ...
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2018 tarih ve .... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “...” ibaresini ilk olarak 2000 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak markalarını da arttırdığını, müvekkilinin markasının 29., 30., 32. Sınıfta yer alan malları ile itiraz edilen markanın sınıf listesinde yer alan malların birebir aynı olduğunu, davalı tarafından başvurusu yapılan “...” markasının müvekkilinin “...” ibareli markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, davalı markası ile müvekkilinin markalarının görsel, fonetik ve kavramsal olarak da ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ve bu benzerliğin iltibasa neden olacağını, dava konusu “...” markasının aktif ve ... kelimelerinin yanyana getirilmesi suretiyle oluşturulduğunu, itiraz edilen markanın esas unsurunun da müvekkiline ait markada olduğu gibi ... kelimesi olduğunu, “...” sözcüğünün müvekkili ile özdeşleştiğini, ayırt edici özellik kazanmış bir marka haline geldiğini, davalının bu tanınmışlıktan dolayı haksız kazanç sağlayacağını ileri sürerek...kararının iptaline,.... sayı ile tescil başvurusu yapılan markanın tescili halinde başvuruda bulunulan tüm sınıflar yönünden iptaline, hükümsüz sayılmasına ve sicilinden terkinine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, ibarelerin karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde benzer olmadığını, müvekkilinin ... markasının gıda üretimini gerçekleştirdiğini, davacıya ait ... ibareli markadan yararlanmak gibi bir düşüncesinin olmadığını, davaya konu ... markalı ürünlerinin ... firmasına ait olduğunu düşünerek satın almasının sözkonusu olmayacağını, ... ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf bir ibare olduğunu, bu ibarenin tür, cins ve nevi belirttiğini, bu nedenle markalar arasında iltibasın olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının "...+şekil" ibareli marka başvurusu ile davacının "..." ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının "...+şekil" ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait "..." ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının "..." ibareli tescilli markalı ürünlerinden satın almak isterken davalının "...+şekil" ibareli başvuru markalı ürünü satın almak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK 8/1 iltibasın bulunmadığı, 556 sayılı KHK'nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık iddiası açısından ise taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalının marka başvurusunda davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin kanıtlanmadığı, başvuru ibaresinin davalı tarafça kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markaların esas unsurlarının aynı olduğu göz önüne alındığında benzer bulunmamalarının mümkün olmadığını, davalı markasında yer alan aktif ibaresinin ... ibaresini tanımlayan bir ibare olduğunu, markalar arasında iltibas yaratacak şekilde benzerlik bulunduğunu, yerel mahkeme kararında markaların tescil sınıflarının benzerliğinin iltibası arttırmaya yönelik etkisine değinilmemesinin eksik inceleme olduğunu, yerel mahkemece iltibas incelemesi yapılırken ortalama tüketici kriteri adeta yok sayıldığını, davalı Şirketin başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu, kararın emsallere uygun bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ... kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, davalı Şirketin ......şekil ibareli marka başvurusunda bulunduğu, davacının "..." asıl unsurlu markaları ile benzerlik bulunduğu iddiasıyla başvuruya itiraz ettiği, davacının itirazının nihai olarak ... tarafından ... sayılı karar ile reddedildiği, davanın iki aylık hak düşürücü süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
KHK'nın 8/1-b maddesi uyarınca somut uyuşmazlıkta, taraf markalarının sınıfsal açıdan benzerliği hususunda değerlendirildiğinde, başvuru kapsamında bulunan mal ve hizmetler ile davacının itirazına mesnet markalarının kapsamında bulunan mal ve hizmetlerin aynı ve benzer olduğu, dolayısıyla anılan KHK maddesinin aradığı ilk şart olan emtia benzerliği şartının somut uyuşmazlıkta sağlandığıanlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta işaretlerin karşılaştırılması hususu değerlendirildiğinde, davalının başvurusunun "..."+şekil ibaresinden, davacının itirazına mesnet markalarının ise "..." asıl unsurundan oluştuğu görülmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25/09/2019 tarih ve ..... sayılı kararında, davalı tarafın marka başvurusunun "..." ibaresi ile çikolata sözcüğündeki "kolota" ibaresinin birleştirilmesiyle oluşturulduğu, bir başkası adına tescilli markayı birtakım tanımlayıcı ekler ilave edilerek, markaların ayırt edici kılınmasının mümkün olmadığı, "..." ibaresinin her iki tarafa ait markalarda da markanın asıl unsurları arasında yer almış olması nedeniyle örtüşen mal ve hizmet sınıfları yönünden karıştırma ihtimalini de içerecek şekilde benzer olduğunun kabulü gerektiği hukuki gerçeğine işaret edilmiştir. Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/03/2020 tarih ve.... sayılı kararında da "..." ibareli marka tescil başvurusu, davacının "..." esas unsurlu markaları ile benzer bulunmuştur. Somut olayda da davalının "..." ibareli markasında, davacının itirazına mesnet markasının aynen davalının başvurusu içerisinde bulunduğu, taraf markaları arasında ibareler yönünden de 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi çerçevesinde görsel ve işitsel benzelik bulunduğu kanaatine varılmış olup, mahkemenin taraf markaları arasında benzerlik olmadığı yönündeki değerlendirmesisi isabetli olmamıştır.
Diğer taraftan, her ne kadar dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu da ileri sürülmüş ise de bu iddianın ispat edilemediği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve ... sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiş, teknik yönlerden mevcut bilirkişi raporundan faydalanılmıştır.
HMK'nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile HMK.'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.




HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 28/12/2018 gün ve ..... sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın KABULÜ ile, ..... kararının İPTALİNE,
3-Davalı adına tescil edilen ..... ibareli markanın, HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ile sicilden TERKİNİNE,
4-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 59,30.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90.TL'nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 212,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 89,80.TL olmak üzere toplam 1.801,80.TL yargılama giderine, 31,40.TL başvurma harcı ile 31,40.TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.864,60.TL'nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

....



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi