8. Hukuk Dairesi 2016/16572 E. , 2018/20036 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile Mah. Sıf.) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün her iki taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili, boşanma dava dilekçesiyle birlikte evlilik birliği içinde davacı ...... tarafından bedeli ödenerek davalı ...... adına edinilen bir adet ...... ve araç bulunduğunu, aracın davacının katılma alacağını azaltmak kastıyla üçüncü şahsa devredildiğini, ayrıca davalı ......ın kişisel malı olan bir tarlanın ...... açılıp ...... dikilmek suretiyle ...... haline getirilip değer artışının meydana gelmesinde katkısı olduğunu açıklayarak, 40.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, boşanmadan tefrik edilen bu istekler yönünden 05.06.2015 tarihli dilekçeyle ...... için 60.000,00 TL, araç yönünden 10.000,00 TL ve tarlaya yapılan iyileştirmeler yönünden ise 10.000,00 TL olmak üzere taleplerini 80.000,00 TL"ye yükseltmiş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen dosyada davacı ... Küçükyurt vekili, açtıkları birleşen boşanma dava dilekçesiyle birlikte düğünde davacı ......a takılan ancak 3-4 ay sonra davalı ...... tarafından alınıp banka kredisi ödemesinde kullanılıp geri iade edilmeyen altınlar yönünden 40.000,00 TL ile davalı erkeğin evlilik birliği içinde edindiği ......, minibüs vb mallarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL"nin faizleriyle birlikte ......"dan tahsilini talep etmiş, boşanmadan tefrik edilen bu istekler yönünden harcını yatırmak suretiyle sundukları 01.06.2015 tarihli dilekçeyle araçlar yönünden taleplerini 30.000,00 TL"ye yükseltmiş, asıl davaya konu malvarlığının edinilmesinde ise erkeğin katkısı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüyle 8.375,00 TL ziynet alacağının boşanmanın kesinleştiği 18.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalı ..."dan alınarak davacı ..."ya verilmesine,fazlaya ilişkin ispat olunamayan taleplerin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, birleşen davada faiz başlangıcı olarak dava tarihi 14.02.2012 yerine boşanmanın kesinleştiği 18.02.2014 tarihinin esas alınması hatalı ise de faiz başlangıcının birleşen dosya davalısı tarafından temyiz edildiğine, temyiz edenin sıfatı ve aleyhe bozma yasağı kuralı gözetilerek bu nedenle belirtilen husus konusunda bozma yapılamayacağına ve takdirde bir isabetsizlikde bulunmadığına göre, davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin ve davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı-birleşen dosyada davalı ... vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, 11.12.2015 tarihli bilirkişi raporu denetime ve karar vermeye elverişli görülerek hükme esas alınıp asıl davanın tümden reddine karar verilmiş ise de, rapor incelendiğinde yapılan tespit ve değerlendirmelerin Yasa"ya, Daire"nin yerleşmiş uygulamasına ve dosya kapsamına uygun düşmediği anlaşılmaktadır.
Dava konusu edilen 839 ada 6 parselde kayıtlı ...... eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 16.12.2005 tarihinde satış yoluyla davalı ...... adına tescil edilmiştir. Mahkemece kabul edilen raporda bu ......nın bedelinin davacı ...... tarafından ödenip davalı ...... adına tescil edilmesi gizli bağış olarak değerlendirilmiştir. Ne var ki evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta yapılan işlemin bağış olduğunu çağrıştıracak bir kavram, kelime veya söze dosya kapsamında rastlanılmamıştır. ......, edinme tarihi itibariyle aksi ispat edilemediğinden davalı ......ın edinilmiş malı olduğunun kabulü gerekir.
Tasfiyeye konu diğer mal varlığı ise eşler arasında yine edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 18.04.2011 tarihinde davalı ...... adına edinilen araç olup, 30.12.2011 boşanma dava tarihinde dokuz gün önce 21.12.2011 tarihinde üçüncü bir şahsa devredilmiştir. Davacının araç alınırken 10.000,00 TL bedel ödediği iddiası ispatlanamadığından bahisle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacağının olmadığına dair tespit yerinde değildir. Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Aracın, edinme tarihi itibariyle aksi ispat edilemediğinden davalı ......ın edinilmiş malı olarak kabulü gerekmektedir.
Asıl davaya konu edilen son değer ise davalı ......ın kişisel malı olduğu ihtilafsız olan 102 ada 11 parsele kayıtlı ......nın sulama sistemi yaptırılmak, ...... dikilmek suretiyle meydana gelen değer artışından kaynaklı alacak isteğine ilişkindir. Bu istek yönünden de davacı erkeğin iyileştirmelere para ödediğini ispat edemediğinden ret kararı verilmiş ise de dosya kapsamındaki bilgi, belge ve beyanlara göre davalı ......ın kişisel malı olan ......ya söz konusu iyileştirmeler eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yaptırılmış olup aksi de ispat edilemediğine göre iyileştirmelerin edinilmiş mallardan karşılandığının kabulü gerekeceğinden davacının katılma alacağı hakkı bulunduğu kuşkusuzdur.
Mahkemece, yapılacak iş; dava konusu ......, araç ve davalının kişisel malı olan tarlaya yapılan iyileştirmeler yönünden Daire"nin yerleşmiş ilke ve esaslarına uygun şekilde talepte gözetilerek davacının katılma alacağının hesaplanması talep de gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması olmalıdır.
3. Davalı-birleşen dosyada davacı ... vekilinin birleşen davaya yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, 11.12.2015 tarihli bilirkişi raporu denetime ve karar vermeye elverişli görülerek hükme esas alınıp birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de;...... plakalı ...... ve 3 adet bilezik yönünden yapılan değerlendirme hatalı olmuştur.
Tasfiyeye konu edilen...... plakalı ...... eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 27.05.2009 tarihinde davalı ...... adına edinilmiş olup, mal rejimi sona erdikten sonraki bir tarih olan 28.06.2012 tarihinde üçüncü şahsa devredilmiştir. Davacı ......ın araç alımına katkı sağladığına ilişkin somut belge sunulmadığından talebin reddi yerinde değildir. Az yukarıda izah edildiği üzere katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. ......ün, edinme tarihi itibariyle aksi ispat edilemediğinden davalı erkeğin edinilmiş malı olarak kabulü gerekir. Mahkemece, bu ...... yönünden talepde gözetilerek davacının katılma alacağı hesaplanmalıdır. Bununla birlikte talep konusu ziynet eşyalarından, davalı erkeğin 11.02.2016 tarihli on ikinci celse yemin ve kabule yönelik beyanı gözetilerek 3 adet bilezik yönündende kabul kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde sadece 50 adet çeyrek altına dair hüküm tesis edilmeside hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin, (3) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı- birleşen dosyada davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, her iki taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 11.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.