17. Hukuk Dairesi 2018/5491 E. , 2020/2985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, dava dışı ..."in Grup Sağlık Sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davalı ... Sigorta A.Ş."nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçta yolcu iken meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığını, davalıya sigortalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle tedavi giderlerinin müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek 11.957,20 TL alacağın 04.06.2008 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, 15.01.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 14.135.29 TL"ye yükselterek ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili, sigortalı aracın kusurlu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece verilen 13.05.2010 tarihli ve 2008/181 Esas, 2010/151 Karar sayılı kararı ile davalı sürücünün %100 kusuruyla kazanın meydana geldiği, sigortalıya uygulanan tedavi programının klinik tanı ile uyumlu olduğu, davalılar ... Tur Ltd. Şti. ve ... hakkındaki davanın takip edilmediği gerekçesiyle bu iki davalı hakkındaki davanın HUMK . 409. maddesi gereği işlemden kaldırılmasına, davalı ... Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın kabulüne, 14.135,29 TL"nin dava tarihinden itibaren faiziyle bu davalıdan tahsiline dair verilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.02.2012 tarihli ve 2010/14230 Esas,2012/1828 Karar sayılı ilamı ile Karar tarihinden sonra temyiz aşamasında yürürlüğe giren 25.02.2011 tarih ve 6111 sayılı Yasa"nın 59 ve geçici 1. maddesinin somut olaya uygulama olanağının olup olmadığının değerlendirilmesi için mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak SGK Başkanlığı asıl davaya dahil edilmiş, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/282 Esas 2014/436 Karar ve 12/11/2014 tarihli kararı ile davacı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına karşı da aynı kazadan dolayı açılan tazminat davası mahkemenin bu dosyası ile birleştirilmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl davada davanın kabulü ile; 14.135,29 TL."nin ... Sigorta (Halk Sigorta AŞ) dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, asıl davada dahili davalı yapılan SGK hakkında dosyamızla birleşen İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/282 E. sayılı dosyasında da dava açıldığı anlaşılmakla SGK hakkında açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine, dosyamızla birleşen İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/282 E. sayılı dosyasında davalı SGK hakkında açılan davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... Sigorta ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, sağlık sigorta poliçesi ile sigortalanana yapılan tedavi giderlerinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda; mahkemece kararın gerekçesinde; hem “Doktor bilirkişisi 27.2.2015 tarihli raporunda SGK kurumu tarafından ödenmesi gereken tedavi gideri toplamının 2.069,90 TL olduğunu bildirmiş ise de SGK’nın tedavi giderinin tümünden sorumlu tutulması gerektiğinden bilrikişinin bu görüşüne itibar edilmemiş, Davacının tahsilini talep edebileceği tedavi gideri toplamının 14.135,29 TL olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. …" ifadeleri kullanılmış, hem de hemen devamında yukarıdaki gerekçe ile çelişki oluşturacak şekilde "… birleşen İstanbul 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/282 esas sayılı dosyasında dava açılmış ise de davalı ... zarar sorumlusunun sigortacısı olduğundan zarardan sorumludur. Davalı SGK"nın sorumluluğu yoktur, bu nedenle SGK hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.." ifadeleri kullanılmış ve gerekçe ile uyumsuz olacak şekilde “asıl davada davanın kabulü ile 14.135,29 TL."nin ... Sigorta (Halk Sigorta AŞ) dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, asıl davada dahili davalı yapılan SGK hakkında dosyamızla birleşen İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/282 E. sayılı dosyasında da dava açıldığı anlaşılmakla SGK hakkında açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine, dosyamızla birleşen İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/282 E. sayılı dosyasında davalı SGK hakkında açılan davanın reddine” karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken
Anayasa ile 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, çelişkili gerekçe ve gerekçe hüküm çelişkisi içeren karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep şekline göre davacı vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ... Sigorta A.Ş."ye geri verilmesine 01/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.