Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/881
Karar No: 2020/2980
Karar Tarihi: 01.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/881 Esas 2020/2980 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/881 E.  ,  2020/2980 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkilinin davalı ... Hırdavat Pazarlama İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketinden alacağı dolayısıyla Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünde 2011/10692, Bakırköy 17. İcra Müdürlüğünde 2011/10273 sayılı takip yaptıklarını, ancak haczi kabil mal bulunmadığını ve ... Şeyhli 7472 ada, 4 parsel sayılı taşınmazı davalı borçlunun 25/10/2011 tarihinde 370.000,00 TL bedelle diğer davalı ...’ya devrettiğini, bu işlemin mal kaçırmak kastı ile yapıldığını belirterek tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; işlemin muvazaalı olmayıp, gerçek satış olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... Hırdavat Paz. İnş San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; krediyi davalı ..."nın satın aldığı dava konusu yerin bedelini ödemek için aldığı ve akit tablosundaki bedelin harcı az ödemek için bu şekilde gösterildiği kanaati hasıl olduğu, satışın mal kaçırmak kastıyla olmadığı, gerçek satış olup, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İptal davasından maksat, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278,
    279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda; davalı ..."nın Türkiye Finansbanktan 27/10/2011 tarihinde 650.000,00 TL kredi çekip aynı tarihte diğer davalı borçlu satıcı ... Hırdavat şirketine gönderdiği, krediyi davalı ..." nın satın aldığı dava konusu yerin bedelini ödemek için aldığı ve akit tablosundaki bedelin harcı az ödemek için bu şekilde gösterildiği kanaati ile davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda, her ne kadar taşınmaza ilişkin satış bedelinin rayice uygun olmasından dolayı ortada bedel farkı bulunmasa da; dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarına göre davalı borçlu şirketi temsile yetkili olan Mecit Kaya’nın; davalı 3. kişi ...’nın amcası olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; davalı 3. kişi ...’nın davalı borçlunun İİK 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 01/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi