
Esas No: 2015/9777
Karar No: 2015/9777
Karar Tarihi: 26/9/2019
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
A.O.C. VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/9777) |
|
Karar Tarihi: 26/9/2019 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Burhan ÜSTÜN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Selahaddin MENTEŞ |
Raportör |
: |
Sinan ARMAĞAN |
Başvurucular |
: |
1. A.O.C. |
|
|
2. B.H.C. |
|
|
3. D.H. |
|
|
4. H.C. |
|
|
5. I.C. |
|
|
6. Q.C. |
Vekili |
: |
Av. Abdulhalim YILMAZ |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; insan haysiyetiyle bağdaşmayan koşullarda hukuka
aykırı olarak idari gözetim altında tutulma nedeniyle kişi hürriyeti ve
güvenliği hakkı ile kötü muamele yasağının, idari gözetim kararına itiraz kabul
edildiği hâlde lehe vekâlet ücreti hükmedilmemesi nedeniyle de mülkiyet
hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra başvuru Komisyona sunulmuştur.
3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili
kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir:
6. Başvuruculardan A.O.C., D.H. ile evli olup diğer başvurucular
bu kişilerin 2006, 2007, 2011 ve 2013 doğumlu müşterek çocuklarıdır. Fransa
Cumhuriyeti vatandaşı olan başvurucular 3/3/2015 tarihinde Türkiye"ye yasal
yollardan giriş yapmışlardır.
7. Başvurucular Türkiye"de yaşamaktayken Kocaeli Valiliğinin
24/3/2015 tarihli kararıyla -4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve
Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi
uyarınca- başvurucuların sınır dışı edilmelerine ve bir ay süreyle idari
gözetim altına alınmalarına karar verilmiştir.
8. Başvurucuların itirazı üzerine Kocaeli 2. Sulh Ceza
Hâkimliğinin 12/5/2015 tarihli kararıyla idari gözetim kararının sonlandırılmasına
karar verilmiştir. Başvurucular tutuldukları Kocaeli Geri Gönderme Merkezinden
aynı gün salıverilmişlerdir.
9. Verilen karar başvurucular vekiline 20/5/2015 tarihinde
tebliğ edilmiştir.
10. Başvurucular 3/6/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
11. İlgili hukuk için bkz. B.T.
([GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017, §§ 19-38) başvurusu hakkında
verilen karar.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 26/9/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
13. Başvurucular, içlerinden bir kısmının küçük yaşta olduğuna
bakılmaksızın ve hiçbirinin usule ilişkin güvencelerden faydalandırılmaksızın
hukuka aykırı şekilde idari gözetim altında tutulduklarını, tutulma
koşullarının insan haysiyetiyle bağdaşmayacak ölçüde kötü olduğunu ve hep
birlikte tutulmaları nedeniyle aile bütünlüklerinin bozulduğunu iddia
etmişlerdir. Başvurucular ayrıca itiraz üzerine Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla
serbest bırakılmalarına rağmen lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğini
belirterek Anayasa"nın 17., 19., 35., 36., 40. ve 41. maddelerinde güvence
altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki
nitelendirmesini kendisi takdir eder(Tahir
Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular geri gönderme
merkezinde hep birlikte tutulmaları nedeniyle aile bütünlüklerinin bozulduğunu
ileri sürmüş iseler de tutuldukları yerde maruz kaldıkları hangi eylemler veya
uygulamalar nedeniyle bu haklarının zarar gördüğünü somut olarak açıklamamış,
bu nedenle bu hak yönünden ayrıca bir inceleme yapılmamıştır. Başvurucuların
geri gönderme merkezinde tutulmalarına ilişkin şikâyetleri kötü muamele yasağı
ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında ele alınmıştır.
1. Kötü Muamele Yasağı
ile Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
15. Başvurucular; yaşlarına bakılmaksızın hukuka ve usule
ilişkin güvencelere aykırı olarak idari gözetim altında tutulmaları nedeniyle
kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, insan haysiyetiyle bağdaşmayan koşullarda
geri gönderme merkezinde tutulmaları nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal
edildiğini ileri sürmüş ve bu konulardaki şikâyetlerini ileri sürebilecekleri
etkili bir başvuru mekanizması bulunmadığını ifade etmişlerdir.
16. Anayasa Mahkemesi, B.T. başvurusunda
idari gözetim altında tutulma yerlerinin yönetim, denetim ve işletilmesinin
İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir kamu hizmeti olduğunu, 6/1/1982
tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesine göre idari
işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakkı doğrudan etkilenenlerin idari yargıda
tam yargı davası açabileceğini, teorik düzeyde mevcudiyeti tespit edilen bu
yolun -sırf bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta hiç işletilmemesinin etkisiz
olduğu biçiminde yorumlanamayacağını belirtmiş ve yabancının salıverilmesi
hâlinde etkili hukuk mekanizmasının tam yargı davası olduğunu ifade etmiştir (B.T., §§ 45-58).
17. Anayasa Mahkemesi aynı başvuruda, idari gözetimi sona
erdirilen başvurucuların hukuka aykırı olarak idari bir kararla
özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları nedeniyle uğradıklarını öne sürdükleri
maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma,
yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan
başvuruların incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varmıştır (B.T., § 73; A.A., B. No: 2014/18827, 20/12/2017, § 37).
18. Anayasa Mahkemesi R.M. ve
diğerleri (B. No: 2015/19133, 17/4/2019) başvurusunda bir kez daha
yukarıda yer verilen ilkelere bağlı kaldığını vurgulamıştır (aynı kararda bkz.
§ 31). Başvurucuların geri gönderme merkezinde tutulmaları nedeniyle kötü
muamele yasağı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği
iddiaları bakımından açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir husus
bulunmamaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
20. Bununla birlikte bu aşamada oluşan durum nedeniyle mevcut
başvuru yönünden işbu kararın ardından açılması muhtemel idari davanın süresine
ilişkin olarak bir hususun açıklığa kavuşturulması zorunluluğu hasıl olmuştur.
21. Öncelikle vurgulanmalıdır ki idari yargı yerlerinde açılacak
davaların süresine ilişkin koşulları incelemek ve idari davaların süresinde
açılıp açılmadığını değerlendirmek ilgili mahkemelerin takdirindedir. Öte
yandan inceleme konusu başvuruda olduğu gibi B.T.
kararındaki içtihat değişikliğinin Resmî Gazete"de
yayımlandığı 16/2/2018 tarihinden önce tam yargı davası yolu tüketilmeden,
doğrudan Anayasa Mahkemesine yapılan müracaatların başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunmasını müteakip açılacak davalarda
dava açma süresinin derece mahkemelerince bu kişilerin mahkemeye erişim
haklarının ihlaline neden olmayacak biçimde değerlendirilmesi gerektiğine de
işaret edilmelidir (B.T., § 59).
22. Kötü muamele yasağı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı
yönünden başvuru yollarının tüketilmemesine istinaden kabul edilemezlik kararı
verildiğinden anılan yasak ve hakla bağlantılı olarak Anayasa"nın 40.
maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasının bu
aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
2. Lehe Vekâlet Ücreti
Hükmedilmediğine İlişkin İddia
23. Başvurucular, idari gözetim kararına itirazları sulh ceza
hâkimliklerince kabul edilmesine rağmen lehlerine vekâlet ücretine
hükmedilmemesi nedeniyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında, anayasal açıdan önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara
uğramadığı başvuruların esastan incelenmeksizin reddedilebileceği hüküm altına
alınmıştır.
25. Anılan hükümle anayasal ve kişisel önemden yoksun
başvuruların esastan incelenmemesine imkân tanıyan ek bir kabul edilebilirlik
kriteri getirilmiştir. Dolayısıyla diğer tüm kabul edilebilirlik kriterlerini
taşısa hatta esas hakkında incelemeye geçildiğinde ihlal kararı verilebilecek
nitelikte olsa bile kanunda belirtilen nitelikteki bir başvuru kabul edilemez
bulunabilecektir (K.V. [GK], B.
No: 2014/2293, 1/12/2016, § 55).
26. Kanun’da anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların
kabul edilemez bulunabilmesi için iki koşul öngörülmüştür: Anayasal önem olarak adlandırılabilecek
olan birinci koşul başvurunun Anayasa’nın
uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının
belirlenmesi açısından önem taşımaması, kişisel önem olarak adlandırılabilecek olan ikinci koşul ise
başvurucunun önemli bir zarara uğramamasıdır
(K.V., § 57).
27. Anayasa hükümlerinin yorumlanması açısından önem taşıma
unsurunun başta Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yoluyla daha önce
yorumlamadığı meseleleri kapsadığında kuşku bulunmamaktadır. Bununla birlikte
Anayasa Mahkemesi, bir meseleyle ilgili olarak daha önce Anayasa’nın ilgili
hükümlerini yorumlamış olsa bile değişen durumları dikkate alarak yeniden
yorumlama ihtiyacı duyabilir. Bu durumda da o meseleye ilişkin başvurunun
anayasal öneminin bulunduğunu kabul etmek gerekir(K.V., § 63).
28. Anayasa’nın uygulanması açısından önem taşıma unsurunda ise
Anayasa hükümlerinin uygulanması açısından başvurunun önem taşıdığının
söylenebilmesi için kamu makamları ve derece mahkemelerinin belli bir meseleye
ilişkin uygulamalarının Anayasa Mahkemesi yorumlarından farklı olması ve bu
farklılığın da önemli olması gerekir (K.V.,
§ 64).
29. Kişisel önemin bulunmaması koşulu ise -başvurucunun içinde
bulunduğu koşullar da dâhil olmak üzere- her olayın kendine özgü koşulları
dikkate alınarak ve objektif verilerden hareket edilerek Anayasa Mahkemesi
tarafından değerlendirilir (K.V.,
§§ 66, 67).
30. Somut olayda başvurucular, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi
gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Başvurucuların
iddiasının özü mülkiyet haklarının ihlal edildiğine yönelik olup başvurucular tarafından dile getirilen
şikâyetlere benzer şikâyetlerin Anayasa Mahkemesince daha önce incelendiği
anlaşılmaktadır (Daygınat MAGOMEDZHAMILOVA ve diğerleri, B. No:
2015/516, 20/3/2019, §§ 33-42).
31. Başvurucular açısından kişisel olarak önem taşıyan husus,
kesin nitelikteki kararla yararlarına bir miktar vekâlet ücreti takdir
edilmemesidir. Takdir edilmeyen vekâlet ücreti nedeniyle başvurucuların içinde
bulunduğu kişisel koşullara göre kendilerine
ciddi anlamda zarar verdiği ve kendileri için ne denli önemli olduğu hususunda
herhangi bir açıklamalarının olmadığı da gözetildiğinde önemli bir zarar olduğu
kanaatine ulaşılamamıştır.
32. Açıklanan gerekçelerle Anayasa"nın yorumlanması ve
uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucuların da önemli bir zarara
uğramadığı sonucuna varıldığından anayasal ve kişisel önemden yoksun olduğu
anlaşılan başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliklerinin gizli
tutulması taleplerinin KABULÜNE,
B. 1. Kötü muamele yasağı ile kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
26/9/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.