8. Hukuk Dairesi 2018/15161 E. , 2018/19950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili (... hariç) tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, tarafların dava konusu 568 ada 23 parsel ve üzerindeki binalara müşterek malik olduklarını, davalıların davacının payına düşen dükkan ve meskenlerin bazılarının kendileri tarafından kullanıldığı bazılarının ise kiraya verilmek suretiyle kullanıldığını, davalılara ... 2. Noterliğinden 10.11.2010 tarihinde ihtar çekildiğini, ancak yanıt alınmadığını bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerindeki dükkan ve dairelerdeki davacı payına düşen bedelinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2006 yılı için 1000 TL, 2007 yılı için 1500 TL, 2008 yılı için 2000 TL, 2009 yılı için 2500 TL, 2010 yılı için ise 3000 TL ecrimisilin her yıl için ocak ayından itibaren yasal faiz işletilerek müştereken müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiş, daha sonra ise bilirkişi tarafından belirlenen miktarlar üzerinden taleplerini ıslah etmiştir.
Davalı ...; 1975 yılından beri başka şehirde ikamet ettiğini, senede 1 haftalığına gidip evde kaldığını, dükkanın ise annesi ........ Topaloğlu’nun isteği üzerine vergi indirimden yararlanılması amacıyla ruhsatının alındığını, ancak kardeşleri ........’ın çalıştığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; ........ Topaloğlu’nun davacıya dava konusu taşınmaz dışında 3 katlı bina verdiğini ve bu binanın dava konusu taşınmazda hak iddia etmemesi amacıyla verdiğini, davacının binalarda fiili hakkının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Topaloğlu, davanın reddini savunmuştur. Davalılardan ... ise beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine, dükkan, 4 adet mesken ve yaşlı kadına verilen mesken yönünden davalılar aleyhine her biri yönünden ayrı ayrı ecrimisile hükmedilerek davanın kabulüne, bu taşınmazlar yönünden fazlaya ilişkin talep ile öğrencilere verilen meskene ilişkin talep yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm bir kısım davalılar vekili (... hariç) tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; Ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre bir kısım davalılar vekilinin bilirkişi raporunda B harfli olarak gösterilen (yaşlı kadına ve öğrencilere verilmek suretiyle kullanılan) binaya ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Raporda A harfi ile gösterilen dükkan ve meskenlerin bulunduğu binaya ilişkin bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava konusu taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde 5768 ada 23 parsel altta dükkanı olan avlulu kagir 2 binadan oluşan ev vasfında olduğu ve 23.11.1982 tarihinde bağış yoluyla tam hisse ile ........ Topaloğlu adına kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. ........ Topaloğlu davacı ve davalıların annesi olup taraflar dava konusu taşınmazda elbirliği mülkiyeti hakkına sahiptirler. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde A harfi ile gösterilen bina ile B harfiyle gösterilen bina olmak üzere toplam 2 adet bina bulunduğu A harfli binanın 5 katlı olup ilk katında dükkan geriye kalan 4 katında ise her katta 1 daire olacak şekilde 4 adet mesken bulunduğu, B harfli binanın ise 2 katlı olup meskenlerin bulunduğu tespit edilmiştir. Tanık beyanlarından dava konusu taşınmaz üzerindeki A harfli binada yer alan dükkanın davalılar tarafından işletildiği, 4 katlı meskenin yine 4 davalı tarafından ayrı ayrı kullanıldığı, B harfli binadaki dairelerden birinde yaşlı bir kadının kirada oturduğu diğer dairede ise öğrencilerin oturduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (........ gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 günlü ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
Bu bilgiler doğrultusunda dava konusu taşınmaz üzerindeki bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen binadaki dükkan ve 4 adet mesken’in dosya kapsamında da anlaşıldığı üzere davalılar tarafından bizzat kullanıldığı sabit olduğuna göre intifadan men koşulunun istisnalarının bu davada uygulaması bulunmamaktadır. O halde davacının ecrimisil talep edebilmesi için de intifadan men koşulunu yerine getirmiş olması gerekir. Bu doğrultuda davacı tarafından davalılara noterden 10.11.2010 tarihinde ihtar çekilmiş olup intifadan men koşulu davacı tarafından sağlanmıştır. Ancak mahkemece alınan bilirkişi raporunda ihtarnamenin davalılara tebliği tarihi dikkate alınmaksızın doğrudan dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık talep aralığında hesaplama yapılmış ve mahkemece bu hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; davalıların dava konusu taşınmaz üzerindeki A harfli binayı bizzat kullanmaları suretiyle tasarruf ettikleri ve bu A harfli bina yönünden intifadan men koşulunun ihtarnamenin tebliği ile oluştuğu anlaşıldığına göre, ihtarnamenin davalılara tebliğ tarihi saptanarak bu tarihten dava tarihine kadar olan dönem için ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, bu dönemi aşar şekilde ecrimisile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin raporda A harfi ile gösterilen binaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bir kısım davalılar vekilinin, raporda B harfi ile gösterilen binaya ilişkin temyiz itirazlarının ise yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden bir kısım davalılara iadesine, 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.