Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/443
Karar No: 2021/1580
Karar Tarihi: 09.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/443 Esas 2021/1580 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
....


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
NUMARASI .....

DAVANIN KONUSU :... Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü, Haksız Rekabetin Önlenmesi

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2019 tarih ve..... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili , müvekkilinin...... asli unsurunu taşıyan markaların sahibi olduğunu ve markalarının filo ve günlük araç kiralama alanında tanınmış bulunduğunu, davalı şirketin “...” ibareli marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak ... tarafından reddedildiğini oysa müvekkilinin markaları ile dava konusu markanın benzer olduğunu ve aynı sınıfları içerdiğini, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu gibi seri marka izlenimi açısından da bağlantılı olma ihtimalinin olduğunu, davaya konu marka tescilinin dürüstlük kurallarına aykırı bulunduğunu ve haksız rekabete yol açtığını ileri sürerek 19.01.2017 tarih ve..... sayılı ... kararının iptali ne, dava konusu markasını hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine ve haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, taraf markalarında benzerlik bulunmadığını, "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin markası ile davacının itirazına mesnet markaları arasında benzerlik bulunmadığını, “...” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük ve herkesçe kullanılabilecek bir kelime olduğunu, “...” ibaresinin tek bir kişinin tekeline bırakılması halinde “...” kelimesini de bundan böyle kimsenin kullanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet markaları kapsamında 39. sınıfta yer alan hizmetler yönünden aynılık veya benzerlik bulunduğu, dava konusu marka kapsamında yer alan diğer hizmetler bakımından ise benzerlik bulunmadığı, ancak taraf markalarında ortak olarak yer alan "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, dava konusu markada yer alan ... ibaresi ile davacı markalarının bir kısmında yer alan renk unsurları veya şekil unsurlarının taraf markaların bütünsel olarak birbirinden farklılaşmasını sağladığı, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşmadığı davacının tanınmışlık ve kötü niyet iddialarını ispatlayamadığı, marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından haksız rekabetten de söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin itirazına mesnet markaları ile dava konusu markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, tarafların kara taşıtlarının kiralanması sektöründe faaliyet gösterdiği de dikkate alındığında anılan benzerliğin markaların karıştırılmasına neden olacağını, "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf bulunmadığını, anılan ibarenin kara araçları kiralama sektöründe kullanımı ve müvekkilinin tanınmışlık düzeyi ile ayırt edicilik kazandığını, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, dava konusu marka başvurusunun müvekkilinin sektörde bilinirliği ve güvenirliğinden haksız yarar sağlamak maksadıyla yapıldığını, davalının seçenek özgürlüğü varken müvekkilinin tanınmış markalarına "..." ibaresini ekleyerek oluşturduğu marka başvurunun kötü niyetli olduğunu, dava konusu marka tescilinin dürüstlük kurallarına aykırı olup haksız rekabete de yol açtığını ileri sürerek ilk derce mahkemesi kararının kaldırılmasını, dava konusu ... kararının iptalini ve dava konusu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine , haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ... kararının iptali, marka hükümsüzlüğü ve haksız rekabetin önlenmesi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden ; davalı Şirketin 27/04/2016 tarihinde ...... sayılı "..." ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 35, 36,37,39,41 ve 43. Sınıf hizmetlerin yer aldığı, başvurunun ilanı üzerine davacı tarafından "..." asıl unsurlu markalarına dayalı olarak yapılan itirazın nihai olarak ....... sayılı kararıyla reddedildiği , kararın 20/01/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ,işbu davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde 17/03/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, taraf markalarının sınıfsal açıdan benzerliği hususu değerlendirildiğinde, davacının itirazına mesnet markaları 39.sınıfta yer alan hizmetlerde tescillidir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının başvurusunun kapsamında 39. sınıfta yer alan tüm hizmetler ile davacının itirazına mesnet markalarının kapsamında yer alan hizmetlerin aynı veya benzer olduğu, başvuru kapsamında yer alan diğer hizmetler bakımından ise böyle bir benzerliğin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Marka işaretlerinin karşılaştırılmasına gelince; davalının başvurusu "..." ibaresinden, davacının itirazına mesnet markaları ise " ..........." ibaresini nitelediği bu hali ile ayırt edicilikte geri planda kaldığı gibi davacı markalarında yer alan diğer unsurlar da tanımlayıcı ya da ayırt edicilikte geri planda kalan tali unsurlardır. Mahkemece her ne kadar tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığı kabul edilmişse de davalı başvurusunun asıl unsurunun "..." ibaresinden oluştuğu, anılan ibarenin davacının itirazına mesnet markalarının da asıl unsurunu oluşturduğu bu itibarla taraf markaları arasında işaretler yönünden de 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi çerçevesinde görsel ve işitsel benzelik bulunduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca mahkeme kararının aksine taraf markalarında yer alan ve asıl unsur teşkil eden "..." ibaresi, emtia benzerliğinin gerçekleştiği 39. Sınıf hizmetler yönünden ayırt ediciliği düşük bir ibare de değildir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin .....K sayılı lamında da "..... ..." ibareli marka ile ..." ibareli marka başvurusunun benzer olduğu kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve ..... sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiş, teknik yönlerden mevcut bilirkişi raporundan faydalanılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça itiraza mesnet markasının tanınmış olduğu ileri sürülmüş ise de dosya kapsamındaki delillerle davacının itiraza mesnet markasının tanınmış olduğu ispat edilemediğinden, davacının bu iddiası yerinde görülmemiş, yine sırf başka bir marka ile benzer marka başvurusunda bulunmak kötü niyet olarak değerlendirilemeyeceğinden ve dava konusu başvurunun kötü niyetle yapıldığına dair başkaca bir delil de sunulmadığından davacı tarafın kötü niyete dayalı itirazlarına da itibar edilmemiştir.
Ayırca davacı taraf , dava konusu marka tescilinin dürüstlük kurallarına aykırı olup haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek haksız rekabetin önlenmesini de talep etmişse de , sadece benzer marka başvurusunda bulunmak haksız rekabet teşkil etmeyeceğinden davacının bu talebi de yerinde görülmemiştir.
Bu durumda ; dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında; başvuru kapsamında 39. Sınıfta yer alan " Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri." yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas koşullarının oluştuğu, sayılan hizmetler dışında dava konusu marka kapsamında yer alan diğer hizmetler bakımından ise iltibas koşullarının bulunmadığı ve haksız rekabetin önlenmesine ilişkin talebin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değilse de HMK.'nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş ve reddedilen haksız rekabetin önlenmesi talebi yönünden istinaf eden sıfatı gözetilerek davalı şirket yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 05/03/2019 gün....... sayılı kararının KALDIRILMASINA
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile ....... sayılı kararının 39. Sınıftaki "Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri." yönünden KISMEN İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE
3-Davalı Şirket adına tescil edilen ......sayılı "... " ibareli markanın 39. Sınıftaki "Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri." yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ile SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE
4-Haksız rekabetin önlenmesi isteminin REDDİNE
5-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 59,30.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90.TL'nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 244,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 88,00.TL tebligat masrafından oluşan toplam 2.132,00.TL'nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2'si olan 1.066,00.TL'ye, 31,40.TL peşin harç, 31,40.TL başvuru harç tutarı eklenerek toplam 1.128,80.TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen davacıya iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2022



Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.





Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi