Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/14644
Karar No: 2021/5026
Karar Tarihi: 06.04.2021

Danıştay 6. Daire 2019/14644 Esas 2021/5026 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/14644
Karar No : 2021/5026

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Kaymakamlığı (... Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1-... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2-... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : ...
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarihli, E: ..., K: ... sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir ili, Çeşme ilçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... sayılı parseller, ... ada, ..., ..., ..., ..., ... sayılı parseller ile a, b ve c numaralı yoldan ihdas parsellerinin bulunduğu bölgede, Çeşme Belediye Encümeninin ... tarihli, ... sayılı kararı ile kabul edilerek, İzmir Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarihli, ... sayılı kararı ile onaylanan parselasyonun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte incelenmesinden, dava konusu parselasyonda düzenleme ortaklık payı (DOP) oranının %22,43044 olduğu göz önünde bulundurulduğunda davacı Hazineye ait cebel arazinin bir kısmının düzenleme sahası içine alınmasının mümkün olduğu, ayrıca düzenleme sahasına cebel arazinin dahil edilmemesi çevre alanlara ilişkin yapılacak parselasyonlarda (DOP) oranının yüksek olmasına neden olacağından eşitlik ilkesine aykırı sonuç doğuracağı, bu kapsamda, dava konusu parselasyonda, davacı idareye ait olan cebel arazinin düzenleme sahası içine alınmamasının parselasyon ilkelerine, imar mevzuatına ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Uyuşmazlıkta, parselasyona ilişkin düzenleme sahasının, 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5 ve 6. maddelerinde belirtilen ilkelere uygun olarak belirlendiği görüldüğünden, parselasyon yapılan sahanın kuzeyinde bulunan cebel arazinin düzenleme sahası içine alınmamasının eşitsizlik yarattığı yolundaki bilirkişi değerlendirmesinin parselasyonun iptalini gerektirmeyeceğinin değerlendirildiği, diğer yönlerden de, parselasyon işleminde mevzuata aykırılık görülmediği, belirtilen bu durum karşısında, söz konusu alanın, bölgede daha sonra yapılacak bir başka parselasyon sınırlarına dahil edilebileceği, bu durumun tek başına parselasyonun iptalini gerektirmeyeceği, parselasyonun hukuka ve mevzuata uygun olduğu sonucuna ulaşılarak davalı idarelerin istinaf başvurularının kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdare Mahkemesince bilirkişi raporuna uygun şekilde dava konusu işlemin iptaline karar verildiği halde, Bölge İdare Mahkemesince davanın reddine karar verildiği, dava konusu parselasyon Hazine zararına sebep olduğundan iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Çeşme Belediye Başkanlığı tarafından; işlemin mevzuata uygun olduğu, alanda yeni bir parselasyon yapılmayacağından Hazine zararının oluşmayacağı, temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Daire kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 10/07/2018 tarihli, 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 101. maddesi uyarınca, Hazine malları konusunda genel yetkili kuruluş Milli Emlak Genel Müdürlüğü olup anılan Genel Müdürlük aynı Kararnamenin 99. maddesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hizmet birimleri arasında sayıldığından ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 1. maddesinin 19. fıkrası uyarınca, Hazineye ait taşınmazlara ilişkin olarak Çeşme Milli Emlak Müdürlüğü yerine, Çeşme Kaymakamlığı davacı olarak alınarak gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : İzmir ili, Çeşme ilçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... , ... sayılı parseller, ... ada, ..., ..., ..., ..., ... sayılı parseller ile a, b ve c numaralı yoldan ihdas parsellerinin bulunduğu bölgede, 3194 sayılı İmar Yasasının 18.maddesi uyarınca yapılan parselasyon, Çeşme Belediye Encümeninin ... tarihli, ... sayılı kararı ile kabul edilerek, İzmir Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarihli, ... sayılı kararı ile onaylanmıştır. Parselasyonda, %22,43044 düzenleme ortaklık payı (DOP) oranı belirlenmiştir.
Davacı Hazinenin, uyuşmazlığa konu parselasyon sahasında taşınmazı bulunmamakta olup, parselasyon alanının kuzeyinde yer alan ve imar planında büyük kısmı park alanına, kısmen de konut adalarına isabet eden Hazine mülkiyetindeki cebel arazilerin parselasyona dahil edilmesi gerektiği, aksi halde bölgenin tamamına yakınının parselasyon ve benzeri imar uygulamaları yapılması sonucunda imar parseli niteliği kazandığından, söz konusu Hazine arazilerinin bulunduğu alanda sonradan parselasyon yapılması halinde DOP oranının çok yüksek çıkacağı ileri sürülerek, uyuşmazlığa konu parselasyonun iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: İşlem tarihi itibariyle yürürlükte olan şekliyle 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesinde; "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.
Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz." hükmü yer almaktadır.
Aynı Yasanın 10.maddesinde; belediyelerin; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlayacağı, hüküm altına alınmıştır.
İmar Kanununun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasında: "Belediye ve mücavir alan sınırı içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tesbit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir." düzenlemesi, 7. maddesinde: "Düzenleme sahasının tespitinde; düzenleme ile iskana açılacak sahanın imar planı ile getirilmiş park, otopark, yeşil saha ve umumi hizmet alanlarının sağlanması için bu alanların, düzenlemeye giren parsellerden dengeli olarak alınacak düzenleme ortaklık payı ile karşılanmasına dikkat edilir." düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan raporda; dava konusu parselasyon düzenleme sahasının dışında bırakılan ve parselasyon alanının kuzeyinde yer alan cebel arazinin, imar planında kısmen konut adalarında büyük bir kısmının ise park alanında kaldığı, cebel arazinin büyük bir kısmının park alanında kalması nedeniyle daha sonra yapılan parselasyonlarda düzenleme ortaklık payı (DOP) oranının dava konusu parselasyonda yapılan DOP kesintisinden çok daha fazla olacağı ve hatta %40’ı bile geçebileceği, bu durumun aynı imar planı kapsamında belirlenen düzenleme sahalarında DOP oranının eşit alınması veya yakın değerde olması ilkesine aykırı olacağı, bu sebeple İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 32. maddesinde yer alan hüküm doğrultusunda işlem yapılarak Hazinenin cebel arazisinin parkta, otoparkta ve yolda kalan kesimlerinin bir bölümünün bedelsiz olarak DOP'a verilmesi zorunluluğu meydana geleceğinden Hazine zararının oluşacağı, dava konusu parselasyon düzenleme sahasının etrafındaki parsellerin bugüne kadar bir imar uygulamasına dahil edilip edilmediklerini gösterir durum haritası incelendiğinde de, davacı Hazinenin itirazına konu cebel arazinin etrafındaki alanların genel olarak farklı zamanlarda parselasyona tabi tutulmuş olduğunun, yalnızca cebel arazinin güneyindeki, dava konusu parselasyon sahası ile arasında kalan kesimlerin bir düzenleme sahasına dahil edilmediklerinin görüldüğü, dava konusu düzenleme sahası için %22,43044 DOP oranının belirlendiği, bu durumun parselasyon sahası içinde bulunan parsellerin malikleri lehine bir durum oluştururken, cebel arazinin parselasyon sahası sınırları içerisinde yer almamasından Hazine zararının oluştuğu, bu kapsamda dava konusu parselasyonda DOP oranının %22,43044 olduğu da göz önünde bulundurulduğunda davacı idareye ait cebel arazinin bir kısmının düzenleme sahası içine alınmasının mümkün olduğu, ayrıca düzenleme sahasına cebel arazinin alınmaması durumunda çevre alanlarda yapılacak parselasyonlarda DOP oranı yüksek olacağından eşitlik ilkesine aykırılık oluşacağı, değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Anılan bilirkişi raporundaki değerlendirmelerden; Hazine mülkiyetindeki cebel arazinin civarının büyük ölçüde imar uygulaması görerek imar parseli vasfını kazandığı, dava konusu parselasyonda, yasal üst sınırın oldukça altında kalan %22,43044 oranında DOP uygulandığı, cebel araziyi kapsayacak şekilde yeni bir parselasyon yapılması halinde, işlem tarihinde yürürlükte olan mevzuat uyarınca yasal üst sınır olan %40'ı bile aşabilecek oranda DOP uygulanması gerekeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen imar mevzuatı hükümlerine göre parselasyon işlemiyle amaçlananın; imar planı, plan raporu ve yönetmelik hükümlerine göre, imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak suretiyle üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu, ayrıca imar planına uygun parsellerin oluşturulması ile birlikte yol, yeşil alan gibi kamu alanlarının imar parsellerinde oluşan değer artışı karşılığında düzenlemeye giren parsel maliklerinden bedelsiz olarak alınarak kamunun eline geçmesinin sağlanacağı anlaşılmaktadır.
Belirtilen bu amaç doğrultusunda kamunun eline geçirilecek yol, yeşil alan gibi kamu alanlarının kazanımında, düzenleme sınırı içerisinde yer alan tüm taşınmazlardan eşit oranda düzenleme ortaklık payı alınması, geri kalan hissenin ise imara uygun parsellere tahsisi asıl olup, düzenleme ortaklık payı oranı yasal sınırlar içerisinde kaldığı sürece, düzenlemeye giren taşınmazların özel ya da kamu mülkiyetinde bulunması arasında farklılık gözetilemez.
Ayrıca, davacı Hazine mülkiyetindeki cebel arazinin, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında park ve konut alanı kullanımlarında kaldığından, imar mevzuatı uyarınca 5 yıllık imar programı kapsamında değerlendirilmesi gereken alanlardan olduğu tabidir. Dolayısıyla imar mevzuatı ilgili hükümleri uyarınca, söz konusu alanın, hiçbir zaman parselasyon yapılmayarak öylece bırakılması da düşünülemez.
Dava konusu parselasyon sonucunda, Hazineye ait cebel arazinin parselasyon sahası dışında bırakılmasının Hazine aleyhine bir durum oluşturduğu açıktır.
Umumi hizmet ve kamu tesis alanlarının, aynı imar planı kapsamında kalıp da, parselasyona konu olan alanlar arasında düzenlemeye giren parsellerden dengeli olarak alınacak düzenleme ortaklık payı ile karşılanmasına özen gösterilmesi gerektiğinden, dava konusu parselasyonda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararına karşı davalı idarelerce yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarihli, E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 06/04/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.





Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi