Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6865
Karar No: 2014/5967
Karar Tarihi: 17.04.2014

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/6865 Esas 2014/5967 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/6865 E.  ,  2014/5967 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 06/11/2012
    NUMARASI : 2012/176-2012/483

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı, davalıya ait aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, davalı sigortalının ihbarı üzerine yapılan inceleme sonucu hasarın teminat kapsamında (sürücü değişikliği nedeniyle) olmadığının anlaşıldığını ve talebin reddedildiğini, davalı tarafından müvekkili aleyhinde icra takibi yapıldığını, ödeme emrine itiraz süresini geçirmeleri sebebiyle takibin kesinleştiğini, icra tehdidi altında davalıya toplam 16.818 TL ödendiğini, sürücü B.Ö."ün alkollü olduğunun, olay yerini terk ettiğinin, kazaya ilişkin tutanak tanzim ettirmek istemediğinin belirlendiğini, doğru ihbar mükellefiyetine uyulmadığını, ispat yükümlülüğünün davalıya geçtiğini, hasarın teminat kapsamında kalmadığını belirterek 16.818 TL"nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin oğlu Berker"in kazayı yetkililere bildirdiğini, bildirimden sonra yetkililer gelene kadar olay mahallinden ayrılmadığını, jandarma görevlilerince sürücünün Berker olduğu belirlendiği halde alkol kontrolünün yapılmadığını, jandarmaca düzenlenen tutanakta sürücünün alkollü olduğuna dair tespitte bulunmadığını, müvekkilince olayın hemen davacıya ihbar edildiğini, davacının 5 ay sonra hasar bedelinin ödenmeyeceğini bildirdiğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, şüpheye ve tahmine dayanılarak dava açıldığını, olaydan çok sonra kaza mahalline giderek inceleme yapan araştırma raporuna ve davacıya bedeli karşılığında asist hizmeti veren oto kurtarma yetkilisinin beyanına itibar edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı aleyhinde açılan istirdat davasıdır. 2918 Sayılı KTK"nun 48.maddesinde alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeleri ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1 maddesinde; alkollü içki almış alması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kazadaki alkol miktarı 0,50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
    Öte yandan K. Sigortası Genel Şartlarının B.5.5 maddesinde; taşıtın KTK uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
    Bununla birlikte, K. Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin dayanağını teşkil eden KTK"nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
    O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    Somut olayda, davacı vekili, sürücü değişikliği yapıldığını, aracın sürücüsünün gerçekte B. Ö. olduğunu bu şahsın alkollü şekilde araç kullandığını, kazaya ilişkin tutanak düzenlettirmek istemediğini, doğru ihbar mükellefiyetine uyulmadığını, hasarın teminat kapsamında olmadığını belirterek sigortalıya ödenen 16.818 TL"nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiş ve tanık deliline dayanarak 2.8.2012 tarihli tutanağı düzenleyen Jandarma görevlileri G. S., B. D. M. F. E. ile oto kurtarma yetkilisi H. B."nın dinlenmelerini istemiştir.
    Bu durumda öncelikle davacı tarafça bildirilen tanıkların usulüne uygun şekilde dinlenilmeleri, tanık beyanlarına göre sürücü B. Ö.ün alkollü olduğunun belirlenmesi halinde İTÜ gibi kurum veya kuruluşlardan aralarında nöroloji ve trafik uzmanı bilirkişilerin bulunduğu bilirkişi kurulundan; olayın oluş şekli yol, hava, gün durumu, tanık beyanları, davalı tarafın savunması, davacı tarafın iddiaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurlarında kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti hususlarında önceki bilirkişi raporununda irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davacı tarafça bildirilen tanıkları dinlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı A.. A.. vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi